İlköğretim Müfettişleri, 657 Sayılı Kanunun 36/A-11'inci maddesinde yer almıştır. Bu madde kapsamında bulunan diğer denetim elemanları ile aynı altyapıya sahip olup, eşit işe eşit ücret ilkesinin en çok yaraladığı kariyer meslek mensubudurlar. Bu eşit altyapıya rağmen, müfettiş unvanlı denetim elemanlarına tanınan özlük haklarından, İlköğretim müfettişlerinin yararlanamaması, denetim ve rehberliğini yaptığı personelden daha az maaş alır duruma düşmesi ciddi şekilde, çalışma azimlerini ve motivasyonlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Temmuz 2008 itibariyle: En düşük memur maaşı: 1119 YTL, İlköğretim Müfettiş Yrd. (1/1) 1136 YTL, İlköğretim Müfettişi (1/1) 1324 YTL, Öğretmen (1/1) 1370 YTL, Uzman Öğretmen (1/1) 1467 YTL, Başöğretmen Maaşı (1/1) 1564 YTL ve diğer Müfettişlerin en düşük maaşları 2300 YTL'dir. Eğitim adına önemli işler yapan, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 600 bini öğretmen olmak üzere, çeşitli hizmet sınıflarından 700 binin üzerindeki personel kadrosunun işbaşında yetiştirilmesinden ve denetlenmesinden, Bakanlık müfettişleriyle birlikte sorumlu olan ilköğretim müfettişleri, huzursuz, mutsuz olmakta, çalışma şevkleri kırılmaktadır. Bu problemi çözmek amacıyla Bakanlığımız tarafından birçok defa hazırlanan kanun tasarıları ne yazık ki bugüne kadar hayata geçemedi. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Ek 3'üncü Maddesi Uyarınca Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Karar" 16 Ağustos 2008 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2008/14012 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında da İlköğretim Müfettişleri unutulmuştur. İlköğretim Müfettişleri ek ödeme değil, adaletsizliğin giderilmesini, eşit işe eşit ücret ilkesinin hayata geçirilmesini istemektedirler. İlköğretim Müfettişlerinin durumlarının düzeltilmesi ve eşit işe eşit ücret ilkesinin hayata geçmesi için ve Başbakanlıkta bulunan İlköğretim Müfettişleriyle ilgili kanun tasarısına uygun olarak; 1. İlköğretim müfettişlerinin "Müfettiş" unvanlı diğer denetim elemanları ile aynı kategoride ele alınması, 2. İlköğretim Müfettişlerinin adının "Eğitim Müfettişi" olarak değiştirilmesi, 3. İlköğretim Müfettişlerinin kadrolarının Eğitim Öğretim Sınıfından, Genel İdare Hizmetleri sınıfına aktarılması, 4. İlköğretim Müfettişlerine unvan kademelerinin getirilmesi, 5. 657 sayılı Kanunun 152'nci maddesinin II-Tazminatlar A-Özel Hizmet Tazminatı bölümünün (h) bendinde yer alan İlköğretim Müfettişlerinin (g) bendine eklenmesi, 6. 657 sayılı Kanuna ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 8'inci fıkrasının (a) bendine ilköğretim Müfettişlerinin eklenmesi, gerekmektedir. G. B. (İlköğretim Müfettiş Yardımcısı) >> Yapılan bunca icraatı unutmak mümkün mü? 58 ve 59. Hükümetler iş başına gelmeden önceki yılları hatırlayınca vatandaş olarak yüreğim kan ağlıyor... Düşünebiliyor musunuz? Bir vergi iade zarfını bankaya teslim etmek için neler çekti bu millet! Paralarımız sıfırlarla doldurularak pul olmuştu... AK Parti iktidara gelmeden önce, bankaya yatırdığım eski bol sıfırlı 50 milyon liramdan acele bir işimin görülmesi için 20 milyon lira çekmek istedim. Koskoca Ziraat Bankası'ndan eli boş döndüm, "para yok" dediler... Allah aşkına söyler misiniz bunu nasıl unuturum? Özürlü vatandaşlarımıza her çeşit kolaylıklar gösterildi ve gereken yardımlar yapıldı... Ya hastanelerin durumu? Ayırıp kayırmaya son verildi. "Sen sigortalısın bu hastaneye gelemezsin", "sen Bağ-Kurlusun Tepecik hastanesine gideceksin" gibi ayırıp kayırmalara son verildi... Allah aşkına söyler misiniz bana bundan büyük iyilik olur mu? Vatandaşlar sevinçlerinden ağladılar.. Ya kitap kuyrukları... Çocukları okula giden babalar ve anneler nineler ve dedeler neler çektiler? Haftalarca kitapçıların önünde çocuğuna bir kitap almak için kuyrukta bekledikleri günlerin unutulmasına imkan var mıdır? Şu andaki hükümetimiz daha okullar açılmadan öğrencilerin kitaplarını okulda sıraların üzerine koydurdu... Bunları bu aziz milletlimiz nasıl unutur? İzmir Büyükçiğli İ.Ö.O'nun karşısındaki kırtasiyeden gazetemi aldım. Eve giderken yolda ağlayarak giden yaşlı bir teyze gördüm ve şöyle dedim: "Hayrola teyze ne derdin var niçin ağlıyorsun?" O yaşlı teyze hüngür hüngür ağlayarak şöyle dedi: Yaşlı olsam da bana: "Evladım okula bir gittim, torunumun kitapları sıranın üzerine konulmuş. Torunumun sevinci benim de sevinç gözyaşlarım oldu... Allah bu hükümetimize zeval vermesin... Tuttukları altın olsun..." diye dua ediyordu... İşte bu dualar neticesinde hükümetimiz yine işbaşında... İsmail Avcı (Emekli Öğretmen)