İnsanı insana pazarlamak!

A -
A +

Gecenin bir vakti, sesimi duyan olur mu, kaale alınır mı? Yoksa şu an naralar atılarak seyredilen maç sonucu daha mı önemli? naralar atan Fenerbahçe maç sonucu daha mı önemli? Adım Kemal Demirel, 35 yıl önce yanlış bir ameliyat sonucu felçli kaldım ve onbir sene hastane hayatım oldu. 21 yaşımda okumayı öğrendim, 25 yaşımda hayata atıldım, 89 yılında Su Ürünleri Mühendisi bir bayanla evlendim ve 2 çocuğum var. Bu arada, önem verilmeyen insanlar, yani kendi grubum olan engelliler için mücadeleye girdim. Bu mücadele sonucu çok şeyler başardık. Aldığım 80'e yakın devlet ödülü olmak üzere 200'ü aşan ödül bana ne kazandırdı diye düşünürken, toplumun özrünü daha çok gördüm. Meğer bu alana hizmet edenler o kadar çok az imiş ki, hizmet eden o nadir insanlar ödüllendirilirmiş. Peki ne yaptım bu 12 yıllık engelliler mücadelesinde... İnsana insanı kabul ettirmek için ve yine o insanın kendi gerçeği olabileceğini düşündürmek için milyarlarca liralık reklamlar verdik, afişler hazırladık, broşürler bastırdık, paneller, konferanslar düzenledik. Adeta piyasaya çıkan bir çikleti insanların beğenisine sunarcasına tanıtımlar yaptık. Meğer reklamsız, ilansız bir şey olmuyormuş. İşte bunları yaptığımız için yardıma muhtaç bırakılan engelli kardeşlerimizin yaralarını sardık, daha doğrusu sarmaya çalıştık, sizin adınıza, devletin adına onları oyaladık, zaman kazandırmaya çalıştık. Ama artık dayanılacak hal kalmadı, çünkü o vurdumduymazlık bir tümör haline gelmiş, bu kanserin geçeceği yok. Düşünüyorum şimdi, uykularım kaçıyor; derneğimizin kapısını çalan o binlerce insana ne yapacağım ve yarını nasıl atlatacağım. Yarın bir engelli olduğunuzu düşünün! Tutmaz o eller artık kalem, o özgür düşünceler tutsak, kapılar dar, bedenler çıkmaz o heybetli merdivenleri, dost el, eş ayrı, çocuklar yabancı, çalışma hayatı bir lütuf beyim. Sıraya geçin, sizin adınıza da sesleniş gerek, duyarlılığı sağlamak için reklem gerek, reklam için ise para... İnsana insanı pazarlamak ne acı!.. > Kemal Demirel (Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği Genel Başkanı) Emekli değil, sadece malul oldum İçişleri Bakanlığı'na; Bu satırları; Sakarya'yı ziyaretim esnasında tanıdığım, bırakın bilgisayarı satın almayı, bırakın mail yazmayı, evine ekmek bile alamayan, komşularının desteğiyle geçinen bir garib için yazıyorum. Ve sadece onun yazan eli ve söylediklerinin tercümanı olmak için sözü ona bırakıyorum: "Ben, Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli idim. Görev esnasında bir kaza geçirdim, üst üste ameliyatlar geçirmeme rağmen yürüme engelli oldum. Şu anda ne bir emekli, ne de bir çalışanım artık. Durumum gerçekten sıkıntılı. Sesimi İçişleri Bakanlığı'na ulaştırabilirseniz sevinirim. Düşündüm de, devleti ayakta tutmak için canla başla çalışan bir camianın mensubu yere düştüğünde, büyük devletimiz elinden tutup kaldırmalı, mağdur etmemeli. Devletimin büyüklüğüne ve fedakarlığına inanıyorum. Sadece sesimi duyurmak istedim. Mehmet Nalbant (Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde eskiden görev yapmış bir polis memuru) > Fevzi Aslan --------------------- Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.