İzmir'de balık, baştan kokuyor

A -
A +

İzmir'in metropolündeki ilçe belediyelerini değerlendirirken, bütün belediye başkanlarının ortak bir özelliği vardı ki, o da "belediye kaynaklarını yeterince doğru biçimde kullanmamaları veya kullanamamalarıydı", şu geçen dört buçuk yılda. Bunun son örneği, birkaç gün önce gözler önüne serildi. Yıl başında açılışı yapılacağı belirtilen yeni Balçova Belediye binasının haberi verilirken, haklı olarak bu habere uygun görülen başlık şöyleydi: 3 trilyon liralık saray!.. Halkın parasını, Ankara'daki kamu binalarına özenip, lüks inşaatlara harcamak şart mı? Halk için çalışan insanlar, daha mütevazı yerlerde oturup, çok daha başarılı şekilde görev yapamazlar mı? Maalesef "balık baştan kokuyor" İzmir'de. Trilyonları ve milyon dolarları çayıra çimene, taşa betona savuran İzmir Büyükşehir Belediyesi, belli ki ilçe belediyelerine de kötü örnek olmuş ve olmaya devam ediyor. Oysa bu paralar, çok daha önemli ve hayati işler için harcanmalıydı. Örneğin aylardır dikkat çektiğimiz gibi, Balçova'daki saraya harcanan 3 trilyon lira ile yine Balçova'daki okulların, önce deprem dayanım testleri yapılabilir ve ardından muhtemel bir depremde çocuklarımızın hayatını kurtaracak olan, binaları güçlendirme eylemine girişilebilirdi. Hiç kuşku yok, bir belediye başkanı, attığı her adımda insan hayatını korumaya önem ve öncelik vermelidir. Evet, bazen öyle olaylar yaşanabilir ki, ne yaparsanız yapın önleme şansınız olmayabilir. Ama o felaket yaşandığı anda tüm varlığınızla yaraların sarılması için çabalar, en azından acılı insanlara moral verir, destek olursunuz. Büyük bir üzüntüyle de olsa, ifade etmek zorundayız. Geçen hafta İzmir tarihinin en trajik olaylarından biri yaşandı Bornova'da. Herkes koştu oraya. Ve gözler özellikle bir kişiyi daha aradı. Bu kişi, İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı'ydı. Neredeydi acaba? Olabilir. Bir belediye başkanı şu veya bu nedenle, sorumlu olduğu şehrin dışında bulunabilir. Dolayısıyla, olay yerine anında yetişemeyebilir. Fakat duyarlı bir insansa, bırakın Fransa'da gezip tozmayı; iki eli kanda ve dünyanın öteki ucunda olsa dahi, en kısa zamanda işinin başına gelir. İzmir, işte böyle bir yokluğu yaşadı. İzmir'in saraylarda sefa süren değil, her zaman ve her şartta, kentine ve insanına sahip çıkan belediye başkanlarına ihtiyacı var. Feyzi Hepşenkal (Önce İzmir Hareketi Yönetim Grubu Başkanı)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.