İsim benzerliği ve bürokrasinin duyarsızlığı neler çektirmiş...

A -
A +

Vatandaş A vergilerini ve borçlarını zamanında ödeyen, kanun ve kurallara tam uyan, "örnek vatandaş" denebilecek biri. Vatandaş A'ya 4 yıl önce Vergi Dairesi'nden bir tebligat gelir. Muğla'daki bir dairenin kira gelirinden, ödenmesi gereken verginin ödenmediği belirtiliyor, gecikme faiziyle birlikte yüklü bir rakam isteniyor. Vatandaş A şaşırır, çünkü Muğla'da herhangi bir dairesi veya başka bir mülkü bulunmamaktadır. Yine de fazla endişelenmez, ne de olsa bir yanlışlık yapılmış, gider, ilgili vergi dairesine bir dilekçeyle durumu bildirir, hata düzeltilir. Öyle de yapar, 18.12.2007 tarihinde dilekçeyi Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne verir, yanlışlığın düzeltilmesini talep eder... Gerçi Vergi Dairesi'nden kendisine bir cevap gelmez, arayan soran da olmaz ama içi rahattır, ne de olsa bir yanlışlık düzeltilmiştir. 4 yıl boyunca da bu olayı unutur. Ta ki banka hesabının vergi borcuna karşılık, maliye tarafından bloke edildiğini öğreninceye kadar. Gider, vergi borcunun bulunmadığını söyler. Yetkililer, Muğla'daki daireyi hatırlatır. Bürokrasi vatandaşın dilekçesine cevap vermemiş, 4 yıl boyunca sessiz kalmış ama şimdi keskin kılıcını sıyırmış... Vatandaş A bu defa telaşlanmış, bürokrasinin şakasının olmadığını anlamış, soluğu ilgili ve yetkililerin makamında almış. 4 yıl önce bir dilekçe verdiğini ve bir yanlışlık bulunduğunu, isim ve soyadı benzerliğinin buna yol açtığını; vatandaşlık numarası, anne, baba isimleri ve diğer nüfus bilgileriyle bu gerçeğe çok kolay şekilde ulaşılabileceğini izah etmeye çalışır. Ancak, anlaşılan o ki bu dilekçe ve dosya rafa kaldırılmış; ne Muğla Vergi Dairesi'ne ne de Vatandaş A'ya hiçbir cevap ve yazı yazılmamış. Bürokrasi anlamaz, kurumların birçok bilgiye anında ulaşma imkanı , e-Devlet uygulaması falan akıllarına gelmez. Bu sebeple 4 yıl sonra tekrar malum vergi dairesine giderek, verdiği dilekçeyi hatırlatır, bunun sonucunu sorar. "Ne yapalım, Muğla Vergi Dairesi hâlâ bu dairenin size ait olduğunu biliyor, bu sebeple, bu dairenin size ait olmadığını ispat etmek zorundasınız" deniyor. "Git, bu borcu öde, sonra mahkemeye ver, davayı kazanırsan para iade edilir" gibi soğuk bir cevap. "O kadar parayı ödeyebilir mi, avukat tutabilir mi, buna gerek var mı?" gibi sorular akıllarına bile gelmez. Oysa küçük bir araştırma yapsalar gerçeğe ulaşırlar, yapılan yanlışlık da böylece düzeltilir... Hani müşteri memnuniyeti, vatandaş memnuniyeti. Mükellef memnuniyeti de hiç akla gelmez mi, bir isim benzerliğinin bedeli bu kadar ağır mı olmalı... Vatandaş A, "neden Muğla Tapu Sicil'e bir yazı ile siz sormuyorsunuz, dilekçemin cevabını da bu şekilde almış olurum" diyor. Bunun üzerine Muğla Vergi Dairesi'ne bir yazı gönderiliyor... Vatandaş A, bu yazının neticesinin ne zaman alınacağını bilmediğinden, mağduriyetinin bir an önce bitmesi için kendisi bu işin peşine düşer... DEDEKTİF GİBİ?ÇALIŞIR Vatandaş A., bürokrasiden hayır gelmeyeceğini ve kabağın kendi başına patlayacağını kavrar, bir dedektif gibi çalışmaya başlar. Uzun çalışmalar sonucu, söz konusu dairede oturan kiracıya ulaşır, ev sahibini sorar. Kiracı da ev sahibini tanımadığını, evi emlakçı vasıtasıyla kiraladığını söyler. Emlakçı bulunur, o da evi 4 yıl önce kiraya verdiğini, o zamandan beri ev sahibini görmediğini belirtir. Vatandaş A kara kara düşünmeye başlar, çaresiz o yüklü miktardaki parayı bulup ödemesi lazım, yoksa bütün mal varlığına el konabilir, şakaları yok... Tam ümitler tükenmişken, Muğla'da yaşayan bir arkadaşına ulaşır. Arkadaşı da canla başla çalışır, ev sahibine ulaşır... Aslında ev sahibi söz konusu dairenin bir sokak ötesinde ikamet ediyormuş. Şimdiye kadar bir tebligat almamış, hiçbir yetkili kendisini aramamış. Muğla Defterdarlığı anında bulabilirmiş. Pek de üzülmüş, onun yüzünden başkasının böyle sıkıntı çekmesinden çok etkilenmiş. Meseleyi hemen düzeltmek üzere evrakları almış. Vatandaş A da rahat bir nefes almış... Vatandaşa bu eziyeti çektirmenin bir bedeli olmayacak mı? e-Devlet uygulaması bu gibi işlerde kullanılmıyor mu? Kurumların, elektronik ortamda birçok bilgiye ulaşması imkânı neden kullanılmıyor da bunca eziyetler çektiriyor? Bürokrasi, resmî kurumlar ne zaman düzelecek, kafalar ne zaman değişecek? Gerçi isim benzerliğinden dolayı yıllarca hapis yatanları duymuştuk ama bu gibi olayların artık geçmişte kaldığını sanıyorduk; yanılmışız... İstanbul Emniyet Müdürlüğü Randevulu Hizmet Sistemi yetersiz İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz randevu sistemiyle hizmet vermektedir. Bu çok güzel ve takdire şayan bir uygulama. Ancak randevu almak çok zor. Ben 20 günden beri www.iem.gov.tr sitesinden randevu almaya çalışıyorum. Sürekli dolu. Daha sonra deneyiniz, diyor. Trafik tescil işlemini bir türlü yaptıramadık. Trafik kontrollerinde ise, "evraklarınız eksik, niye yaptırmadınız?" diye ceza kesiliyor. Bu konu ile ilgili hem Emniyet Müdürlüğü'ne, hem de Küçükçekmece emniyetine yazı yazdım. Küçükçekmece'den cevap geldi. Müdür özetle şöyle yazmış: "Randevu sistemiyle hizmet veriyoruz. Her gün mesai saatleri içinde randevu veriliyor. Yeniden deneyin!" Yani bildiğimiz malum bilgiyi cevap diye bize göndermişler. Lakin probleme çözüm yok. 20 günden beri bir basit tescil için randevu alamıyoruz. Araç ile şehir dışına çıkıyoruz. Bu konunun acilen halledilmesi lazım. Sadece biz değil, birçok vatandaş mağdur. Kapasite artırımı şart. Randevu ile uğraşmayıp, bizzat gittiğimizde, "gidin randevu alın" denmektedir. İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz'ün teknolojiyi kullanarak, vatandaşa daha iyi hizmet vermesini arzu ediyoruz. Ancak mevcut problemi çözmelerini rica ediyoruz. Ahmet Sırrı Arvas (Yönetici-STK Proje Koordinatörü) Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.