Global ekonomik krizin yansımaları bizi de etkiledi. Yetkililer bununla baş etmek için yeni kaynak arayışına gittiler. Kendilerine katkım olur düşüncesiyle, ilk aklıma gelen kaynakları sıralamak istiyorum: 1- Kamu sektöründe, kamu işçilerine ve bazı memurlara verilen ikramiyeler ve giyim yardımları kaldırılmalıdır. Kamu sektöründe hiçbir kuruluş kâr etmiyor, 70 milyon adına iş yapıyor. Adalet gereği, ya bütün çalışanlara bunlar verilir, ya da kimseye verilmez... 2- Eşit işe eşit ücret ilkesinin gereği yapılmalı ve bundan taviz verilmemelidir. Şöyle ki; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda çalışan bir mühendis 1.7 milyar alırken, Merkez Bankası'nda çalışan mühendise 4 milyar, Toplu Konut İdaresi, BOTAŞ, TPAO, DİE, Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası gibi kuruluşlarda çalışan mühendislere 3.5 milyar verilmesi izah edilebilecek bir durum değildir... 3- Döner Sermaye payları adaletli olmalıdır. Mesela, 1.7 milyar maaş alan bir doktora 4.5 milyar lira döner sermaye payı verilmemeli, bu miktar maaşı geçmemeli. Bazı devlet hastanelerinin başhekimlerinin aldıkları 20 milyarı bulmaktadır. Bu dengesizliklere son verilmeli, aradaki farklar hazineye aktarılmalıdır. 4- Kamudaki bütün taşıtlar satılmalı, ihtiyaçlar kiralama yoluna gidilerek karşılanmalıdır. 5- Toplumun çok küçük bir kesimine hitap eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Devlet Opera ve Balesi gibi kuruluşlar derhal özelleştirilmelidir. 6- Sosyal tesisler, Öğretmen Evleri, Polis Evleri, Hakim-Savcı Evleri gibi bütün tesisler özel sektöre devredilmeli. İhaleler halka açık olarak, İl Genel Meclisi salonlarında yapılmalıdır. Buğrahan Bayraktar >> Lise öğrencilerini bu eziyetten kurtarın! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na; Ben bir sağlık ocağından sorumlu olan tabibim. Karşılaştığım genel bir sıkıntıyı aktarmak istiyorum. 18 yaşından küçük olan herkese sağlık hizmeti sunulabiliyor. Bunun için belge de istenmiyor. Ama 18 yaş sınırını geçince, ailesinin sosyal güvencesi olsa bile bundan istifade edilemiyor... Malum, liseler 4 seneye çıktı. Bazı çocuklar sene kaybı da yaşayabiliyor. Yani 19 yaşında olup hâlâ lise öğrencisi olanlar var. Bunların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için okuldan kâğıt alıp, ilgili SSK biriminde onaylatması, sonra sağlık kurumuna gelmeleri gerekiyor. Bu şekildeki 7-8 çocuğun çektiği sıkıntıya bizzat şahit oldum. İstanbul'daki şartları bilenler, bu uygulamanın bir lise öğrencisi için ne denli zor olduğunu bilir. Sosyal güvencesi olmayan 18 yaşından küçük her çocuğa bu hizmet veriliyorsa, anne-babasından dolayı bu hizmeti alabilen çocuklarda da yaş sınırı 20 olamaz mı? Bir tabip >> 150 bin YTL yok diye ayak mı kesilir? Sağlık Bakanlığı'na; Geçenlerde bu gazetede bir haber okudum. Dehşete kapıldım. Atanur Aydın adlı 17 yaşındaki genç, önümüzdeki günlerde 150 bin YTL bulamazsa, kemik erimesinden dolayı ayağı kesilecekmiş? Buna hangi vicdan razı olabilir. Bir gencin ayağı kesildiğinde onun yerini hangi organla doldurabilirsiniz? Diş dolgusu değil ki bu? Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır... Devleti soyup soğana çevirenlere zaman aşımı gibi gerekçelerle hiçbir ceza verilmezken daha hayatının baharındaki bir gencin ayağına kim neden sahip çıkmaz? Yani bu genç 150 bin YTL bulamayacak ve güzelim ayağından olacak? Sağlık Bakanlığı'nın konuya el attığını ve bu çocuğun ayağını kurtardığını duymak istiyoruz. Bir grup vatandaş >> TOKİ'yi Muğla'ya bekliyoruz TOKİ ülkemizin çeşitli bölgelerinde ucuz konutlar üretmekte ve halkımıza sunmaktadır. Zaman zaman TOKİ'nin ilanlarında bazı bölgelerimizde yaptığı konutların satılması için çeşitli kampanyalar düzenlendiğini işitmekteyiz. Muğla Merkez, ülkemizin en fazla konut açığı olan kentlerinden birisidir. Mevcut konut açığına, bir de 20 binin üzerindeki Muğla Üniversitesi öğrencileri de eklenince talep iyice çoğalmış, konut kiraları astronomik fiyatlara ulaşmıştır. Muğla Merkez'de 2 sene önce 1000 konut üretilmiş, 1000 konut için 10 bine yakın kişi konut alabilmek için müracaatta bulunmuştur. Buna göre, Muğla Merkeze 4-5 bin konut daha yapılsa hemen satılacak demektir. İsmi mahfuz