İmar Bankası Silifke Şubesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum. Bankaya el kondu, iş akdimiz feshedildi, 6 yıllık hizmetimizin karşılığı olarak 6 milyar 656 milyon TL tazminat ödendi... Biri okuyan, 2 çocuğum var, eşim ev hanımı, çalışmıyor. Başvurmadığım kurum kalmadı, hiçbirinden olumlu bir cevap alamadım, hâlâ işsizim. Halbuki Uzanların bazı şirketlerinde çalışanlar, yetkililerce başka kurumlara aktarıldı, işsiz kalmadılar. Biz banka çalışanları açıkta kaldık, ne suçumuz vardı? İşsiz kaldık, mağdur edildik. Asgari ücretle dahi olsa çalışıp, çocuklarımın nafakasını kazanmaya razıyım, ama bu fırsat verilmedi. İmarzede olan mevduat sahipleri sürekli basında dile getirildi, mağduriyetleri giderildi, ama işsiz kalan biz mağdurlarla ilgili tek kelime yazılmıyor. Ne suç işledim, çocuklarımın günahı ne? Lütfen bizim için de biraz duyarlı olun... > S. Sözer-SİLİFKE Kur'ân-ı Kerim Kursları yeniden düzenlenmeli Halkımıza, temel dini bilgileri ve Kur'ân-ı Kerim'i yüzünden okumayı öğretmek amacıyla, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kurulan Kur'ân-ı Kerim Kursları, bugün için maalesef beklenilen seviyeye ulaşamamıştır. Kurs bitirme sınavlarını her kursun öğreticisi kendisi yapmalıdır. Zira sadece sene sonu sınav fobisinden dolayı kurslara gelmeyen, ya da sene sonuna doğru kursu bırakanların sayısı hiç de az değildir. Hiçbir resmi (dünyevi) geçerliliği ve önemi bulunmayan bir belge verebilmek için; ilkokuldan sonra resmi kişilerle muhatap olmamış, sınav görmemiş 40-50 yaşlarındaki hanımları, müftünün başkanlığındaki üç kişilik komisyonun karşısına dikiyor, doktora tezi savunması gibi sözlü 20-25 dakika sınav yapıyoruz. Bunun makul tarafı var mı? Diyanet kendi görevlisine güvenmiyor mu acaba? Kurs bitirme belgelerinde farklı dereceler olmamalı; ya herkesin derecesi pekiyi olmalı, ya da belgelerde derece kısmı bulunmamalıdır. Farklı dereceler öğrenciler arasında huzursuzluğa neden olmaktadır. Kadrosuz olup ücret karşılığı görevlendirilen öğreticilere haftada 12-15 saat değil, Milli Eğitimdeki gibi haftada 30 saate kadar kaç saat ders okutursa o kadar ücret ödenmelidir. İlahiyat Fakültesi mezunu bir Kur'an Kursu öğreticisi 500-550 milyon arası maaş alırken, aynı fakülteden mezun olan aynı kıdeme sahip Milli Eğitim Bakanlığı'nda öğretmenlik yapan bir diğer kişi 750-800 milyon maaş almaktadır. Bu haksızlık değil de nedir?... Eğitim öğretim yılı başında 600 bin öğretmene ödenen "eğitime hazırlık ödeneği", 2500 K. Kursu öğreticisine de ödenmelidir. > Ayşe K. Y. "Marmara'yı kirletenlere göz yummayız" 09.05.2005 tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Marmara Denizi temizleniyor mu?" başlıklı bir yazı yer almıştı. Bununla ilgili, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan gelen açıklama şöyle; "Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve Çevre Koruma Müdürlüğü ile görüşülmüş olup, kendilerinden alınan bilgiye göre; Belediyemiz, denizi kirleten gemi ve deniz vasıtalarına 2872 sayılı kanuna dayanarak cezai işlem uygulamakta, deniz denetimleri iki adet kontrol teknesi ile yapılmakta, bu teknelerden bir tanesi Kartal, Tuzla bölgesinde, diğeri ise Boğaz, Yenikapı, Avcılar ve Ambarlı bölgelerinde hizmet vermektedir. Cezai işlemler, kirliliği görerek, numune alarak veya fotoğraf çekerek uygulanıyor. İlgili haberler üzerine, bölgede daha sıkı bir denetim başlatılmış olup, kontroller de periyodik olarak sıklıkla yapılacak ve gereken temizlik sağlanacaktır." --------------- Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00