Bizler, 300 bine yakın, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF-İşletme, İktisat,Kamu, Maliye...) mezunlarıyız. 2011/2 Kasım atamasında bu kadar mezuna 300 civarında kadro verilmiştir. Uzmanlaşmanın giderek önem arz ettiği ülkemizde, kurumların Genel İdari Hizmetler (GİH) kadrolarına, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) dışındaki mezunların, "herhangi bir lisans mezunu olmak" kriteri ile alınması, sizce akılcı mıdır? Kamu kurumlarının GİH kadrolarına, 4001, yani "herhangi bir lisans mezunu olmak" kriterinin konulması, uzmanlaşmaya vurulan en büyük darbedir. Çünkü bu kod, alınacak personelde hiçbir nitelik aramamaktadır. Kurumların da bu durumdan şikayetçi olduğunu biliyoruz. Fen Edebiyat Fakültesi ve Eğitim Fakültesi mezunları, B grubu memurluk kadrolarını, kendileri için bir basamak olarak görmektedirler. SGK, PTT, Gümrük, İçişleri Bakanlığı, İŞKUR gibi daha birçok kuruma atanan Fen Edebiyat Fakültesi ve Eğitim Fakültesi mezunları, öğretmen olarak atanınca, istifa edip gitmektedirler. Bu kurumlarla davalık olmaktalar ve o kurumun işlerini aksatmaktadırlar. İŞKUR'un, "herhangi bir lisans mezunu olmak" kriteri ile istihdam ettiği "iş koçları", çoğunlukla Fen Edebiyat ve Eğitim Fakültesi mezunlarından oluşmaktadır. İleride bir öğretmen ataması olunca, çoğu istifa edip gidecektir. Devlet Personel Başkanlığı ve kurumlardan talebimiz, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin nitelik kodlarıyla diğer bölüm kodlarını bir arada kullanmamalarıdır. İhtiyaç halinde İİBF nitelik kodları ile diğer fakülte kodları, ayrı kurum kodlarında kullanılmalıdır. PTT'de, Endüstri mühendisi ile bizim kodlarımız birlikte kullanılmıştır. Biz nasıl bir mühendisin, sağlıkçının, din görevlisinin kodunda yer alamıyorsak; diğer fakülte nitelik kodları, özellikle herhangi bir nitelik belirtmeyen 4001 ve Fen Edebiyat Fakültesi nitelik kodlarıyla bizim nitelik kodlarımız ayrı kullanılmalıdır. (Nitelik kodlarımız: 4421-4427-4429-4431-4459-4503-4507) Ayrıca, temeli Osmanlı Devleti zamanında atılan Mülkiye Mektebinin amacı, memur yetiştirmekti. Türkiye Cumhuriyetinde de adı Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak değişse de, bölümlerimiz, ülkemize hem yönetici hem memur yetiştirmektedir. Atama bekleyen 300 bin İİBF mezununa, şu ana kadar toplamda 7 bin kadro verildi. Son atama haziran ayında yapılacak. Bizler sabırsızlıkla ve endişeyle haziranı beklemekteyiz. Öğretmen atamalarında, tek seferde 20 bin, 30 bin, 40 bin kadro veren devletimizin, hiç olmazsa haziran ayında yapılacak merkezî atamalarda, sayısı 300 bine varan İİBF mezunlarına en azından 15 bin kadro vermesi gerektiğini düşünüyoruz. İİBF mezunları olarak KPSS'ye para ve zaman vermekten yorulduk artık. İİBF mezunları Osmanlıca dersi okullarda mecburi olsun Okullarımıza, bundan böyle seçmeli olarak Kur'an-ı Kerim, ve Peygamber Efendimizin hayatını anlatan derslerin konması çok güzel olmuştur. Fakat bu yeterli değil. Okullarımıza seçmeli Osmanlıca dersleri de konmalı, hatta Osmanlıcayı mecburi dersler arasına da koyabilirsiniz. Osmanlıca okunmaması çok büyük bir eksikliktir. Gençlerimiz, dedelerinden kalan eserlerin hiçbirine, tercüme edilmedikten sonra mana verememektedir. Geçmişimize büyük bir set çektik. İnsanımızın lisanını değiştirerek, mazimizle bağlarımızı kopardık. Artık insanlarımız dedelerini ninelerini anlamaz oldu. Bırakalım öyle büyük eserleri, dedelerimiz, ninelerimizin mezar taşlarını bile okuyamamaktayız. Sizce bu büyük bir eksiklik değil midir?!. Yanlışta fazla ısrar etmenin bir mantığı olamaz. Zararın neresinden dönsek kârdır. Artık gençlerimiz, insanlarımız atalarının konuşma ve yazı dilini öğrenmeli, bu muhteşem medeniyetin yazılı eserlerini okuyabilmelidir. Bu, milletimizi ve devletimizi ancak yüceltir. Nizamettin Bekar-TRABZON Öğretmen olmak mı, yoksa aile kurmak mı suçumuz? Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, 5.12.2011 tarihinde yayımladığı genelge ile, öğretmen eş durumu atamalarında, il emri uygulamasını kaldırdığını, bundan sonra atamalarda hizmet puanı üstünlüğüne gidileceğini bildirmiştir. Atamalarda hizmet puanı üstünlüğüne gidilmesiyle, öğretmenlerin, eşlerin yanına gitmesi neredeyse hayal olacaktır. Öğretmen olmanın karşılığı, bu kadar ağır bir bedel olmamalı. Bizler, kime ne yaptık da bakanlığımız bizi eşlerimizden ayırma yoluna gitmiş, bizi buna reva görmüştür. Aile kurmak mı suç? Herkesin çocuğu var, neden sadece bizim çocuklarımız gözyaşına mahkûm bırakılıyor. Bunlar, insanın içini acıtan şeylerdir. Lütfen öğretmenlerin üzerine bu kadar gelinmesin. Biz ne zam istiyoruz ne de ek ödeme, bizi sadece ailemizin yanına gönderin yeter. Bu yüzden, il emrinin kaldırılmasını istemiyoruz... Bir grup öğretmen Sosyal devlet ve memur zammı Hükümetimiz, ücret dengesizliğini giderme sözü verdi. Fakat, maalesef yanlış yapıyoruz. Askere zam yapılıyor, milletvekilleri, kendi maaşlarına bir gecede zam yapabiliyor. Memura gelince, kaynak yok. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" prensibi ile hareket eden hükümetimiz, bu hatalara vesile olmamalı. Birilerine kaynak var, birilerine yok. Bu mu bizim eşitlik ve adalet anlayışımız? Üstelik doğalgaz ve elektriğe, yakıta yeni zam geldi. Bunlara zam gelmesi demek, birçok ürünün pahalanması demek. Lütfen, sosyal devlet olma yolunda, daha duyarlı olalım... Bir grup memur > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00