İmar uygulamasıyla arazilerimize zarar veriliyor, bize bilgi verilmiyor

A -
A +

Afyonkarahisar Valiliği'ne; Afyonkarahisar /Emirdağ'ın Karacalar köyünde, 2010 yılında, köy muhtarının özel isteği üzerine, imar uygulaması yapılarak, imar planı çıkarıldı. Bu plan, birçok köylünün evlerinden, tarlalarından, 5-7-10 metrelik yollar geçirmektedir. Köy halkının yüzde 90'ının, yurt dışında çalışıp, köye sadece yaz aylarında tatile geldiği için, bu plandan ve olup bitenlerden hiçbir haberi olmamıştır. Özellikle evlerinden, tarlalarından yollar geçen vatandaşların, hiç ama hiç haberi olmamıştır. Sanki gizli saklı yapılmışçasına olup bitmiştir. Bu projenin 2010 Ekim ayında, köyde askıda bulunulduğu söylenir. Askı süresi bir aydır, bu süreç içinde plana itiraz edip, değiştirme hakkını kullanmak isteyen, harekete geçebilir. Ancak, Ekim ayında, köy halkının neredeyse tamamı yurt dışına geri dönmüş oluyor. Böylelikle bu planın gerçekten askıya konup konmadığı bir muammadır. Bu yaz, Temmuz ayında köye izne gelince, birtakım söylentiler ortaya çıktı. Bu söylentilerin aslını öğrenmek için Afyonkarahisar nöbetçi mahkemesine müracaat edildi, yasal haklarını koruyabilmek için köylüler yetkili yerlere müracaatta bulundu. 18. karar uygulaması tarihi, numarası ve projeyi görmek istedik. Köy muhtarlığı sessiz kaldı, gereken bilgileri ve evrakları sakladı. Emirdağ Kaymakamlığı, "bu bilgileri veremeyiz muhtardan alın" diyor. Vatandaşlar hem oyalanıyor, hem de yıkımla tehdit ediliyor. Eğer bir vatandaşın tarlasından, evinden yol geçiyorsa, bu projenin tarihinden, numarasından, planından haberdar olması en tabii hakkı değil mi? Vatandaşın, kendisini ilgilendiren her projenin planını, numarasını, tarihini vs... görmesi ve bilgi edinmesinden tabii ne olabilir? Bu proje devlet sırrı mıdır da, bu kadar saklanıyor, yoksa bazılarının çıkarları mı zedelenir? Bu olaylar üzerine, köy muhtarının bazı vatandaşlara, "davanızdan vazgeçin, bu olayı büyütmeyin, ses çıkarmayın, ben de yolları genişletmekten vazgeçeyim" dediği söyleniyor. Nedense, bu imar uygulaması, ne muhtarın ne de taraftarlarının tarlalarını, evini kapsamıyor. Çok garip bir durum. Ayrıca burası bir köydür, mahalle yollarının mevcut durumu taşıt ve itfaiye arabalarının geçmesi için oldukça uygundur. Bu yolları olduğundan daha fazla genişletmenin, böylelikle insanların evlerine, bahçelerine, ağaçlarına, tarlalarına zarar vermenin ne anlamı var? Acaba köyün boş arazilerine imar uygulaması yaptırıp, parselleyip, değerinden çok çok fazlasıyla satmak mı düşünülüyor?. Üstelik, bu köy, yılın büyük bir kısmı boştur. İnsanlar sadece yaz aylarında tatile gelirler. Köy halkının büyük bir kısmı Belçika'da yaşadığı için, çok iyi bilmektedirler ki orada ve Avrupa'nın diğer büyük şehirlerinde, bu projenin tam tersi yapılmaktadır. Bütün mahalle yolları daraltılır ve sadece bir tek arabanın tek yönde geçebilmesi için, yani üç buçuk metreden fazla genişliğin gereksiz olduğu düşünülür. Bu görüş, mahallelerde trafiğin azalması ve transit geçişleri önlemek için uygulanan bir politikadır. Araçların insanları huzursuz etmemesi, mahalle halkının daha samimi ve huzur içinde yaşaması, çocukların sokaklarda daha rahat oynayabilmeleri için, yollar daraltılmaktadır. Öyleyse neden bizim köyümüzde, zaten samimiyet ve huzur içinde yaşayan halkımızın evlerine, tarlalarına, bahçelerine, ağaçlarına zarar vererek, gereksiz yere yollarını genişletip, mahallelerde arabaların hızını arttırıp ve tehlikeli olmasını sağlıyoruz? Şahsen, anlamakta oldukça zorlanıyorum. Oysa bir muhtar köyün huzuru için çalışmalı değil mi? Mimar Şaziye Kızıl-Brüksel/BELÇİKA Bu işin eğitimini almış bizler iş beklerken, laboratuvarlarda ilgisiz kişiler de çalıştırılıyor Sağlık Bakanlığı'na; Bizler, Tıbbi Laboratuvar Teknisyen ve Teknikerleriyiz. Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu 17500 personel atamasında, bize verilen kadro sadece 52 kişidir. Kadro açılmadığı halde, bu bölümler halen mezun vermekte ve büyük bir yığılma olmaktadır. Hastaneler de taşeron firma ve şirket elemanlarıyla dolmakta, sağlıkla alakası olmayan kişiler ve alan dışı olduğu halde laborantlık görevi üstlenen kişiler halen laboratuvarlarda çalışmakta ve Sağlık Bakanlığı bu duruma göz yummaktadır. Bu konudaki haklı taleplerimize gereken duyarlılıkla yaklaşılmıyor. Lütfen artık bizim bu sesimizi duyun ve gereğini yapın... Bir grup teknisyen AK Parti'nin yaptıkları AK Parti Hükümeti iş başına gelmeden önceki yılları şöyle bir defa göz önüne getirin. Neler yaşadık neler! Ya kitap kuyrukları? Okullar açılmadan bir hafta önce kitapçıların önleri öğrenci velilerinin âdeta istilasına uğrardı. Haftalarca kitapçıların önünde ızdırap çekilirdi. Bütün bunlara rağmen yine de tam tekmil kitaplar bulunamazdı. Fakir fukara, çocuklarına kitap parası bulamazdı. AK Parti Hükümeti sayesinde bu ızdıraplar bitti. Şu güzelliğe bir bakınız, okullara gittikleri ilk gün masalarının üzerinde bütün kitaplarını gören çocuklarımızın yaşadıkları sevinç ve mutlulukları anlatılamaz. Yaşlı bir teyze bu manzara karşısında ağlıyordu. Ağlayan yaşlı teyzenin yanına vardım ve sordum; "hayrola teyze niçin ağlıyorsun?" "Oğlum derdim yok sevincimden ağlıyorum. Allah bu hükümetimize zeval vermesin. Üç -dört torunumu okuttum bugüne gelinceye kadar kitapçıların önünde neler çektiğimi bir ben bilirim bir de Allah! Hiç noksansız kitapları torunumun sırasının üzerinde kucakladığını görünce sevinç gözyaşlarımı tutamadım" cevabını vermişti. Hastanelerin birleşmesi de büyük bir devrimdir. AK Parti'nin yapmış olduğu bu iyilikleri nasıl unutabiliriz... İsmail Avcı (Emekli Öğretmen) Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.