8.03.2004 tarihli gazetede, "Gençlere haksızlık yapılıyor" başlıklı bir yazı ile, öğretmen olma hayaliyle okumuş, mezun olmuş bazı gençlerin şikayetlerine, duygu ve düşüncelerine yer vermiştim. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Remzi Kaya imzasıyla, öğretmen atamalarının hangi kıstaslara göre yapıldığını belirten bir açıklama geldi: "Yüksek öğretim kurumlarının hangi programlarından mezun olanların hangi branşın öğretmenliğine atanacağı, Talim ve Terbiye Kurulu'nun 31.03.2003 tarih ve 4 sayılı Kararla değişik 01.06.2000 tarih ve 340 sayılı Kararı ile belirlenmiştir. Öğretmen atamaları bu karar çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Bu kararda, Sınıf Öğretmenliği'ne Eğitim Fakültelerinin Sınıf Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olanların atanacağı belirtilmiştir. Ancak ihtiyacın bunlarla karşılanmadığı durumlarda, Fen, Edebiyat, Fen-Edebiyat Fakültelerinin öğretmenliğe kaynak olan herhangi bir bölümü mezunu olup, Sınıf Öğretmenliği Sertifikasına sahip olan adaylar da Sınıf Öğretmenliği'ne atanmıştır. Eğitim Fakültelerinin Sınıf Öğretmenliği Bölümünden mezun olanlar ihtiyacı karşılayınca, diğer fakültelerden bu bölüme atama yapılmamıştır. 21 kredilik öğretmenlik formasyonu bulunan Fen, Edebiyat ve Fen-Edebiyat fakülteleri mezunları, merkezî sınavlardan (DMS, KPSS) yeterli puanı almaları halinde ilgili branşlarda öğretmen olabilirler. Edebiyat Fakültelerinin Bilim Tarihi Bölümüne, Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararında yer verilmediğinden, bu bölüm mezunlarının bakanlığımız kadrolarına öğretmen olarak atanmaları mümkün değildir." ? Neden verdiniz bu sertifikayı? Bakanlığın açıklaması böyle, ama ya yıllardır ümitle bekleyen, hayalleri kararan gençler... Afyon'dan yazan Fatma Aydın, kazanılmış hakların hiç mi önemli olmadığını soruyor. "İnanın oraya buraya dert anlatmaktan, çözüm beklemekten bıktık usandık.. Biz 97-2001 yılları arasında Konya Selçuk Ünv. Fen-Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümünden mezun olduk. Eğitim Fakültesinden dört yıl boyunca 33 kredilik Sınıf Öğretmenliği diplomasını aldık, vermediğimiz para kalmadı; inanır mısınız, aileler birkaç gün gecikince faiz bile uygulandı. Olsun dedik, öğretmen olalım da... Aynı sınıfta olup da, Sanat Tarihi mezunu olan arkadaşların başvuruları alınırken, bizler için kapıdan dönmesi ölümdü, inanın. Bize yeni fırsat tanınmasını beklerken,sertifika olayını kaldırdılar. İnanın bunalımdayız, hem ailelerimiz hem biz. Ne yapalım şimdi, n'olur söyleyin, kazanılmış hakkımız öldü mü? Talim Terbiye'nin listesinde geçmiyormuşuz, o zaman niye verdiniz sertifikayı? Ben artık tahammül edemiyorum, gelecekten ümitsizim." Eğitim Fakültesi 4. sınıf öğrencileri olduklarını belirten bir grubun gönderdiği mesajda da bir başka cepheden bakılıyor. Öğretmenliğin Eğitim Fakültesi mezunlarının mesleği ve hakkı olduğu belirtilen mesajda; Fen Fakülteleri'nden bilim adamının yetiştiği, ülkenin bilim seviyesinin yükseltilmesi amacıyla bu fakültelerin kurulduğu; onlara öğretmenlik sözünün verilmesinin çok yanlış olduğuna değiniliyor... Ders ücretlerimiz ne zaman ödenecek? Bizler, Mimar Sinan Üniversitesi'ne bağlı Meslek Yüksek Okulları'nda öğretim görevlisi olarak ders veren öğretmenleriz. Ekim 2003'ten beri girdiğimiz derslerin ücretlerini hâlâ alamadık. İlgililer, bu mağduriyetimize karşı, daha ne zamana kadar duyarsız kalacaklar?