Ekonomimizin yarısına yakınının kayıtsız olduğu, yeraltı ekonomisi olduğu yetkililerce sık sık belirtilir. Bu büyük kesim vergi vermez, SSK primi yatırmaz. Hal böyle olunca, bütün vergi yükü kalan kesimin, kayıtlı olan dürüst vatandaşın sırtına yüklenir. Bunun tabii sonucu olarak, vergi oranları anormal derecede yükselir. Kısacası, yetkililer eline geçirdikleri vatandaşın gırtlağını sıktıkça sıkıyor. Kümesteki kazlar misali dürüst vatandaş yolundukça yolunuyor... Peki ama neden kayıtdışı ekonominin oranı bu kadar yüksek? Bütün suç vatandaşın mı? Bürokrasinin, mevzuatın hiç mi suçu yok? Bunun en güzel cevabı, Hasan Çelik'in anlattıklarında: "1976 yılından beri Sivas/İmranlı'da esnaflık yapmaktayım. Maliye elemanlarının yaptıkları denetimde, vergi levhamı tastik ettirmediğim gerekçesiyle bana 78.70 YTL usulsüzlük cezası kesildi. Diğer esnafların da denetlendiğini ve çeşitli cezalar kesildiğini öğrendik. Üzüldüğüm taraf şu; bugüne kadar esnaflık yaparken hiçbir noksanım olmadı. Vergi levhasının tastik ettirilmemesi tamamen bir unutkanlık sonucu ve bunda devletin hiçbir kaybı yok. Beyannamelerimi hep zamanında vermiş, vergilerimi de hep zamanında yatırmışım. Diğer taraftan, bazı esnaflar ne maliyeye kayıt yaptırmış, ne vergi levhası asmış, ne de vergi levhası tastik ettirmişler; yıllardır kaçak çalışıyor, devlete bir kuruş vergi de vermiyorlar. Bunlara kesilen ceza ise 42 YTL'ik usulsüzlük cezası... Benim gibi her şeyi kayıt altında olan bir esnafın basit bir unutkanlığı 78.70 YTL ile cezalandırılıyor, hayatta vergi vermemiş, her şeyi kanunsuz olan bir başka esnafa ise sadece 42 YTL ceza kesiliyor. Neden böyle olduğunu İmranlı Mal Müdürü'ne sordum. Kanunları uyguladıklarını, ellerinden bir şey gelmediğini söyledi... Bunun adı adalet mi? Bu kanunları çıkaranlar vatandaşı kanunsuzluğa teşvik etmiyorlar mı? Her kurala uyan esnafa yüklü ceza, hayatta vergi vermemiş kaçak esnafa düşük ceza; kaçak çalışmayı ödüllendirmek, yer altı ekonomisini teşvik etmek olmuyor mu? Biz de mi bundan sonra devlete karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirmeyelim, vergi vermeyelim, maliyedeki kayıtlarımızı silelim? Bu kanunları yapanlar neyi amaçlıyor? Bu mantıkla her geçen gün suçlulara yeni suçlular ekleniyor. Dürüst vatandaşa yüklü ceza, kanun karşısında korumasızlık; suçlulara da göstermelik cezalar... Böyle adaletsizlikle nereye varılır?" Yetkililer kayıtdışı ekonomiden şikayet edeceklerine, bunun sebeplerini araştırmalı, bu tür çarpıklıkları ortadan taldırmalıdırlar. Konser belediyeciliği!.. Parasızlıktan yakınan bazı belediyeler milyarlarca hatta trilyonlarca parayı, sanatçılara hoyratça harcayıveriyor. Artık ülkemizde belediye denilince özellikle yaz aylarında eğlence ve konserler akla gelir oldu. Belediyeler eskiden hizmetleri ile tartışılırdı, şimdilerde ise hangi belediye hangi sanatçıyı hangi fedakârlıkla getirdiği konuşuluyor. Birçoğu sanatsal değeri olmayan, ses ve müzik adına hiçbir değer taşımayan ve magazincilerden oluşan bu konserlere gelen kalabalıklar, başkanları coşturdukça coşturuyor. Bilmiyorlar ki bu yaptıkları ne bugün için ne de gelecek için hiçbir anlam ifade etmiyor. Kırk yamalı, sürücülere cambazlık yaptıran bozuk yolları; atık suyu ile yağmur suları tahliye edecek ayrı kanalları; olmayan kanalizasyonları; akranları evlenmiş, yaşları ise evlenme çağını geçmiş ancak fakirlikten evlenemeyen gençleri; çöpleri, pislikten geçilmeyen çarşı pazarları; yapılamayan köprüleri kavşakları; engelli vatandaşların karşılanamayan bin bir türlü ihtiyaçları; sokakta kalan evsizleri; tinerci çocukları; açlıktan hırsızlık yapanları; kaldırımları doldurmuş işsizleri varken, konser belediyeciliğini hizmet diye bizi kimse kandırmaya kalkmasın. > Mehmet Ali Malkoç (Tüketiciler Birliği Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00