Kârlar bu şekilde mi sağlanıyor?

A -
A +

Kriz, birçok şirket gibi benim çalıştığım yeri de etkileti. Haliyle ben de çok etkilendim. Bütün sıkıntılarıma rağmen, bayramda eş-dost ziyaretine gitmeye niyyet ettim. Gittiğim yerlerde darda kalmamak için de, benim için çok önemli bir meblağ olan 40 milyon lirayı, büyük bir bankamızdan aldığım bankamatik kartımın vadesiz hesabına yatırdım. Büyük bir sevinçle ziyaretlerime başladım. Bir yerde bana acil olarak para lazım oldu. Endişelenmedim, nasılsa param var diyerek bankamatiğin yolunu tuttum. Yatırdığım paranın hesabımda olmadığını görünce çok şaşırdım, adeta dondum kaldım. Bütün hesaplarımı buna göre yapmıştım, şimdi ne yapacaktım; çok zor durumdaydım.Her zor anımda imdadıma yetişen Cenabı Hak, bu defa da beni yüzüstü bırakmadı, ama kahroldum ve ilgili bankaya çok kızdım. Döner dönmez, ilk işim ilgili bankanın Yenibosna'daki şubesine uğrayıp, yapılanların izahatını istemek oldu. 40 milyon liramın 26 milyon lirasını hesap işlem masrafı olarak kestiklerini "pişkince" söylediler. İtirazlarım, kızmam kıllarını bile kıpırdatmadı; "Nereye başvurursan başvur" diyerek adeta kovdular... Benim o banka gibi onlarca avukatım yok, kalan 14 milyonu da harcadığıma göre avukata, danışamam. Bunu onlar da biliyor, ben onlar kadar güçlü değilim, o güçlerini gayrimeşru bir şekilde kullanarak benim ve benim gibi binlerce kişinin parasını haksız bir şekilde gasp ediyorlar. Sonra da trilyonlarca liralık kâr açıklıyorlar... Ben bu parayı helal etmiyorum. Çünkü, onlar o parayı hak etmediler, böyle bir kesintinin olacağına dair bana bilgi vermediler, Benimle yapılan sözleşme böyle değil... İşlerine geldiği gibi vatandaşın parasına el koymanın ne demek olduğunu da ilgililer bilir... Ama unuttukları bir şey var; onlar kadar avukatım, param yok; ama ben müşteriyim, halkım. Ben ilk iş olarak onlarla bütün ilişkimi kestim. Eminim benim gibi muamele gören her vatandaş da ilgisini kesmiştir. Binlerce vatandaşın nefretini kazanmanın ne demek olduğunu, eminim yakında anlarlar... Erdal Çiftçi - İSTANBUL Cami bahçesini kiraladınız mı? Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; Kasımpaşa'da bulunan, Mimar Sinan'ın eseri, tarihi Piyale Paşa Cami'inin büyük bir bahçesi var. Ama bazıları belediyeden kiraladıklarını iddia ederek bu bahçenin bazı bölümlerinde kum, kireç, tuğla satıyor, sahiplenip ev yapmaya yelteniyorlar. Gerçekten siz mi kiraya verdiniz? Vermediniz ise, camideki bu işgale neden sessiz kalıyorsunuz?Ali Çırak - İSTANBUL Bu kurumlar halka eziyet etmek için mi kurulmuş? Malum, ekonomik kriz var. Bu dönemde kimisi birikimlerini harcayarak geçinmeye çalışıyor, bazıları da eş-dosttan borç alıyor. Vatandaşın biri de evini bu şekilde değerlendirmeye karar vermiş. Ama bunun için öncelikle dairenin çapı gerekiyormuş. Vatandaş, dairesinin çapını çıkarmak için tapu dairesine gitmiş. Yapılan ilk iş, kendisine uzatılan ve ödemesi istenen makbuz. Bu makbuzu görünce de gözleri faltaşı gibi açılıyor. Dikkatlice bakıyor: Çapı çıkarmak için 7 milyon 40 bin lira, Eğitime Katkı Payı 5 milyon, ÖİV 15 milyon olmak üzere toplam 27 milyon 40 bin liralık bir fiş; bunu Ziraat Bankası'nda kuyruğa girip yatıracak, ondan sonra gelecek, işlem de öyle başlayacak... İstenenler sadece bunlar değil, 5 aydınger kağıdı, 4 fotokopi... Kısaca, maliyeti 100 bin lira bile tutmayacak bir kağıt parçası için vatandaştan istenen onca eziyetli iş ve 30 milyonun üzerinde para... Halbuki, şimdiki bilgisayar sistemiyle, vatandaşı uğraştırmadan, meşgul etmeden, eziyet çektirmeden iki dakikada verilebilecek bir hizmet... Vatandaşa her iş için en fazla nasıl eziyet edilebilir diye bir araştırma yapılmak istense, herhangi bir resmi dairemize uğramak yeter... Yıllardır bunlar konuşuluyor, söyleniyor; ama bir arpa boyu yol alınmıyor. İyileştirme iddiasıyla atılan her adım yeni zorlukları beraberinde getiriyor. Devlet kurumları, bürokrasi halkın işlerini kolaylaştırmak için mi var; yoksa eziyet etmek, soymak için mi? Anlaşılan, Avrupa Birliği'nin daha yıllarca baskı yapması gerekecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.