Bu köşede genellikle olumsuzluklar, şikayetler yer alır. Bundan ben de memnun değilim. Güzellikleri, yapılmış iyi işleri vermeyi daha çok isterim. Ama neticede, burası Türkiye'nin bir nevi aynası. Olumsuzluklar o kadar çok ki, tek-tük bulunan olumlu işler de aradan kaynayıp gidiyor. Bunun bir başka sebebi de, genellikle takdir etmekten çok, şikayeti sevmemizdir. Bundan sonra, yapılmış güzellikleri de yansıtırsanız, seve seve yer veririz. Dilerim Bursa'dan yazan Mustafa Erim bir örnek olur: "Kadir Gecesi arkadaşlarla İznik yolunda seyahat ederken, jandarma kontrolü olduğunu gördük.Terör olaylarından dolayı arama yapılacağını düşünerek, vakit kaybedeceğimizden endişe ettik. Fakat o da ne! Yavaşça şoför arkadaşa yaklaşan başçavuş, gülümseyen bir yüzle; 'Kadir Geceniz mübarek olsun' diyerek elindeki çikolata kutusunu uzatmaz mı? Şoför arkadaş önce sadece kendisi alarak teşekkür edip gitmek istedi. Fakat başçavuş arkadaşımız, minibüsteki 9 kişinin de çikolata almasını bekledikten sonra, yine güleryüzle ve hayırlı yolculuk diledikten sonra bizi gönderdi. Arkadaşlarımızla beraber bu davranış biçiminden çok memnun kaldık. Güleryüzlü, tatlı dilli memuru kim sevmez ki! Teşekkürler başçavuşum, gönüllerimizi fethettiniz." Neden tayin edilmiyoruz? Bizler, Alman Dili ve Edebiyatı mezunları olarak İngilizce öğretmenliği yapmak istiyoruz; ancak İngilizce sertifikası ücreti 1.5 ila 2 milyar arasında değişiyor. Maalesef bu parayı verebilecek maddi imkanlara sahip değiliz. Formasyon da işin cabası.. Üniversitede Almanca'nın grameri ve konuşma tekniğinin yanında İngilizce gramer ve konuşma teknikleri gibi dersleri de aldık. Herbir Alman Dili ve Edebiyatı mezunu enaz İngilizce Bölümü mezunu kadar İngilizce ders verme bilgisine ve kabiliyetine sahiptir. Emekli olmuş İngilizce öğretmeni alınacağına, bu dersten anlamayan başka branş öğretmenleri ders vereceğine, bizim bu işte istihdam edilmemiz daha doğru değil mi? İsteğimiz, tayinlerimizin yapılıp, hizmet içi eğitimlerle gereken formasyonların verilmesi; ya da İngilizce sertifikasının fiyatının ödeyebileceğimiz bir seviyeye çekilmesidir. Ayrıca, Avrupa Birliği'ne giriş sürecimizde, hâlâ tek yabancı dil uygulamasının yerine, en az iki dil uygulamasının getirilmesi daha ilerici bir anlayış olacaktır. Alman Dili ve Edebiyatı mezunları Vergim yetmiyor mu? Mülkümü satmak maksadıyla, gerekli işlemleri yapmak üzere Eminönü Tapu Sicili'ne gittim. Gider gitmez, ilk işlem olarak 20 milyon istediler. Bu bir bağış imiş ve eğer vermezsem işlemlerimin yapılmayacağı belirtildi. Diretmelerim kâr etmeyince, işimi yaptırmak için mecburen o parayı verdim... Ben vergisini veren bir vatandaşım. Devlet, benden aldığı vergi mukabilinde bana bir kamu hizmeti sunmakta, orada çalışanlar da kamu görevlisi ve benim de vergimle katkıda bulunduğum bütçeden maaş alarak o görevi yapmakla mükellefler. Vatandaş olarak, ek bir ücret ödemeden, görevi benim işimi yapmak olan kişilerden hizmet alamıyor ve çaresiz kalıyorum. Neden bir an önce bir tedbir alınmıyor, para toplama aracı olan o vakıflar kapatılmıyor? Bu işte bir terslik yok mu? Ahmet Mustafa Güz - İSTANBUL