İşsiz kalan 3500 Sözleşmeli Öğretmen ne yapsın?

A -
A +

Biz, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda 657'ye 4/C'li Sözleşmeli Öğretici olarak 2006/2007 eğitim öğretim dönemi ve daha önceki dönemlerde görev yaptık. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2007/40 nolu genelgesi ile sözleşmemiz fesh edildi. Danıştay'ın, "öğretmenliğin kariyer gerektiren bir meslek olduğu ve geçici öğreticilikle yapılmayacağı" yönündeki kararı gerekçe gösterilerek sözleşmemiz fesh edildi. 218 bin geçici işçi kadroya alınıyor da 3500 kişiye neden kadro verilmiyor ve sözleşmelerimiz devam ederken birden işsiz bırakılıyoruz? Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında, yine benzer şekilde 4/C'lileri, eğitim öğretim bittikten sonra, 4 Temmuz 2006'da 2006/58 nolu genelge ile, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunundaki 4/B'ye göre istihdam ederek, statülerini değiştirdiler. Neden 3500 kişi işsiz bırakıldı, hem de eğitim öğretim devam ederken! Danıştay, öğretmenleri işten atın demedi, sadece 657'ye 4/C ile öğretmen alımını durdurdu. Bakanlık'tan beklenen, tüm 4/C'li öğreticileri 4/B statüsüne çevirmeleridir. Sakın sözleşmeli öğreticilerin sesleri çıkmadığı için basite almasınlar; sadece ülkemizi, bayrağımızı, vatanımızı ve milletimizi çok seviyoruz. Hiç kimsenin olabilecek bir olayda burnunun kanamaması için böyle bir karar aldık. Biz ekmeğimizin derdindeyiz. Buradan Milli Eğitim Bakanımıza sesleniyoruz. Sizden açıklama bekliyoruz "Geleceğimiz ne olacak?" > Zübeyde Alakuş > Katliam yapan kişiler hangi ortamlarda yetişiyor? Bir canlı bomba Ulus'ta Anafartalar Çarşısı'nı kana buladı. Bu canlı bombanın kimliği belli oldu. Güven Akkuş adlı bu kişinin, büyük ihtimalle dinden-imandan yoksun bir çevrede yetişmiş olduğu, İstanbul'da 1 Mayıs gösterilerinde hep ön sıralarda bulunduğu, hatta 1996 yılındaki 1 Mayıs gösterilerinde bir polisimizi hunharca linç etmek isteyenlerin başında yeraldığı ortaya çıktı. Bu gibi kişilerden binlercesi var ve hâlen devlete-millete düşman olarak yetiştirildikleri ortamın devam ettiği de bir sır değil. İşte zararlı olanlar, işte tehlikeli olanlar bunlar. Bu noktada insan, şunu düşünmeden edemiyor. Her 1 Mayısta, her Nevruzda ve sol örgütlerin benzeri eylemlerinde ön saflarda yer alıp, oldukça saldırgan tavırlar içinde olan, insan canına kasteden, Devlet-Millet malına zarar veren bu azgınlar, her sene basında boy boy yer bulur ve herkes bunların eylemlerini bilir de, bu kişilerin yetiştiği malum ortamı (dinden-diyanetten uzak ortamı) neden kimsecikler ciddi olarak yansıtmaz? Niçin ciddi bir basın açıklamasıyla örneklerle vatandaşlarımıza anlatılmaz? İlgilisine (Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere) sunulur. > Ufuk Candoğan - ERZİNCAN > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.