Yollar ve kaldırımlar amaçdışı kullanımlar yüzünden tıkanıyor, kapanıyor. Şehirlerimizde bazı sokaklara girilmezken, birçok kaldırım da işgal altında. Çift şeritli yolların bir şeridi tamamen otopark haline getirilmiş, işgal edilmiş. Kaldırımlarda da ne ararsan var... Tüketiciler Birliği Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali Komite Başkanı Mustafa Dinç de bu duruma dikkat çekerek, Kaldırımların rastgele yerleştirilen saha dolapları, reklam panoları ve çarşı esnafı tarafından işgal edildiğini belirtiyor. "Mevlana civarı, Kapu Cami Civarı, Alaaddin Bulvarı, Zafer, Belediye arkasındaki İş Merkezleri civarındaki esnaf işyeri dışına taşarak kaldırımları işgal etmektedirler. Önceleri sadece bayramlarda yapılan bu uygulama rutin hale gelmiştir. Buralarda yürümek artık imkansızdır. Yayaların bazı yerlerde kaldırımdan asfalta inmek zorunda kalması, can güvenliğini tehdit etmektedir. Kaldırımların tanzim ve kontrolünden sorumlu olan belediyelere bu konuda daha hassas davranacağından kuşkumuz yok. Yayaları rahatsız eden bir başka uygulama ise şehrin bir çok yerinde kaldırım üzerine dikine yerleştirilen Telekom ve Medaş saha dolapları ile yeraltı kanal kapaklarıdır. Bu saha dolaplarını kaldırımın bir kenarına geçişi engellemeyecek şekilde yerleştirmek varken, bazı yerlerde kaldırımın tam ortasına dikey olarak yerleştirilmiş ve geçişi engellemektedir." Konya için açıklanan bu durumun bütün illerimiz için geçerli olduğunu belirtmeye gerek yok. Asfalt da işgal edildiği için, yayaların çoğu zaman buraları da kullanması mümkün değil. Mustafa Dinç'in belirttiği gibi, "Yeni Tüketici Yasası" ile birlikte, kamu kurumları da verdikleri ayıplı hizmetten tüketiciye karşı sorumludurlar. Artık bu gibi durumlar için de vatandaş oylarak tedbir almayan yetkililere karşı sesimizi çıkarabiliriz... Değerlerimizden taviz vermeyelim Ülkemi seven bir insan ve bir Türk-İslam sevdalısı olarak şunu söylemek isterim ki; aslımıza, kökümüze, benliğimize, bize ait olanlara dönmekten başka çaremiz yok. Bizi kurtaracak, kalkındıracak, dirlik düzenimizi muhafaza edecek yol budur... Bu hasletlerimizi unuttuğumuz an, başka milletlere yem oluruz. Millet olarak hayatiyetimizi devam ettirmenin başka yolu yoktur. Bulgarlar ve Macarlar nasıl ki Türklüklerini kaybetmişse, kendimize ait değerlere sahip çıkmazsak, Allah korusun aynı akıbetin bizi de beklemesinden korkarım... Ekonomik olarak kakınmamızın, moralmen diri olmamızın, güçlenmemizin yolu budur. Başkalarına benzemeye çalıştığımız müddetçe, taklitçilikten ileriye gidemeyeceğiz. Gençliğimizin önemini bilmeli, onları alkol, uyuşturucu, fuhuş, sigara gibi belalardan korumalıyız. Zaten bizim değerlerimizde de bunlar ve sağlam bir aile geleneği bulunmaktadır. İnsanlarımız cahillikten, bilgisizlikten kurtarılmalı; çağın en ileri bilgileri ile donatılmış bir nesil yetiştirilmeli. Tarım, sanayi ve ticaretimiz başkalarının insafına bırakılmamalıdır. Ülkemiz kaçılacak bir yurt değil, huzur bulunacak müreffeh bir vatan haline getirilmelidir. Devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, basın-yayın organları bu gerçeği benimsemeli ve uygulamalıdır... Başka türlü, bu coğrafyada "biz" olarak kalmamız mümkün değildir... > İsmi mahfuz - ALMANYA