İstanbul Barosu yönetimi değişmeli

A -
A +

Temel­de ada­let için in­sa­nı ve in­san için ada­le­ti sa­vu­nu­yo­ruz. Ada­let il­ke­le­ri­nin çe­şit­li açı­lar­dan yoz­la­şa­rak güç odak­la­rı­nın elin­de bir ma­ni­pü­las­yon ara­cı­na dön­dü­rül­me­si içi­mi­zi acı­tı­yor. Hu­kuk şu ve­ya bu dün­ya gö­rü­şü için de­ğil­dir. Hu­kuk yal­nız­ca ada­le­ti ger­çek­leş­tir­me ama­cı için­dir, in­san için­dir, vic­dan için­dir. Hu­kuk, top­lu­mun, in­san­lı­ğın, te­mel vic­da­ni ve ada­let duy­gu­la­rı­nı kar­şı­la­mak­tan uzak­laş­tı­rıl­dı­ğı za­man ko­lay­lık­la bir zu­lüm ay­gı­tı­na dö­nü­şe­bi­lir. Ba­ro, ken­di­si­ni bir kam­pın ve­ya ide­olo­ji­nin söz­cü­sü ya da ta­ra­fı ola­rak ko­num­lan­dı­rır­sa, ada­let ve hu­kuk sis­te­mi ya­ra alır. Çün­kü ada­let yal­nız­ca bir ide­olo­ji­nin ta­raf­ta­rı için de­ğil, ta­raf­ta­rı ol­ma­yan için de, kar­şıt gö­rüş­te olan için de te­mel, vaz­ge­çi­le­mez bir hak­tır. Hu­ku­ku amaç ol­mak­tan çı­kar­tıp, fark­lı si­ya­sal ya da ka­pi­tal ne­den­ler­le araç­sal­laş­tı­ran ve bu yö­nüy­le hu­ku­kun iti­ba­rı­nı sı­fır­la­yan bü­tün an­la­yış­la­rın kar­şı­sın­da ol­mak te­mel ön­ce­li­ği­miz­dir. Hu­ku­kun ya­ra al­dı­ğı bir yer­de her şey ka­nar ve bu ka­nı dur­du­ra­maz­sı­nız. Do­la­yı­sıy­la bir Ba­ro yö­ne­ti­mi de ken­di si­ya­sal söy­le­mi­ni de­ğil, yal­nız­ca ve yal­nız­ca hu­ku­ku sa­vun­mak, ada­let il­ke­le­ri­ni tah­kim et­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­dir. Biz dün­ya­nın en ka­la­ba­lık ba­ro­la­rın­dan bi­ri olan İs­tan­bul Ba­ro­su'nun, ge­rek­ti­ğin­de ev­ren­sel çap­ta ses ge­ti­re­cek ada­let ey­lem­le­ri için­de yer ala­bi­le­ce­ği­ni bi­li­yo­ruz. Biz hu­kuk­çu­yuz, bir in­sa­nın için­de­ki en do­ğal, en te­mel bi­linç­ler­den bi­ri olan hak ve ada­let bi­lin­ci­nin ger­çek­leş­me­si­ne hiz­met edi­yo­ruz. Ama ço­ğu za­man ken­di­mi­zi iyi his­set­me­di­ği­miz an­la­rı­mız olu­yor. Böy­le an­lar­da Ba­ro­yu ya­nı­mız­da bu­la­ma­mak ve­ya ge­re­ğin­den az bul­mak bi­zi yıp­ra­tı­yor. Yak­la­şık 25 bin avu­kat­la, de­ğer­li bir ku­rum olan Ba­ro­mu­zun, iyi yö­ne­til­me­si hâ­lin­de ül­ke­mi­zin hu­kuk lo­ko­mo­tif­le­rin­den bi­ri ola­ca­ğı açık­tır ve doğ­ru­su bu­na ih­ti­ya­cı­mız var. Bi­raz gü­neş, bi­raz iyim­ser­lik, bi­raz ufuk ve bi­raz umu­da bü­tün in­san­lı­ğın ol­du­ğu ka­dar biz avu­kat­la­rın da ih­ti­ya­cı var. Bu yo­lu be­ra­ber yü­rü­me­li­yiz. Ger­çek­ten ön yar­gı­sız, ken­di­si­ni sa­de­ce ha­ki­kat­le ve ada­let­le ba­ğım­lı ad­de­den avu­kat­lar ola­rak onur­lu, öz­gür Ba­ro için in­san­lı­ğın o bü­yük şar­kı­sı­nı be­ra­ber söy­le­ye­ce­ği­mi­ze ina­nı­yo­ruz. Bu bü­yük mil­le­te, bu "yal­nız ve gü­zel ül­ke­mi­ze" bir bor­cu­muz yok mu? İn­sa­nı­mı­za, ül­ke­mi­ze ye­ni bir şey söy­le­me­nin vak­ti gel­miş­tir. Se­ni, be­ni, onu ve bi­zi bir ara­da tu­tan bir şey söy­le­me­li­yiz. 