İstenince oluyormuş

A -
A +

İstanbul ormanlarının önemli bir kısmı 1960-1980 yılları arasında, kömür üretmek uğruna yok edildi. Ormanlık alanların yerinde devasa çukurlar ve çöl görünümündeki çıplak alanlar oluştu. Bu felakete yıllarca göz yumuldu, çirkin çukurlar o şekilde bırakıldı... İstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk Çebi'den öğrendiğimize göre, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin direktifleri doğrultusunda bu sahalar rehabilite edilerek ormanlaştırma çalışmalarına son 4 yılda hız verilmiş. 3500 dönüm büyüklüğündeki çukurlaşmış eski maden ocakları, uygun dolum tekniğiyle ağaçlandırmaya uygun hale getirilmiş, bu sayede 25 milyon dolarlık bir kaynağın ekonomimize katılımı sağlanmış. Ayrıca çöl görünümündeki 25 bin dönüm büyüklüğünde bulunan çıplak saha da, kurum imkanlarıyla ağaçlandırmaya hazır hale getirilmiş. Bütün bu alanlar, zaman geçirilmeden Fıstık Çamı ağaçlarıyla ağaçlandırılmaktadır. Bu sayede, ormanlık alanları %45'ten %45,5'e yükseltilerek, İstanbulumuzun geleceğe hazırlanması için önemli adımlar atılmıştır. Orman Bakanı Osman Pepe de, dün Bolluca Beldesi orman sahasında yapılan ağaçlandırmaya bizzat katılarak, bu güzel adımları desteklemiş ve teşvik etmiştir. Demek ki istenince oluyormuş. Ormanlarımız hep eksilmiyor, istenirse çoğaltılabiliyormuş. Tahrip edilen alanlar da tekrar orman haline getirilebiliyormuş... Böyle duyarlı bakan ve bürokratlar oldukça ilerisi için endişelenmek yersiz değil mi? >> Bu kötü gidişe kim "dur" diyecek? Televizyon kanallarında şiddet muhtevalı diziler bir birini izliyor. Bunlardan arta kalan zamanlar da seviyesi gittikçe düşen magazin programlarına ayrılıyor. Aynı hastalık ana haber bültenlerine bile sıçradı. Vatandaş olarak, çoluk çocuğumuzla oturup televizyon seyredemez olduk. Her an yüzümüzü kızartacak bir sürprizle karşılaşabiliriz. Bize, toplum dokumuza yakışmayan bu kötüyü, şiddeti ve ahlaksızlığı özendirici programlarla nereye varılmak isteniyor? Bütün bu yayınlardan sonra, işlenen suçlardaki artıştan, ahlaki yozlaşmadan şikayet etmeye hakkımız var mı? Bunun yansımalarının okullarımızda bile daha sık görülmesi, birilerinin vicdanını kanatmıyor mu? Sorumluluk sahibi anne-babaların bu ortamdan ve gidişattan duydukları endişe yeterince biliniyor mu? Bu kötü gidişin acilen durdurulması gerekiyor. Bunun için RTÜK, Milli Eğitim ve Emniyet ortak çalışmalı. Şehirlerimize yönelen kontrolsüz akına da bir düzen getirilmeli. 15 yıllık bir basın mensubu olarak bu durumdan utanıyorum. Bu gidiş bizi Avrupa Birliği'ne değil, felaketlere götürür... > Necip Yozgatlı Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.