İş bekleyen öğretmenlere bir çare bulunmalı

A -
A +

Sayıları 200 bini bulan atanamayan öğretmen kitlesi beklenti içinde. Ağustosta alım yapmayı planlayan Milli Eğitim Bakanlığı, bir an önce etkili adımlar atmalı. İşsiz öğretmenler, yetkililerden, ağustostan önce öğretmen ataması istiyor, ek alım bekleniyor... Atama bekleyen bir öğretmenin şu yazdıkları, belki bu işin ciddiyetini daha çok ortaya koyar: "Canım babam, Yıllar önce hep ne olursa olsun okumamı dileyen babam; lise yıllarımda bana hep destek oldun. En büyük hayalin üniversitede görmekti beni, biliyorum. O mutluluğu beraber yaşayamadık, ama ruhunun bunu hissettiğini, o anki sevincimi paylaştığını biliyordum. Hüzünlü bir mutluluktu bu... Senden sonra annem yılmadan, usanmadan; hani derler ya 'âdeta saçını süpürge ederek', hiçbir eksiğimi bırakmadan okuttu. Yemedi yedirdi, içmedi içirdi; kimseye muhtaç etmedi beni. Bu sene mezun oldum, annemin yüzünü görmeliydin. 'Oğlum öğretmen olacak' diyordu herkese... Sevgili annem, sana atama sevincini yaşatamadım. Bunun için çok üzgünüm. Beraber ağladık, beraber güldük, birbirimize sımsıkı sarıldık, hakkını ödeyemem... Elimden geldiği kadar çalışıyorum, hayalimizi gerçekleştireceğim, bir gün atanacağım... Sen bunu görmesen de, önümüze dünya kadar engel de koysalar bunu başaracağım. Hayalin hep gözümün önünde, nasihatlerin kulağımda... Sensiz iki ay geçmedi, buna alışmam lazım, biliyorum; ama seni çok özledim anne... Şimdi evimizdeyim, yalnızım, kimsesizim, güçlü olmaya çalışıyorum. Size verdiğim sözler hep aklımda." Sözleşmeli öğretmenler de, kendilerine söz verilen kadroların yarısı için alım yapıldığını, kalanının da Mart ayı içinde alınması gerektiğini söylüyorlar. "Milli Eğitim Bakanımız, Şubat ayı içinde alınacak öğretmenlerin 10 bininin sözleşmelilerden seçileceğini belirtmişti. Fakat 5 bin sözleşmeli öğretmenin ataması yapıldı. Bizler, atamayı 1-1.5 puanla kaçırmış öğretmenler olarak, kalan 5 bin atamanın da en geç mart ayı içinde yapılmasını istiyor ve bekliyoruz." Karalama kampanyası ters teper! Dünkü enflasyonu, dünkü istikrarsızlığı, dünkü itibarsızlığı ne çabuk unuttunuz! Dünkü hortumlamaları ve hortumcuları ne çabuk unuttunuz. Ya da unuttuğumuzu mu zannediyorsunuz? Türkiye'de istikrarı hazmedemeyenler şimdilerde kara kara düşünüyorlar. Bu istikrarı, müsbet gelişmeleri nasıl engelleyebiliriz, bu hükümetin önüne nasıl takoz koyabiliriz diye. Birilerini hükümete karşı kışkırtmak bunların geleneksel politikasıdır. Rahat ve huzur, istikrar ve itibar, bunlara göre değil. Bu yazdıklarımdan piyasaların güllük gülistanlık olduğu anlaşılmasın. Elbette ki mevcut iktidarın hataları da var. Ama yargılayacak isek artı ve eksileriyle bir bütün olarak yargılamak gerekmez mi? Ama olmaz, bozmak lazım. Çünkü başka türlü yaşayamazlar. Bozamadıkları zaman hırçınlaşarak belden aşağı vurmalarla, başlardaki örtülerle uğraşırlar. Olanları çarpıtarak, iktidar partisini gözden düşürmekse niyetiniz, sizlere bu sevdadan vazgeçmenizi ve daha akıllı olmanızı, bu ülkeyi ve insanlarını daha iyi tanımanızı tavsiye ederim. Millete rağmen politika hem kendinize, hem milletimize, hem devletimize zarar verir. Yanlışları, karalama kampanyasıyla değil, usulüne uygun bir şekilde belirtmek, doğrulara gerekli desteği vermek bu ülkeyi ve bu ülkenin insanını sevmenin gereğidir. Yiğidi öldür, ama hakkını yeme demişlerdir... > Yılmaz Garip-ERZİNCAN Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.