Konya-Ereğli Sümerbank Bez Fabrikası bundan 5 yıl önce özelleştirildi. Fakat sadece fabrika satılarak özelleştirildi; yüzlerce lojman ile fabrikaya ait arsa satılmadı, çürümeye terk edildi.. Neden bu lojmanlar ile arsa satılmadı? Devletimiz IMF kapısını aşındırırken, bunların kıskacında kıvranırken, neden devlete ait atıl durumdaki mallar satılarak kaynak teminine gidilmiyor? 58. Hükümet de kaynak için her çareye başvuruyor. Ereğli'nin merkezinde bulunan yüzlerce ev ve binlerce metrekare arsa neden değerlendirilmiyor? Kimbilir, bunun gibi daha Türkiye'nin hangi köşelerinde ne servetler bekliyor? Çürümeye terkedilmiş milli servet... Türkiye çapında bu gibi yerlerin acilen satılarak milli ekonomiye kazandırılması gerekmez mi? Bu tesisleri kimler kullanmakta, Özelleştirme İdaresi neden bu gibi yerlerle ilgilenmiyor? Bunun gibi; köylerde binlerce topraksız genç, çocuklarının rızkı için büyük şehirlere göç edip rezil-rüsva olurken, neden tarıma elverişli hazine arazileri bir bedel karşılığı bu vatandaşlara verilmiyor? IMF kapılarına gitmeden önce bu kaynaklara yönelmek daha akıllıca olmaz mı? Bu kaynaklar hazır, hem de bugünden başlayarak para getirecek, en az 20 milyar dolar getirecek. Hem insanımız rahat edecek, hem faiz kıskacına girilmeyecek, hem de ülke olarak başka devletlerin ve kurumların kıskacına girmeyeceğiz... Gözümüzün önünde bunca kaynak varken, biz vatandaşlar bile bunu açıkça görüyor iken, devletimizin anlı-şanlı, çok okumuş, çok bilmiş bürokratları neden bunları göremiyor, düşünemiyor? Millet olarak mutlu olmamızı istemeyen güçler mi var? Köylerde, ziraat teknisyenlerinin oturması için binalar yapılmış, bunlar da kullanılmıyor, bunların da hali içler acısı. Bu binalar neden bir bedel karşılığı köylüye verilmiyor? Ereğli'de koyun üretme çiftliği var, burada kaç koyun üretildi de dağıtıldı? Onca personel, bu kadar gider ve yüzlerce dönüm altın değerinde arazi... Bütün bunlar neden hâlâ elde tutulmakta? Bütün bu atıl durumdaki servete, biz sürünen vatandaşlara, milletlerarası kuruluşların borç kıskacında kıvranan devletimize yazık değil mi? Bunları kim engelliyor, kim bu işin müsebbibi? Yetkililer satılacak yerleri bilmiyorsa biz kendilerine liste verelim. Hem milletimiz, hem de devletimiz kurtulsun... > Ekrem Hortu - KONYA Bize bu yaptığınız doğru mu? Emekli Sandığı ile Ziraat Bankası Genel Müdürleri'nin dikkatine; Ziraat Bankası, Emekli Sandığı emeklileri için yeni bir düzenleme yaptı. Üçe ayırdı. Diyelim birincisi ayın birinde alıyorsa, ikinci grup ayın üçünde, üçüncü grup da ayın beşinde alıyor. Başka bir tabirle, birinci grup Pazartesi günü alıyorsa, ikinci grup Çarşamba günü, üçüncü grup da Cuma günü alıyor. Bu ayda, Ocağın ikisinde Çarşamba günü birinci grup, Ocağın üçünde Cuma günü ikinci grup maaşlarını alırken, üçüncü gruba ise ayın altısında Pazartesi günü verildi. Düşünün bir kere, ayın altısında maaşımızı veriyorlar. Ben üçüncü gruptayım. Halbuki Cuma günü mesaiden çıkarken, üçüncü grubun parasını yatırsalardı, biz Cumartesi veya Pazar günü ATM'lerden çekerdik. En azından kartı olan çekerdi. Bize böyle davranmaları doğru mu? "Kuyrukta bekletmemek için böyle yaptık" demeleri doğru değil. İsteyen gece de ATM'den çeksin. Kimse kuyruk beklememiş olur. Masksatları kuyrukta bekletmemekten ziyade, üç-beş gün bizim paramızı kullanmak mı acaba?!. > Bir emekli Bizi kömür tozundan kurtarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne; Bizler, İstanbul'un ismine pek de müsemma olmayan, Maltepe Zümrütevler Mahallesi'nde oturan, 24 saat kömür tozu yutan ve sesi çıkmayanlarız. Bilindiği gibi, 10 yıldır İstanbul'da yerli kömür satışı yasak. İthal kömürü de büyük firmalar satıyor. Bizim mahallede de, iki caddenin kesiştiği kavşakta böyle bir firmanın satış yeri var. Günün her saatinde büyük kamyonlar geliyor, trafiği engelleyici şekilde yükleme ve boşaltma yapılıyor. Dükkanda şehir suyu yok, kaldırım ve dükkan önü kömür tozundan geçilmiyor. Bu tozdan dolayı bizim ve çocuklarımızın sağlığı ciddi şekilde tehlikede. Denetimin, Büyükşehir Belediyesi ve İl Çevre Sağlık tarafından yapılması gerekirken, bu sorumsuzluklar sergileniyor. Lütfen artık yetkililer biz vatandaşların da sesini duysun ve sağlığımızla oynanmasına izin verilmesin... > Zümrütevler Mahallesi sakinleri - Maltepe / İSTANBUL Tarihimizi tanımamıza engel olmayın! Kültür Bakanlığı'na; Topkapı, Dolmabahçe, Yerebatan Sarayları ve başka çok güzel tarihi mekanlarımız var. Anadolu'dan gelen biz ve misafirlerimiz gezmek istiyoruz. Haliyle kalabalık oluyoruz. Gezmeye gittiğimizde bir sürprizle karşılaşıyoruz; 15 milyonluk bir giriş ücreti... Türk vatandaşları ve yabancı turistler için aynı fiyat uygulanıyor. Bu çok vahim. Görmeden geri geliyoruz. Tarihimizi görememenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu fiyatlar 500 bin, ya da 1 milyon olursa hepimiz, bütün vatandaşlar gezer. Bu şekilde önemli gelir de elde edilebilir. Bu gidişle yakında Sultanahmet Camii gibi tarihi camilere giriş de paralı olacak galiba! Lütfen bunu çözün Türk milletinin tarihini görmesine engel olmayın! > Celal Bulut (Bayır Köyü Muhtarı) - FETHİYE