'İçin­de zu­lüm ol­ma­yan bir şey' söy­le­me­li­yiz... Ba­ro se­çim­le­rin­de ga­lip ge­le­nin, hu­kuk ve ada­let ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. * Av. Şa­di Çar­san­cak­lı >> ­Ço­cuk­la­rı­mı­za sa­hip çı­ka­lım Ül­ke­miz­de, o­ku­yan ço­cuk­la­ra da, so­kak­ta­ki ço­cuk­la­ra da dev­let ve mil­let o­la­rak sa­hip çı­ka­mı­yo­ruz. ­Ço­cuk­la­rı­mı­zın p­rob­lem­le­ri çığ gi­bi bü­yü­yor, an­ne ve ba­ba­lar bu ko­nu­da dert­li a­ma el­den ne ge­lir. Ba­zı ço­cuk­lar te­le­viz­yon ve in­ter­net or­ta­mın­da­ki şid­det i­çe­rik­li film­le­ri iz­le­ye­rek bun­la­rın et­ki­sin­de ka­lı­yor, hal ve ha­ra­ket­le­ri­ne dik­kat et­mi­yor, a­i­le­le­ri­ni ü­zü­yor. U­yuş­tu­ru­cu­lar baş­ta ol­mak ü­ze­re, al­kol, si­ga­ra, ba­li, ti­ner, müp­te­la­sı o­lan; hır­sız­lık, kap­kaç ya­pan ve so­nuç­ta ya­ran­lan­ma­la­ra, ci­na­yet­le­re ka­rı­şa­rak bi­rer suç ma­ki­ne­si o­lan ço­cuk­lar i­çin ne za­man a­cil ted­bir­ler a­lı­na­cak? Bu ha­le gel­miş ço­cuk­la­rı­mız yü­zün­den ge­le­ce­ği­miz teh­li­ke al­tın­da. ­Pe­ki o­kul­lar­da­ki ço­cuk­la­rı­mız ne â­lem­de? Su­ça mey­yal, şid­de­te yat­kın bun­ca ço­cuk­la­rın i­çin­de di­ğer­le­ri­ni kim ko­ru­yor. O­kul­lar­da a­lın­mış ted­bir­ler ço­cuk­la­rı­mı­zın ko­run­ma­sı i­çin ye­ter­li mi? O­kul­lar­da ço­cu­ğu bu­lu­nan her an­ne-­ba­ba bu ted­bir­le­rin ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı bi­li­yor ve bu­nun te­dir­gin­li­ği­ni ya­şı­yor. O­kul yet­ki­li­le­ri da­ha faz­la ted­bir al­ma­lı. Bu­nun­la da ye­ti­nil­me­me­li, Em­ni­yet bi­rim­le­ri o­kul ci­va­rı­nı sık­ça kont­rol et­me­li, o­kul i­çin­de ve dı­şın­da mu­hak­kak da­ha çok gö­rün­me­li. O­kul­la­rın çev­re­sin­de bu­lu­nan ka­fe­ter­ya­lar ve in­ter­net ca­fe­len sık­ça kont­rol e­dil­me­li, ba­zı o­kul ya­kı­nın­da bu­lu­nan bak­kal ve bü­fe­ler­de si­ga­ra sa­tış­la­rı ya­sak­lan­ma­lı­dır. ­Yıl­lar­dır yap­tı­ğım göz­lem­ler so­nu­cu di­le ge­tir­di­ğim bu ve ben­ze­ri teh­li­ke­le­rin da­ha çok cid­di­ye a­lın­ma­sı­nı bek­li­yor, biz­zat Mil­li E­ği­tim Ba­ka­nı Sa­yın Hü­se­yin Çe­lik'in bu ko­nu­yu de­net­le­ye­ce­ği­ne i­na­nı­yo­rum... * Ne­cip Yoz­gat­lı >> Check-up vurgununa dik­kat! Cep te­le­fo­nu­na SMS gön­de­ri­len ve­ya cep te­le­fo­nu ara­nan tü­ke­ti­ci­le­re, check-up hiz­me­ti­nin çok ucu­za sa­tıl­dı­ğı söy­le­ne­rek, bu hiz­me­ti sa­tın al­mak is­te­yen tü­ke­ti­ci­le­rin kre­di kar­tı­nın son dört ra­ka­mı ve gü­ven­lik nu­ma­ra­sı ta­lep edil­mek­te, bu bil­gi­le­ri ve­ren tü­ke­ti­ci­nin kre­di kart he­sa­bın­dan der­hal pa­ra tah­sil edil­mek­te, me­sa­fe­li sa­tış ni­te­li­ğin­de olan bu sa­tış­tan tü­ke­ti­ci­nin ya­sal hak­kı olan şart­sız cay­ma hak­kı­nı kul­lan­ma­sı en­gel­len­mek­te­dir. Son gün­ler­de Tü­ke­ti­ci­ler Bir­li­ği Baş­vu­ru Mer­ke­zi'ne bu yön­de çok sa­yı­da baş­vu­ru ulaş­mış bu­lun­mak­ta­dır. * Ay­dın Ağa­oğ­lu (Tü­ke­ti­ci­ler Bir­li­ği Baş­vu­ru Mer­ke­zi Baş­ka­nı)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.