Kırım Tatarları'nın dramı ve mücadeleleri unutulmamalı

A -
A +

Anadolu'dan sadece 300 km kuzeyde bulunan Kırım Yarımadası bir Türk ve Müslüman halkı olan Kırım Tatarları'nın vatanıdır. Kırım Tatarları, dünyadaki Türk halkları içinde kültür, dil ve tarih itibarıyla Türkiye Türklerine en yakın olan halktır. Türk halkları Kırım'a, Anadolu'dan yüzyıllar önce, daha 4. yüzyıldan itibaren yerleşmeye başlamışlardır. Hazar İmparatorluğu, zamanında dünyanın en güçlü devleti olan Altın Ordu İmparatorluğu ve nihayet Kırım Hanlığı, Kırım'da hâkimiyet sürdürmüş Türk devletleridir. Osmanlı Devleti'ne ittifak yolu ile bağlanan Kırım Hanlığı, uzun yıllar kudretli bir devlet olarak dünya siyasetinde yer almıştır. Kırım orduları 300 yıl boyunca üç kıtada Osmanlılarla birlikte kanlarını döktüler. Kırım Hanlığı, 1783'te Rusya İmparatorluğu tarafından yıkıldı ve Kırım yabancı boyunduruğuna girdi. Kırım'ı, Kırım Tatarlarından temizlemeye yönelik sistematik baskı ve zulümlerin neticesinde, XIX. yüzyıl boyunca milyonlarca Kırım Tatarı kitleler halinde kardeş ve soydaş Türkiye'ye göçe mecbur kaldı. Her şeye rağmen, XX. yüzyıl başlarında bütün Türk dünyasını etkileyen bir millî uyanışı başlatan ve Aralık 1917'de de bir cumhuriyeti hem de gerçek demokratik bir parlamentoyu kuran Kırım Tatarları, bunun bedelini, işgali altına girdikleri Sovyet hâkimiyeti altında, tarifsiz zulüm ve kıyımlara maruz kalarak ödediler. Nihayet 18 Mayıs 1944 gecesi, Kırım Tatarları'nın evlerine zorla giren Sovyet askerleri, onlara 10 dakika içinde evlerini terk etmelerini emrettiler. Kadın-erkek, genç-yaşlı demeden bütün Kırım Tatarlarını hayvan vagonlarına tıkarak, kapılarını da üzerlerine kilitlediler. Kırım'da tek bir Kırım Tatarı dahi bırakılmadı. Kırım Tatarlarının toptan yok edilmesi amaçlanmıştı. Onun için de, bu sürgün fiili her birinde oturacak yer dahi kalmayacak şekilde 300'ü aşkın insanın doldurulduğu hayvan vagonları içinde asgarî 20-25 gün hemen hiç kapılar açılmaksızın, hiç yemek verilmeksizin, cesetler dahi boşaltılmaksızın gerçekleştirilmişti. Orta Asya'daki sürgün yerlerine varıldığında, nüfuslarının yaklaşık yarısı feci şekilde hayatını kaybetmiş durumdaydı. Sağ kalanlar da uzun yıllar bom boş Orta Asya çöllerinde, pek çoğunun galip çıkamadığı bir hayatta kalma mücadelesine girdiler. O dönemde Türkiye'yle bir savaşı kaçınılmaz gören Stalin, Türkiye'ye bağlılığı bilinen etnik unsurları, Türkiye sınırları civarından boşaltmayı ve düpedüz yok etmeyi amaçlamıştı. Sürgünlerin değil Kırım'a dönmeleri, onlara vatanlarını hatırlatacak her türlü işaret dahi kesinlikle yasaktı. Kırım Tatarları, tarihte hiç var olmamışlarcasına, kitaplardan onlara ait her şey çıkartıldı, Kırım'da Türklere ait hemen her eser yok edildi. Kırım'a dönme teşebbüsünde bulunan sayısız Kırım Tatarı da Sovyet döneminde çok ağır hapis cezalarına ve işkencelere maruz kaldılar. Kırım Tatarları, verdikleri büyük mücadele sonucu, 50 yıl sonra da olsa kısmen Kırım'a dönmeyi başardılar. Buna rağmen hâlâ Kırım Tatar nüfusunun yaklaşık yarısı başta Özbekistan olmak üzere muhtelif Orta Asya ülkelerinde sürgünde olup, ekonomik ve siyâsî imkânsızlıklar yüzünden Kırım'a dönememektedirler. Kırım'a dönebilmiş bulunan yaklaşık 300.000 Kırım Tatarı, yok edilmek istenen varlıklarını ve kültürlerini vatanlarında tekrar kurabilmek için olağanüstü bir mücadele vermektedirler. 18 Mayıs 1944 tarihi, insanlık tarihinin büyük facialarından birinin tarihidir. 18 Mayıs 1944 sürgün soykırımının 67. yılı münasebetiyle, Vatan Kırım mücadelesi ve Türk Dünyası şehitlerine Allah'tan rahmet diliyoruz. Böyle vahşetlerin bir daha tekrarlanmaması için asla unutulmaması, Kırım Tatarlarının hatırlanması ve daha çok ilgi gösterilmesini bekliyoruz.. (Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi Gençlik Komisyonu) Öğretmen atamalarında Teknik Öğretmenlere büyük haksızlık Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 12 Haziran'daki genel seçimlerden önce yapacağı 30.000 kadrolu öğretmen ataması için Atama Kılavuzunu yayınladı. Ayrıca 15 Nisan 2011 tarihinde, MEB tarafından yayınlamış olan, Mesleki Eğitimde Farkındalık Oluşturma genelgesinde, mesleki ve teknik orta öğretimin, orta öğretim kurumları içindeki payının %28 den %45'e yükseltildiği açıklanmıştı. Mesleki Eğitim okullaşma oranındaki bu artışın, neden Teknik Öğretmen atamalarına yansımadığını anlamakta zorluk çekiyoruz. Bazı teknik öğretmenler tam 11 yıldır atama beklemektedir. Mesela, makine tesviye kalıp öğretmenliği için 11 senede verilen toplam kontenjan 100'ü geçmemektedir. Meslek lisesi okullaşma oranındaki artış sadece bazı meslek dersleri öğretmenlerinin atamalarına yansımıştır. Bu artışın Teknik Öğretmen atamalarına yansıması yok denecek kadar azdır. Bu saatten sonra yapılacak en mantıklı şey Teknik ve Mesleki eğim fakültelerinin kapatılmasıdır. Bu fakültelerden mezun olan gençlere öğretmen olarak kadro verilmediği için atanamadıkları gibi, özel sektörde de, unvan problemi sebebiyle hak ettikleri değeri görmemektedirler. Atamayı bekleyen Teknik Öğretmenler > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.