Yetkililerin dikkatine; Bazı ülke vatandaşları, kendi memleketlerinde tutunamayınca, çeşitli yollarla Türkiye'ye girip yerleşiyor. Bunlardan biri de Azerbaycan'dan gelen, Türkiye'de kalmak için para karşılığı hiç görmediği bir kişi ile evlilik yapan T. M. adlı bayandır. Türk Vatandaşı olma süresi doluncaya kadar evli kalan, sonra boşanan bu kadın, iki çocuğunu da TC vatandaşı yapmış. Bu kadının, oturma izni olmayan öğretmen emeklisi annesi, yasal olmayan yollarla geldiği için emekli maaşını alamıyor; takma isimlerle bazı kanalların evlilik programlarına katıldı, bir kanalda rüya yorumculuğu işini yaptı. Şimdi bu bayan medyumculuğa soyundu. Ona yardım eden bir papazla ortak büyüler yapıyor!.. Bu bayan, sözde emlakçı iş yeri açmış, ama emlakçılık yapmıyor, Azerbaycan'dan gitmek isteyenleri, para karşılığı getirip, Türklerle evlendiriyor, Türk vatandaşı olmalarını sağlıyormuş. Bu kadının, su yüzüne çıkmamış başka karanlık işlerinin olduğu da iddia ediliyor. Yurt dışından getirdiği kremlerle Kağıthane'deki evinde fizik tedavi yaptığını iddia ediyor, büyüler yapıyor, yurt içi ve yurt dışından gelen-gideni eksik olmuyor. Çok kişinin yuvasına incir ağacı diktiği, çok canlar yaktığı söyleniyor. Bu işi yapması için her nasılsa ruhsat da verilmiş, şikayet ediliyor ama kimse bir şey yapamıyor. Etkili bir çevre edindiği anlaşılıyor. Evi, haftanın 7 günü, arı kovanı gibi olan bu kadından komşuları da bizar olmuş,"beni kızdırmasınlar, çocuklarına bir büyü yaparım!.." gibi tehditleri bizzat duyanlar var. "Kimse bize bir şey yapamaz, tanıdık emniyet müdürümüz, polisimiz, avukatımız var" diyormuş. Bütün sakinler bu kadından yaka silkiyor. Evini ve giriş-çıkışları kameralarla kayıt altına aldırmış olan bu büyücü kadın, şikayetçi olanların kapısına domuz yağı sürüyor, insanları yıldırıyor.. Dinimize, örfümüze ve yasalara ters olan bunca fiili işleyen, birçok can yakan, yuvalar yıkan bu istismarcı ve kötü niyetli kadına dur diyecek bir merci yok mu? Araştırılırsa başka pisliklerin de ortaya çıkacağı ortada. Lütfen bu işe bir yetkili el atsın!.. H. Ü. Bize büyük haksızlık yapılıyor Ben, Milli Eğitim Personeli olarak, bir okulda çalışmaktayım. Yapılan haksızlıkları gördüğüm için, artık dayanamadım ve yazmaya karar verdim. Ben 1600 TL maaşla çalışan bir memurum, başka bir ek gelirim yok. Şimdi konuya girelim: 1- Bir öğretmenin maaşı da 1600 lira, 2- Öğretmen, her girdiği ders karşılığında ek ders adı altında, eğer ay 4 hafta çekiyorsa, 450 TL ek ders ücreti alıyor. 3- Her girdiği sınav için (mesela; ehliyet, KPSS, üniversite) sınav başı 80 TL eline geçiyor. 4- Her dönemin başında, "eğitim ödeneği" adı altında 550 TL veriliyor. Ek ders, öğretmen için o kadar önemli ki, ek ders ücretinin kesilmemesi için her şeyi yapıyor; mesela, hasta olduğu zaman bile izin almıyor, ayakta tedavi beyannamesi dolduruyor ve okul müdürleri de buna onay veriyor, mazeret izni alsa, ek ders ücreti kesilecek. Hemen hemen bütün okullarda durum böyle... Biz Milli Eğitim Memurlarının ise, 1600 liralık kuru maaştan başka hiçbir gelirimiz yok. Bu adalet mi? Ben onları kıskandığım için yazmıyorum, ek ders versinler, ama gelmediği günün ek dersi kesilsin, diğer derse gelen öğretmenlerin de hakkı yeniyor burada, yazık değil mi? Şimdi toplu sözleşmede ek tazminat istiyorlar, ocak ayında memurlara verildiği için. Memurlara, "aradaki dengesizlik kalksın" diye veriliyor. Ama ona bile göz dikiyorlar. Gazetede yazılana göre ek tazminat olarak 350 TL isteyen sendikalar, memuru niçin düşünmüyorlar? Bu nasıl adalet? Bunu niye kimse dile getirmiyor. Bir öğretmen, günlük 5 saatten, haftada 25 saat duruyor. Ama bir memur, 40 saat okulu bekliyor. 2 aylık yaz tatilleri var, istediği zaman rapor alıyor... Bir memur Bu yanlışı düzeltin lütfen! Diyanet İşleri Başkanlığı'na; 7 Nisan 2012 Cumartesi günü 28257 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan yeni Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Kursları Yönetmeliği'nin aşağıdaki maddesine göre, öğrenci sayısı 10'nin altına düştüğü anda, haftada kaç saat ders yapılırsa yapılsın Kurs öğretmenlerine ek ders tahakkuk ettirilmeyecek. Son zamanlarda o kadar çok öğretici alındı ki, öğretici başına düşen öğrenci sayısı otomatik olarak 12'nin altına düştü. Ders ücreti, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki uygulamada olduğu gibi, sınıftaki öğrenci sayısıyla değil, haftada fiilen yapılan ders saatiyle ilgili olmalıdır. (MADDE 17- (1) Kurslarda sınıf mevcudunun; yüzünden okuyanlar için 12, hafızlığa çalışanlar için ise 8 öğrenci olması esastır. Ancak kurslarda öğrenci sayısının yüzünden okuyanlar için 10'un, hafızlığa çalışanlar için 5'in altına düşmesi halinde müftünün teklifi ve mülki amirin onayı ile ilgili dönemde eğitim-öğretime devam edilir. Bu durumda görev yapan öğreticiler, aylık karşılığı derse girerler ve kendilerine ek ders ücreti tahakkuk ettirilmez.) Hadiye Küçük Yol çalışması bir an önce bitsin Malatya Valiliği ve Belediye Başkanlığı'na; Öncelikle, Battalgazi Yolu Altgeçit çalışması için teşekkür ederiz. Fakat bu yolun trafiğe kapatılması biz esnafları çok mağdur ediyor. Geçici bir yol verilmesi, bu yol çalışmasının da bir an önce bitirilmesi en büyük dileğimizdir. Bu çalışmalar uzarsa, bir kısım esnaf iflas edebilir. Adem Tosun