Kara tablo çizenler samimi mi?

A -
A +

Ülke ekonomisinin nasıl olduğunu rakamlar ortaya koyuyor. Büyüme rakamları, faiz ve döviz fiyatları, enflasyon oranı, ihracat... Elbette her şey mükemmel değil, daha iyi olması istenir. Ama birazcık insaflı olmalı, birkaç yıl önceki durum ile şimdiki durum mukayese bile kabul eder mi? Sadece ekonomi değil, ülke itibarı, güven ortamı da öyle. Eğer bu itibar ve güven olmasa, yabancı yatırımcılar paralarını bu ülkeye yatırırlar mı? Elbette eksiklikleri, yapılan yanlışları belirtmek gerekir. Ama sırf baştakiler bizim gibi düşünmüyor diye, kapkara bir manzara çizmek ahlakî mi? Hele ülkeyi felakete götüren eski politikacıların tekrar sahneye çıkıp, felaket senaryolarını dile getirmeleri inandırıcı olur mu? Bazı ekonomistlerin ideolojik maksatlı yorumları, bazı politikacıların hırstan kaynaklanan çarpıtmaları ve başka beklentileri olan bazılarının desiseleri ülkeye zarar verebilir. Kendi yalanlarına yurt dışındaki uzantılarını da alet ederek, ülkemiz üzerinde şüpheler uyandırmaya çalışanlar da işin cabası. Eski alışkanlıklarımızı terk edip, doğruları söyleme cesaretini gösteremez miyiz? Halkın gözü önünde olan işleri saklamaya, ters göstermeye gücümüz yeter mi? Bütün söylenenlere rağmen, seçmen tercihinin fazla değişmemiş olması da mı ders vermiyor? Bir de doğruları, mertliği, iyiliği denesek. Yapılan doğru şeyler de görülüp kabul edilse, sonra da eksik ve yanlışlar dile getirilse daha inandırıcı olunmaz mı? İnsanlarımızın, dünyanın değiştiği ne zaman görülecek? Yalan-dolan ve sahtekârlığın artık prim yapmadığı anlaşılmayacak mı? İnsan düşünmeden edemiyor; nedir bu ülkeye bunca düşmanlıkları? İnsanlarımızın huzur ve mutluluğu neden bazılarını bu kadar rahatsız ediyor? Siyasi, ideolojik ya da ekonomik çıkarlar ve hırslara bu kadar esir olunur mu? Felaketlerden, krizlerden, kara günlerden medet uman hasta ruhlular hiç bitmeyecek mi? > Kutsal emanetler her zaman ziyarete açık olmalı Fatih'teki Hırka-i Şerif Camii'nde muhafaza edilen Peygamber efendimizin mübarek hırkaları, ramazan ayında açılıyor, sonra da ziyarete kapalı hale getiriliyor. Belki bu şekilde ziyarete kapalı başka kutsal emanetler de vardır... Bu kutsal emanetlerin kapalı kalmasının, insanların bu mübarek emanetleri görmelerine mani olunmasının kime ne faydası var? Ziyaret süreleri de kısıtlı olunca, büyük izdihamlar yaşanıyor, birçok Müslüman istediği halde bu emanetleri görme şerefine erişemiyor. Bu mübarek emanetlerin bir yıl boyunca ziyarete açık bulunmalarının ne sakıncası var? Bu emanetleri, zarar görmeyecekleri bir ortam içinde, insanların istifadesine sunmak, bereketlenmelerini sağlamak düşünülmüyor mu? Lütfen, yetkili her kim ise, bir daha düşünsün ve bu manevi zenginliklerden insanlarımızı mahrum bırakmasın. > Reşat Çavuş > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.