Başbakanlığa ve Adalet Bakanlığı'na; Ben, anne ve babasını çok küçük yaşta iken kaybetmiş, sahipsiz, yoksulluk içinde büyüyüp, itilip kakılarak çocukluğunu geçirip, henüz 17 yaşında şeytana uyup; suç, ceza ve hapishane günlerini yaşamış; pişman olduğuma kanaat getirilerek 1991 yılında serbest bırakılmış bir vatandaşım. "Eski Hükümlülerin İstihdamı ve işe yerleştirilerek çalıştırılması hakkındaki kanun hükmü"ne binaen, İş Bulma Kurumu'nun İstanbul'daki teşkilatına birçok defa müracaatta bulundum. Yeterli referanslarım olmadığı için, bu kurumdan yeteri kadar ilgi görmedim ve işe yerleştirilmedim. Benden evvel gönderdikleri "eski hükümlüler"in işe alınmadıkları işyerlerine bile bile gönderdiler. Gittiğim yerler de sudan bahanelerle kabul etmediler. Anayasal ve kanuni hakkımı kullanarak, hak arama maksadıyla Sayın Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, Adalet Bakanı'na dilekçeyle müracaatta bulundum. Dilekçelerim de ilgili kurumun İstanbul teşkilatına iletilmiş. İlgili kurumun "Eski Hükümlüler Servisi"ne davet edildim. Yetkililerce ihtar edildim. Dilekçeyle hiçbir yere varamayacağım, dilekçemin bana zarar vereceği belirtilerek, sert bir dille kovuldum. Hak arama girişimlerim de böylece sonuçsuz kaldı... İşyerleri beni ve benim gibi olanları potansiyel tehdit ve tehlike olarak değerlendiriyorlar. Bizi ve çocuklarımızı açlığa terkediyorlar, ölüme bırakıyorlar. Ben, cezaevinden çıkalı 10 yıldan fazla zaman oldu. O günden beri bir karıncayı bile incitmedim. Kanuna saygıda kusur etmedim. Namuslu bir vatandaşım. İşsiz bırakıldım. Çocuklarımla birlikte, yoksulluk içinde, çoğu zaman aç yatıyoruz, kimseye de şikayet etmiyorum. Çalmadım, çırpmadım, soymadım, kimseyi dolandırmadım. Onurlu bir hayat sürmeyi istedim... Devletimden çocuklarıma aş, ekmek götürebilmek için iş istedim. Namuslu ve dürüst bir vatandaş olmayı hedefleyip, geleceğim için iş kapısını göstermesini istedim, müracaat ettim. Maalesef olumlu bir yaklaşım göremedim... Savcılık bizlere, "siciliniz bozuk" diyerek, temiz kağıdı vermiyor. "Cezaevinde yatmışsınız, sakıncalısınız" denerek iş vermiyorlar. Biz de bu vatanın evlatlarıyız. Sayın Adalet Bakanı'na seslenmek istiyorum; birisi 1 yaşında, diğeri 8 yaşında olan iki yavrumun aç kalmasını istemiyorum. Benim suç işlediğim tarihte, bu iki masum yavrum henüz dünyaya bile gelmemişti. Şimdi bunlar da benimle beraber açlığa terkedilerek cezalandırılıyorlar. Bunda bir terslik yok mu? > Levent Beken - İSTANBUL "Kaçak elektrik kullanımı" böyle mi önlenir? Ben TEDAŞ'ta çalışıyorum. Adıyaman'ın Besni ilçesinde çalışıyordum. Kaçak elektriğe karşı her tarafta olduğu gibi, bizim çalıştığımız yerde de büyük mücadele verdik. Sadece bu yılın ilk 5 ayında benim yakalattığım kaçak elektrik kullanıcıları 450'yi geçmişti. Bu uygulama politikacıları rahatsız etti. Beni geçici görevle Kahta'ya verdiler, şefimi de görevden aldılar. Konu ile ilgili olduğunu bildiğim bir siyasi partinin il başkanını arayıp sebebini sordum. "....Köyünde ....'ın kaçağını yakaladın, ben de siyasi irademi kullandım" şeklinde bir cevap verdi. Bizim ayrılmamızdan sonra yakalanan kaçak sayısı da çok düştü, politikacılar amaçlarına ulaştılar... Ben buranın yerlisi olduğum için bedelini hayatımla değil, bu şekilde ödedim. Türkiye çapında yapılan geçici görevlendirmelerin çoğu da bu şekilde oluyor. Gerçi Adıyaman'daki Müessese Müdürlüğümüz çok iyi niyyetli ve büyük bir gayretle kaçakların önlenmesi için mücadele veriyor. Ama sonunda kararı yine politikacılar veriyor, bedelini de taviz vermeden, dürüstçe çalışan kişiler ödüyor. Her türlü suiistimalin önlenmesi için, politikacıların bu işlerden ellerini çekmeleri gerekiyor. Bütün vatandaşların hakkı olan imkanlar, oy uğruna yandaşlara peşkeş çekiliyor... > İsmi mahfuz - ADIYAMAN Çocukların çoğu sigara müptelası olmuş! İlköğretim son sınıflar ve lise öğrencilerinin büyük bir kısmı sigara müptelası olmuş, buna çok üzülüyorum. Okul çıkışlarında çok kötü bir manzara oluşturuyorlar. Sokak aralarında bile ellerinde sigara, saygısızca yürüyorlar. Yetkililer neden bunu görmüyor, neden geleceğimiz olan gençlerimiz bu kadar başıboş bırakılıyor? > Caner Kırbaş - ALANYA