Komutandan anlamlı çağrı

A -
A +

Güneydoğu' da sükunetin gelmesiyle birlikte, ordumuz yöredeki insanlara değişik hizmetler götürmeye başladı. Gençlerin üniversiteye hazırlanmalarına yardımcı olmak için Mehmetçik Dersaneleri açıldı. Birçok kişinin bu dersaneler sayesinde üniversiteye girdiğini öğrendim. Ücra noktalara sağlık ve eğitim hizmetini götürmek de rutin bir görev haline gelmiş. İnsanlara hayatı kolaylaştırmak, sağlık-eğitim hizmeti götürmek, iş imkanlarını sağlamak teröre karşı en büyük tedbirdir. Bunu da en iyi asker anlıyor... Yaptığı görev dolayısıyla isminin saklı tutulmasını isteyen Güneydoğu' da görevli bir komutanımızdan gelen mesajda çok anlamlı bir çağrı bulunmakta. Bu mesajda; eğitim, sağlık ve yöre halkına yapılacak diğer hizmetler için askerin elinden gelen her türlü fedakarlığı gösterdiği belirtilmekte; özellikle okulların döküldüğü, sırasız okullarda eğitim yapıldığı, araç-gereç eksikliği yüzünden eğitimin amacına ulaşamadığı; çocukların ayakkabı ve diğer ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığı vurgulanmaktadır. Kendi imkanlarıyla her şeyi çözmelerinin mümkün olmadığını belirten komutanımız, özellikle bu işe gönül vermiş kişi ve kuruluşlara anlamlı bir çağrıda bulunmakta: "Gelin, Doğu ve Güneydoğu'da bulunan okullara el atın; oradaki çocukların ihtiyaçlarını giderin, o yörede bulunan insanlarımızı kazanın..." Ne kadar doğru bir çağrı. Hakkari'de bazı mahallelere hâlâ yol ve su götürülmediğini, sefalet ve işsizliğin dayanılmaz boyutlarda olduğunu bir süre önce yazmıştım. O bölgedeki birçok yerleşim alanında durum aynı. Ne yazık ki siviller bu hususta askerler kadar duyarlı değil. Hayırsever kişi ve kuruluşlar bu değerli komutanımızın çağrısına kulak vermeli, merkezi ve kalkınmış yerlerde şov gibi algılanan işler yapacaklarına; en çok ihtiyacı bulunan yurdun bu köşesine daha çok yönelmeliler... Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan açıklama 19.10.2004 tarihli gazetemizde, "Bu adaletsizliği düzeltin" başlığı altında, şeker işkolunda çalışan işçilere farklı ücret uygulamasında bulunulduğunu belirten bir mektuba yer verilmişti. Konuyla İlgili olarak, Müsteşar Doç. Dr. Adem Şahim imzasıyla gelen açıklamanın yazıyla ilgili kısmı şöyle: "Teşekkülümüzde çalışmakta olan işçilerimizin ücretleri, en üst grupta Ustabaşı ve Yardımcıları ve en alt kesimde ise geçici işçi ücretlerinden oluşan bir skala içerisinde Toplu İş Sözleşmesi dahilinde tespit edilmiş olup, ücret artışları Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmelerine göre yapılmaktadır. Bu durum karşısında; tüm geçici işçilerimize Toplu İş Sözleşmemizde belirlenen ücret ödendiğinden, bunun dışında herhangi bir ücret imkanı bulunmamaktadır." "E-devlet"in hızı bu mu? Yeni doğan kızım Melisa'nın kimlik kartını çıkarmak için 09.10.2004 günü Büyük Çekmece Nüfus Müdürlüğü'ne gittim. 8.30'da sıra listesine 70. olarak ismimi yazdırdım. Saat 9:20'de ilgili memur tarafından isimler okunarak içeri alındık. İçerde numaralı kartlar verilerek ilgili yerlere yönlendirildik. Saat 9.45'te yeni doğanların sırasında 11 numaralı kartla beklemeye başladım, bu sırada bekleyenler kısa sürede 30'a çıktı. Saat 10 oldu hâlâ kimse içeriye çağrılmadı, bu işlere bir tek bayan memur bakıyormuş. Saat 11.40'ta sıra bana geldi, istenen 2 milyonu vererek kimliği alıyorum. Basit bir işlem için bu kadar yığılmaya, vakit harcamaya gerek var mı? "E-devlet"in hızı bu mu? karşılığında hiçbir makbuz verilmeyen bu 2 milyon neden alınıyor? Seyfettin Köksal

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.