Su samurları, kırmızı benekli alabalıklar ve onlarca bitki örtüsünün kusursuz çember etrafında hayatlarını devam ettirmeleri için lütfen Karasu Vadisi'ne sahip çıkınız... Lütfen! "Ruhunda gökkuşağı yoktur, eğer gözlerinde yaş yoksa."( Minkuas Kızılderilileri sözü) Birkaç yıl öncesinde Rize Çamlıhemşin'deki Fırtına Vadisi üzerinde yapımına başlanan Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı ile ilgili haberleri hatırlıyor olmalısınız. Vadideki eko-sistemi, yıllık 360 megawatt'lık elektrik için hiçe sayan malum anlayış, yine sahnede. Olay kısaca şöyle: K. Maraş Belediyesi, kendi ilçesi Andırın'dan çıkan ve 30 km'lik bir hat boyunca akan Körsulu Vadisi'ndeki Karasu'nun suyunu alma kararı aldı. Gerekçesi, K. Maraş'ın 2036 yılında nüfusunun 1 milyon 150 bin olacak olması ve su sıkıntısı çekileceği yönünde. Yani tam 34 yıl sonrası düşünülerek bir vadi kurutuluyor... K. Maraş'ın suyunu almayı düşündükleri yer, 30 km'lik bir eko-sistem harikası. Suyun bir tül gibi aktığı, onlarca bitki örtüsüne, ağaca, kuşa ve balığa örtü olan doğal yapı. Nesli hızla tükenen susamuru ve kırmızı benekli alabalıklara ev sahipliği yapan vefakâr bir su perisi. Ancak bu su perisinin başında "cadı kazanları" kaynıyor!.. Korkunç ağızlarıyla suyun içinde büyük gürültüyle çalışmaya başlayan dozerler, berrak akan Karasu'nun suyunu karartmaya başladılar bile. "Suyumuzu vermeyiz" diye projeye karşı çıkan civardaki 14 grup köyün ve bütün Andırınlılar'ın feryadı, korkunç dozerlerin gürültülü seslerinden duyulmuyor bile... Tehlike çanları herkes için çalıyor! Yemyeşil bir örtünün arasından, kayalardan sekerek akan suda kamerayla, birçok üniversiteden gelen araştırmacıların görüşleri ve köylülerin ifadeleriyle sabit olan susamuru yaşıyor. Dünyada üç bölgede yaşayabiliyor bu hayvanlar. Çevre Bakanlığı, 'Susamuru tespit edilirse K. Maraş bu suyu alamaz' şeklinde görüş belirtmesine rağmen buradaki su alınıyor. Kısa bir süre sonra da vadi kuruyacak. Susamuru da, kırmızı benekli alabalık da, onlarca bitki de yok olacak. DPT'den geçmesi mümkün olmayan bu projeye bir an önce son verilmesi ve yanlıştan dönülmesi gerekiyor. Üstelik K. Maraş'ın su ihtiyacını tamamen karşılayacak ve 1700 lt/sn kapasite ile çalışacak Ayvalı İçmesuyu Barajı bitirilme aşamasındayken, Karasu'nun geleceğini karartmak Türkiye'ye özgü bir tuhaflık olsa gerek. Treking ve turizm potansiyeli açısından muhteşem bir yer olan Karasu-Körsulu Vadisi'nin K. Maraş Belediyesi tarafından korunma altına almasını bekliyoruz. Kendi suyunu G. Antep'e satan K. Maraş Belediyesi, bu çevre felaketinin sorumlusudur... ÇED raporundaki çelişkiler Konuyu Çevre Bakanlığı'na ileten köy muhtarları, ÇED raporunun gerçeği yansıtmadığı noktasında hemfikirler. Suyun 1200 lt/sn'sinin alınmasında sakınca olmadığını söyleyen ÇED raporuna karşılık Sütçü İmam Üniversitesi iki kaynaktan çıkan suyun debisini 1500 lt/sn olarak ölçtü. Yaz aylarında bu debinin düşeceğini söyleyen de onlar. Oysa K. Maraş Çevre İl Müdürlüğü ve K. Maraş Belediyesi suyun 2600 lt/sn olduğunu söylüyorlar. "Enaz 10-15 yıl su problemi çekmeyiz." diyen eski Başkan Mahçiçek'e insan soramadan edemiyor: "15 yıl için milyonlarca yıllık bir doğa akışını yok etmek akıl kârı mı?" Projesi hazır olmadan ihale edilen Karasu'nun geleceği hususunda aceleci davranan K. Maraş Belediyesi'nin Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'nde devam eden mahkemenin sonuçlanmasını beklemediğini söyleyen köy muhtarları, bölgenin bir SİT alanı olması gerektiğini söylüyorlar. Söylüyorlar da dinleyen kim? İşte gerçekler * Karasu'daki susamuru ve kırmızı benekli alabalık yok olacak. Nehrin yatağı kuruyacak, oksijenle yaşayan kırmızı benekli alabalık ve susamuru, hafriyatlar sonucu oksijensiz kalarak ölecekler. * Karasu'daki suyun debisi K. Maraş Sütçü İmam Üniversitesi tarafından 1500 lt/sn olarak tespit edildi. Oysa buyun debisini K. Maraş 2600 lt/sn kabul ediyor. Daha önce '1500 lt/sn alacağım' diyen belediye şimdi de '1200 lt/sn alacağım' diyor. * Çevre İl Müdürlüğü, çevresel etki değerlendirmesi için yapılan halkı bilgilendirme toplantısını, halktan habersiz yaptı. Bu duruma tepki gösteren yöre insanının tepki ve isteklerini görmezlikten geldiler. > İdris Tezcan (Andırın Güzelleştirme Derneği) Yıldızları sökülesi oteller! Turizm Bakanı'nın dikkatine; 2 ay önce eşim ve çocuklarımla yarım Türkiye tatili yaptım. 11 günlük bir tatildi, her gün ayrı şehirlerde otellerde konakladık. Otele girince, önce odaya, banyosuna ve temizliğine bakıp kalıyorduk. Fakat öyle bir durumla karşılaştık ki, bu sıralamaya su kontrolünü de ilave ettik. Çünki Kuşadası'ndaki otellerin birçoğu deniz suyu kullanıyor, odalarda duş alamıyorsunuz, elinizi yıkayamıyorsunuz. Su tuzlu, sabun köpürmüyor. 4 yıldızlı 6 değişik otelde kaldık, hesap çıkışta alındı. Kuşadası'ndaki gecemizden sonra 3 otelde daha kaldık, hep çıkarken hesap ödedik. Fakat bu zatlar, "peşin alıyoruz, yönetim kurulu kararı" dediler. Biz de peşin ödedik. Sonra da işin rengini anladık. Gelen turistler suyun deniz suyu olduğunu öğrenince hemen oteli terk etmek istiyor, fakat ücret peşin ödendiği için mecburen bir gün kalmak zorunda kalıyorlar. Çalışan personelle konuştum. Çok tartışmalar oluyormuş. Bu güzel tesisler neden buna bir çözüm bulamamış, çok yazık. Kötü tanıtılıyoruz... > Mehmet Ali Boran - İSTANBUL