Kırşehir'e 5 yıldızlı huzurevi

A -
A +

Huzurevlerinin ülkemizde iyi bir şöhreti bulunmuyor. Arkadaşların huzurevini de gezmemiz yönündeki tekliflerini ilk başlarda garip bulmuştum, Ama Kırşehir Huzurevinin daha dış kapısında şaşırmaya ve meraklanmaya başladım. Temizlik dışarıya taşmış, kırmızı halılarla gelenler karşılanıyor. Girişte de galoş giyerek içeriye girilebiliyor. İçeride güleryüzlü personel karşılıyor, her taraf pırıl pırıl. Huzurevi Müdürü Hüsamettin Ekin'in odasına gidiyoruz. Müdür Bey 33 yıllık devlet memuru, öğretmen, 26 yıldır tekvando il temsilcisi, eski boksör. Bundan önce Hacı Bektaş Huzurevi'ne tayin edilmiş, kısa zaman içinde orayı değiştirmiş, huzurevine İSO Kalite Belgesini alarak bir ilki gerçekleştirmiş. Siyah görünen halıların, temizlendikten sonra beyaz olduğu anlaşılınca, orada kalanlar şaşkınlıklarını gizleyememiş, halıların aslında beyaz olduklarını yeni öğrenmiş, bunu da Müdür Beyle paylaşmış... Hüsamettin Hoca'nın bu başarısı herkesin dikkatini çekmiş. Kırşehir Huzurevi'ne gelmesi için ısrarlar başlamış. İşe, fiziki şartları tam olarak uygun hale getirmekle başlamış. "Yaşlılara Allah'ın emaneti gözüyle görüyor, ona göre hareket ediyorum" diyor. Sabah gelir gelmez ilk iş, hepsinin hatırını sormak, el teması sağlayarak gönüllerini almak oluyor. "Ne hikayeler var" diyor Hüsamettin Hoca; "Antalya'ya götürüyorum diye kandırılarak oğlu tarafından buraya bırakılan ve bir daha aranmayanları mı dersin, oğlu tarafından bıçaklanıp sokağa atılan mı" Hepsi huzuru Hüsamettin Hoca'nın şefkatli ellerinde bulmuş, o hepsinin "Müdür Baba"sı... Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün de dikkatini çekmiş burası, gelip görmüş ve "burayı bütün Türkiye'ye anlatın, tanıtın, örnek olsun" demiş. Müdür Beyle her tarafı geziyoruz. Kütüphaneler, dinlenme odaları, berberhane, revir, şark odası, yemekhane... Her taraf zevkle döşenmiş, insanın içini açan, huzur veren renkler seçilmiş, mobilyalar konmuş. Öğrenciler, öğretmenler de bizim gibi dolaşıyor, gördüklerimiz karşısında hayretler içinde kalıyorduk. Zaten kapılar bütün vatandaşlara açık, isteyen herkes gidip görebiliyor, yaşlıları ziyaret edebiliyor. Devlete ait bir tesis, bir huzurevi bu kadar temiz, bu kadar mükemmel olabilir miydi? Kalan yaşlılar nasıl bu kadar mutlu olur, böyle gülücükler saçar... Odalar bir veya iki kişilik, televizyonlu, tuvaletli, banyolu; devamlı sıcak su akıyor. Maaşı olanlardan çok cüzi bir ücret alınıyor, hiç geliri olmayanlara da ilaveten 80 lira harçlık veriliyor. Bütün yaşlılar Hüsamettin Hoca'ya sevgiyle bakıyor, gelip geip sarılıyor, öpüyorlar.. Sen çok yaşa Hüsamettin Hoca, umarın senin gibi insanlar çoğalır, yaşlı ve kimsesizlerimiz huzur bulur... >> Asfalt istiyoruz Uzun bir zaman alan tramvay çalışmalarının ardından Eski Edirne Asfaltı'nın özellikle Sultangazi bölümü yamalı bohçaya döndü. Tramvayın faaliyete geçmesine rağmen, araçlara zarar veren caddenin asfaltı bir türlü düzeltilmedi. İstanbul Büşükşehir Belediyesi'nden caddenin asfaltlanmasını bekliyoruz. > Ramazan Gül >> Eğitim deyip de geçmeyin İnsanoğlu, gördüğünden, duyduğundan, dokunduğundan, tattığından ve hatta hissettiklerinden bile ziyadesiyle etkilenir. Bu etkileşim onun eğitimi içerisinde önemli roller oynar. İnsanoğlunun eğitim konusundaki bu hassasiyeti unutularak, onun ruh ve ahlak yapısındaki şekillenme istenmeyerek de olsa bazen zararlı sonuçlar doğurmuştur. "Can çıkar huy çıkmaz" sözünü rehber edinenler, huyların doğuştan geldiğini savunsa da insanların huylarının belli bir eğitim neticesinde değişebileceğini savunanlar da olmuştur. İnsanların davranışlarındaki; yalan, cimrilik, korkaklık, güvensizlik, hırsızlık v.s. gibi yanlışlıkların ya da bunların zıddı olan doğru davranışların nasıl elde edildiğine bakıldığı zaman gerçek meydana çıkacaktır. Çocuklarımız mama yesin diye ilk yalanı, ilk cimriliği, ilk korkaklığı, ilk kendine güvensizliği onlara biz aşılamadık mı? Bak yemezsen seni öcülere veririm. Yemeğini sen yemezsen, bak şuna veririm. Bak hoş hoş geldi şimdi seni yiyecek. Vs. vs. Evladımız yesin de büyüsün derken, onu hayattaki yanlışlıkların ilkleriyle tanıştırdık da haberimiz bile olmadı. Yanında yapılan yanlışlardan; bilmez, görmez, duymaz zannettiğiniz şeylerden bile etkilenerek aldığı eğitim, şimdi onun hayatını şekillendiren huylarını davranışlarını teşkil etti. Bakınız doğuştan zannedilen davranışlarını; gafletle ve bilinçsizce ona çok küçükken anne babası ve çevresinin aşıladığını görmekteyiz. İnsan eğitimi zor iş vesselam, gafleti, cehaleti, ihmali asla kabul etmez. Olan olmuş biten bitmiş demeyin. Zararın neresinden dönülse kârdır. Eğitimin yaşı yoktur, istendiği taktirde neden olmasın. > Uğur Kepekçi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.