Kenenin insafına mı kalacağız?

A -
A +

Ülkemizde zoonoz hastalıklarla ilgili yeterli tedbir alınmaması ve koruyucu hekimliğe önem verilmemesi Kuş Gribinde insan ölümlerinin olduğu gibi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığında da ölümlerin devam etmesi, Türkiye için acınacak bir durumdur. Yetkili ve sorumluların konu ile yeteri kadar ilgilenmemeleri, biz veteriner hekimler camiasını derinden yaralamaktadır. Ülkemizde ilk olarak 2002 yılının bahar ve yaz aylarında, bazı illerimizin kırsal kesiminde yaşayan insanlarda ortaya çıkan hastalığın, 2003 yılının ağustos ayında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) denilen zoonoz bir hastalık olduğu belirlenmiştir. Hastalık, etkeni taşıyan kenelerin ısırması yanında, enfekte hayvan veya hasta insanların kanı, dokusu ve vücut sıvılarına temas sonucunda da bulaşabilmektedir. Öncelikle Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Çevre ve Orman Bakanlıkları ile Üniversitelerin ilgili birimlerinden komisyon oluşturularak, araştırma takımlarının teşkil edilmesi ve gerekli araştırma, çalışmaların yapılması gerekmektedir. Çalışmalarla birlikte, biyolojik ve kimyasal mücadele stratejileri geliştirilmelidir. Mera ıslah çalışmaları öncelikli olarak, tamamlanmalıdır. Kapalı ve açık renkli giysiler giymelidir. Özellikle pantolon paçaları, çorap içine sokularak ve hatta üzerine çizme giyilerek dolaşılmalıdır. Elbise veya vücut üzerine kene kovucu preparatlar sürülebilir. Sahadan döndükten sonra, günlük kene muayenesi el ve aynalar vasıtasıyla yapılmalıdır. Özellikle piknik amacı ile her alan (her su başı, ağaç altı...) kullanılmamalıdır. İnsan ve hayvan yaşam yerleri çağa uygun standartlara kavuşturulmalıdır. Kene mücadelesinde, çiftlik hayvanları ilaçlanırken, ete ve süte geçmeyen ilaçlar kullanılmalıdır. Meralar kesinlikle ilaçlanmamalıdır. Bu hem kene mücadelesinde etkisi sınırlı hem de ciddi boyutta çevre kirliliğine, doğal dengenin bozulmasına ve zehirlenmelere neden olabilecek bir uygulamadır. Hayvan barınakları çok gerekli görülen durumlarda ilaçlanabilir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı, ülkemizde 2002 yılından itibaren ciddi boyutta seyretmektedir. İnsanların ölümü ile sonuçlanan bu hastalığa karşı, ilgili bütün sektörlerin acilen daha etkin tedbirler alması gerekmektedir. > Dr. Mehmet Alkan > Dar gelirliler hâlâ ev alamıyor Başbakanlık Makamı'na, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na; Ülkemizde konut probleminin çözümü ve dargelirli vatandaşlarımızın ev sahibi olmaları için hergeçen gün yeni projeler ve çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar ve projeler elbet takdire şayandır. Ancak bu proje ve çalışmalardan bugüne kadar istifade edememiş vatandaşlarımız da yok değil. Belki de istifade etmeyenler, istifade edenlerden kat be kat fazla. Konutlar için başvursam öncelikle kura var. Kurayı aşsam ödeme zorluğu var. Kura çıksa peşinat ve taksitlerde zorlanacağım açıktır. Aldığım 600 YTL'lik maaşın 350 YTL'si ev kirasına gitmektedir. Gel de çık işin içinden. Benim durumumda olanlar için başka imkan yok mu? > Enver Taşkın - İSTANBUL > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.