İlle de Eğitim Fakültesi mezunu bakan mı çözer!

Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bizler Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Almanca ve Fransızca Öğretmenliği bölümü mezunuyuz. Bölümümüzün uzun süredir ataması olmadığı için, Sınıf Öğretmenliği Sertifikası alıp genelde Şubatta Sınıf Öğretmeni olarak atanmaktaydık. Ancak yıllardır oturmuş bu sistem 2002'den itibaren, 57. hükümetin Fen-Edebiyat mezunu olan M. E. Bakanı Metin Tekin tarafından Malum 3 Kasım seçimleri sebebiyle değiştirildi ve yaklaşık 5000 civarındaki sertifikalı eğitim fakültesi mezunları 2002-2003 atamalarına müracaat dahi edemedi. Çünkü bu hak bizlerden gasp edilerek Fen-Edebiyatlılara verilmişti. İkinci atamada 5000 kadro Fen-Edebiyatlılara, 750 gibi komik bir kontenjan sertifikalı eğitim mezunlarına verildi. Oysa tam tersi olmalıydı. MEB'in sitesinde kimler öğretmen olabilir başlığı altında; Eğitim Fakültesi mezunlarının öncelikli olarak atanacağı, ancak açık olması durumunda Fen-Edebiyat mezunlarından takviye yapılabileceği belirtiliyor. Ancak Fen-Edebiyatlılar, okullarının öğretmen yetiştirmediğini ve atanacaklarına dair bir güvence olmadığını bildikleri halde genelde Eğitim Fakültelerinden daha düşük puanla öğrenci alan bu okulları tercih ediyorlar. Neticede ailecek mağdur edildiklerini sürekli dile getirerek kamuoyunu etkilediler. Durum böyleyken, yapılan bu haksızlığı duyuramayıp sineye çektik.. Artık sadece Fen-Edebiyatlıların sıkıntıları konuşuluyor. Birçoğumuz binbir müşkülatla maddi ve manevi sıkıntılarla okuyup bir an önce görev alıp ailemizi ve kendimizi güvenceye almak istiyoruz. Bu yapılanları hak etmiyoruz. Sertifikalı eğitim mezunlarının hali ne olacak? Durumumuzun çözümü için Eğitim Fakültesi mezunu bir bakanın atanmasını veya yeni bir seçimi beklememiz mi gerekiyor? Bu sene KPS sisteminde değişiklik yapılacak mı? (Biz 4 yıl boyunca matematik dersi görmüyoruz. Ancak Fen-Edebiyat Fizik mezunu KPSS'de matematik kaçırmıyor ve bizim yerimize atanıyor. Geçen Sınıf Öğretmenliği mezunları 65'e kadar atandılar. Oysa 2. atamada sertifikalılardan 73 ve üstü puan alanlar atandı. Eğer seviyenin yüksek olması isteniyorsa 73 puan adayla 65 puanla atanan arasında ciddi bilgi farkı vardır ve bu aday atanmamalı. O halde sınav sisteminde yeni bir adalet sağlanmalı. Puanların bölümlere göre yeniden düzenlenmesi gerekir.) Eğer bizleri atamayacaksanız neden bu bölümlere öğrenci alıyorsunuz? Neden 2001'de krizde atayacağız diye 450 milyona sertifika verdiniz? Çünkü geçen sene sırf vaad ettik diye Fen-Edebiyatları atadınız. Oysa şimdi Yabancı Dil mezunu Sınıf Öğretmenliğinden ne anlar (sanki Fen-Edebiyat mezunları asıl branşlarının yanı sıra Sınıf Öğretmenliği dersleri görüyor.) denerek, bizlere İngilizce sertifikası vererip İngilizce öğretmeni olarak atayacaklarını söylüyorlar. Peki buna nasıl güvenelim? Çünkü İngilizce öğretmenliği Sertifika programı yaklaşık 9 ay sürüyor ve 3.5 milyar gibi günümüz şartlarına göre korkunç bir rakam karşılında veriliyor. Almanca ve Fransızca öğretmenleri atanacak mı? Ayrıca bunu almış olsak bile atanma garantisi verilmiyor ve bir senemiz de yanıyor. > Tayin bekleyen Eğitim Fakültesi mezunları Sosyal Güvenlik kuruluşları nasıl dolandırılıyor? Köşenizde, Sosyal Güvenlik kuruluşlarının nasıl dolandırıldığına dair yazıyı okudum. Bu konuya yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Aynı konuyu istismar ederek, haksız kazanç sağlayan bildiğim iki aile var. Birinin kocası ölmüş, tekrar evlenmiş; sonradan anlaşmalı olarak boşandılar ve eski kocası vasıtasıyla maaş alıyor. Bir diğeri de evli, yine anlaşmalı olarak boşandı ve ölmüş babası vasıtasıyla maaş alıyor... Ben de SSK emeklisiyim. Onca yıl çalıştım, prim ödedim; emekli olunca kimseye muhtaç olmadan yaşayacağım günleri hayal ettim. Ama şimdi geçinebileceğim bir para verilmiyor, bu kuruluşun açıkları gerekçe gösteriliyor... Bu kadar yağmalanan bir kuruluşun açık vermemesi mümkün mü? Neden sadece laf üretiliyor, etkili tedbirler alınmıyor. Bunu önlemek çok mu zor? > İsmi mahfuz - KIRKLARELİ