Ülkemizin en hayati meselelerinden biri olan işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsiz uygulamanın, ülkemizi içine düşürdüğü sosyal olaylara şöyle bakacak olursak konunun önemi daha iyi anlaşılır. Hemen hergün medyada yer alan haber ve görüntülerden, aklı başında, vicdan sahibi olan herkesin daha fazla düşünmesi ve olayın daha trajik bir hal almadan acil çözümlenmesi gereklidir. Bilindiği gibi, başta üniversite mezunları olmak üzere, ülkemizde sayıları 10 milyonu geçmiş kayıtlı işsizler var. Ben kayıtlı olmayanları da dahil ederek, bu rakamın 15 milyon olduğunu iddia ediyorum. Artan nüfusumuza orantılı olarak yeni işyerleri açılmaması, ekonomik kriz yüzünden birçok işletmenin kapanması bu problemi daha da büyütmüştür. Bu sorunun aşılmasında geçici bir süre için düşündüğüm tedbirleri şöyle sıralıyorum. 1-Kamuya alınacak personelin, öncelikle mali, sosyal durumları, nitelikleri iyice ve doğru araştırılmalı; gerçekten ihtiyaç ve hak sahibi, aile geçindirme zorunluluğu bulunan insanlar arasından seçilmelidir. 2- Her aileden kaç kişinin kamuda çalıştığı doğru tesbit edilerek işe alınmalı. Mesela 5 çocuklu bir ailenin, her çocuğu kamuda iş bulmuşsa, bu işin araştırması yapılmalı. Diğer yanda 2 çocuğu da işsiz olan ailelere öncelik tanınmalıdır. 3-Her ikisi de kamuda memur veya işçi olarak çalışan ailelerin maaşlarından 100 veya 150 milyon TL kesilerek, ikisinden kesilen 200-300 milyon liranın, işini kaybetmiş, başka hiçbir geliri olmayan vatandaşlarımıza maaş olarak ödenmesi düşünülebilir mi? 4-Devletimiz, aile reisinin bakmakla mükellef olduğu aile efradının sağlık giderlerini karşıladığına göre, ailede bir kişinin çalışması durumunda da bu hizmetleri yapacaktır. Öyle ise, hem gelir dağılımında adaletsizliğe sebep olmamak, hem de sosyal yapımızı güçlendirecek olan yeni politikalar üretilmelidir. Bir ailede baba ve anne kamuda çalışıp her yaz tatil yapabilirken, öte yanda iş bulamadığı için evlenemeyen, veya hâlâ babasının aldığı emekli maaşına bakan, hiçbir sosyal güvencesi olmayan nitelikli insanlar... Maalesef geçmişten gelen torpil uygulaması ile, işe yerleştirilmiş bir yığın insan, sonuçta aileler arasında oluşturulmuş gelir adaletsizliği ve sosyal problemler... Sonuç : Karı-koca olarak kamuda çalışan bir ailenin aylık geliri bugün itibarıyla 1 milyar TL civarındadır. Ülkede açlık sınırının 350-400 milyon olduğunu düşünürsek, aylık maaş toplamı bir milyarın üstünde maaş alan, 2 aileden kesilecek para, işsiz babaya iş ve maaş, açlık sınırında yaşayan çocuklara gıda olacaktır. Bazı vatandaşların tepkilerini duyar gibi oluyorum, canım ne diye kızıyorsunuz? Ben düşüncelerimi açıkladım. Öyle ya, düşünceyi açıklamak artık suç değil, hem AB'ye girelim diyenler bizler değil miydik? Bu yüzden onca yasa çıkardık. Bu benim görüşüm, beğenmezseniz katılmazsınız... > Fikri Dağlıgil - İZMİR Bu halk otobüsünün sahip ve çalışanlarını kutluyorum Tarih 29/11/2002, saat 07.50.... Her zamanki gibi beklediğim Eminönü-Merter 92G hat nolu halk otobüsü geldi. Durakta hareket eden otobüste dikkatimi çeken ilk şey, "Bugün yer ver ki, yarın istemeye yüzün olsun" yazısının büyükçe ve dikkat çekecek şekilde yazılmasıydı. Unutmaya başladığımız değerlerimizden biri olan yaşlıya, özürlüye yer verme konusunda güzel bir söz idi. Temizliği ile dikkat çeken otobüsün iç panellerinde bunun dışında uyarılar da mevcuttu. Klasik "arkaya ilerleyin"lerin, "buradan tutunmayın" , "otomatik kapı çarpar" gibi uyarıların dışında bir ikinci güzel söz daha vardı: " Yolculuk esnasında birbirinize karşı sabırlı ve saygılı olun" Bu yazıyı yazmaktaki amacım, hakikaten temiz ve bakımlı, yolcuya, müşteriye saygılı olan bu otobüsün sahip ya da çalışanlarını kutlamaktır. Her vakitte şikayet etmek için sebeb aradığımız gibi, bu tür güzellikleri de takdir etmemiz lazım. Bakımsız, müşteriye saygısız bir şekilde ulaşım sağlayan araçların da aralarında bulunduğu İETT otobüslerinin, minibüslerin ve diğer halk otobüslerinin de bundan örnek alarak yolculara güzelliği, saygıyı temiz ulaşımı sağlamalarını hatırlatmak gerekmektedir. Evet bu halk otobüsünü tekrar kutluyorum. A-170 ; 34 TF 3752 plakalı otobüsün sahibine, şoförüne, biletçisine teşekkürler... > Erol Kara - İSTANBUL İngilizce öğretmenleri atama bekliyor Ülkemizin 15 bin İngilizce öğretmenine ihtiyacı olduğunu öğrendim. Bu yıl KPSS'yi kazanan ve ataması yapılmayan 2500 İngilizce öğretmeni bulunmaktadır. Lise mezunu, ön lisans mezunu öğretmenlik formasyonu olmayan kişiler okullarımızda İngilizce derslerine vekil olarak girmektedir. Bu kişilerin, atama bekleyen formasyonlu öğretmenlere göre ne kadar yararlı olabileceklerini takdir edersiniz. Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin'in yaptığı açıklamalarda, KPSS'yi kazanan kişilerin haklarının korunacağı söylediği halde, öğretmen atamaları ile ilgili bilgiler açıklığa kavuşmamıştır. Sayın Milli Eğitim Bakanımız'dan biz öğretmenlerin durumunu açıklığa kavuşturmasını ve atamamızın yapılmasını bekliyoruz... > Sevinç Erden