Kendi ayaklarımızın üzerinde durmadıkça ! AB, Kıbrıs, ekonomik sıkıntılar ve son olarak da Irak Savaşı, geç de olsa bir hükmün ortaya çıkmasına yolaçmıştır: Ayaklarımızın üzerinde durma mecburiyetimiz... Son zamanlarda yaşadığımız olumsuzluklar belki de hayırlara vesile olacaktır. Ufkumuz genişler ve vizyon sahibi oluruz... Yanlış politikalar yüzünden, borçla yaşamak zorunda bırakıldık. Oysa ki iç dinamikleri harekete geçirerek, üretimi, istihdamı ve ihracatı arttırabilirdik. Bilindiği gibi güven ortamı olmayınca, müteşebbislerimizin bir kısmı tesislerini yurtdışına taşıdı. Başka ülke insanlarına iş, aş, zenginlik verildi. Artık, başta Türkiye ve komşularımız olmak üzere, bütün Müslüman ülkelerin akıllarını başlarına alma zamanları gelmiştir. Yanlış politikalar olmasaydı, bugünkü acıklı durumlar ortaya çıkmayacaktı. Ülkemize gelirsek; borçla borç ödemeye devam ederek bu fasit daireden çıkamayacağımızı artık anlamalıyız. En kısa zamanda şu veya benzer tedbirler almak zurundayız: 1- Eğitim ve öğretim politikaları yeniden ele alınmalı, ahlaki dejenerasyon durdurulmalıdır. 2- Ormanlar biran önce özelleştirilerek, bu kaynak kullanılmalı. 3- Yeraltı kaynaklarımızın envanteri yeniden çıkarılmalı ve değerlendirilmelidir. 4- Hazine arazileri ve üzerlerinde bulunan yapılara bir formül bulunmalı, yasal hale getirilmeli ve bu sayede elde edilecek önemli miktardaki kaynak ekonomiye kazandırılmalıdır. 5- Sağlık ve eğitimde reforma gidilerek, varlıklı vatandaşların katkısı arttırılmalıdır. 6- Kamu kuruluşlarında performansa göre prim sistemi getirilmeli, verimlilik arttırılmalı, teşvik ve canlanma sağlanmalı. 7- Toplu taşımaya yönelmeli, petrol israfına son verilmeli. 8- Vergide adalet sağlanmalı, tabana yayılmalı, vergi kaybı en aza indirilmelidir. 9- Geri kalmış bölgelerin altyapı problemleri giderilerek, büyük şehirlerde yığılma önlenmelidir. 10- Hak ve adalet terimine işlerlik kazandırılmalıdır. 11- AR-GE çalışmalarına gereken önem verilmeli. 12- Dış politikada ülkenin prestiji itibarı ön planda tutulmalı... Başka ilaveler de yapılabilir. Ama artık ders almamız gerekir. Kalıcı çözümlerle, el birliğiyle bu cendereden kurtulmalıyız... Necdet Akman Bu önerime kulak verilsin! Ben şu anda Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Öğretmenliği 4.sınıf öğrencisiyim. Bu yaz okullar bitince, ben de işsizler ordusuna dahil olacağım. Bunun için, Milli Eğitim ve Adalet Bakanlıkları'na önerim var: Hapisanelerde yatan mahkumlara, Yapı, Makine, Elektrik vb. gibi bölümlerde eğitim verilebilir. Mahkumların herhangi bir konuda usta olmalarının sağlanması. Bu sayede, mahkumlar hapisaneden çıktıklarında çalışacak bir işleri bulunacak, bu kişiler topluma kazandırılacak ve tekrar suça yönelmelerinin önüne geçilebilecek. Tayin bekleyen birçok Teknik Eğitim mezunu da iş sahibi olabilecek... Teknik Eğitim mağduru Hayatımız, sizin kararınıza bağlı Sağlık Bakanlığı'na ve 59. Hükümet'e; Ben, 1995 yılı Sağlık Meslek Lisesi mezunuyum. 8 yıldır, uygulanan yanlış politikalar yüzünden, ben ve benim gibi binlerce genç sürünmekteyiz. Hayatımızı, iki dudağınız arasından çıkacak karara bağladık. Önceki hükümetlerin düştüğü hataya sizin de düşmeyeceğinizi umuyorum. Aksi halde, bu halk sizi de gönderir. Nisan ve Mayıs aylarında yapacağınız atamalarda, bizi hayal kırıklığına uğratmayın. Bizi kahve köşelerinden kötü alışkanlıklardan kurtarın... Mustafa - ORDU