3 Kasım seçimlerinden beri Türkiye'de olanları Türk insanı ve Dünya izliyor; AB, ABD, Irak savaşı, özelleştirme ve bunun gibi birçok konu... Bütün bunlar olurken, değerli Devlet Bakanımız Sayın Kürşad Tüzmen, yanına sivil toplum kuruluşları temsilcilerini ve iş adamlarını alarak, komşu ülkelere ve Türk cumhuriyetlerine zaman zaman seyahatlere çıkıyor, kalabalık bir grupla. Bu ülkenin genci olarak bana rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı hatırlatıyor. Onun bu çalışmaları, uzaklara giden ve sönen heyecanımızı arttırıyor. Birçok kişi konuşuyor, gerekli veya gereksiz konular hakkında; oysa bu ülkenin ileriye gitmesi, coğrafi olarak ülke değerlerinin iyi tanıtılıp, teşvik edilmesi gerekiyor. Sayın bakanımızın, Türkmenistan seyahatinin de birçok bakımdan yararlı olacağını düşünüyorum. Bu seyahatlerde gençlerimize ve uzun yıllar ayakta kalabilmeyi başarmış özel sektöre de önem verilmesini istiyorum. Yıllardan beri aynı görevde ve masasından kalkıp, "hoş geldiniz" demeye hali olmayan veya tenezzül göstermeyen görevlilerle gidilen görüşmeler ne kadar faydalı olabilir ki? Bir bakıyorsunuz oda başkanı veya müdür, aynı yerde üç dönem veya dört dönem görev yapıyor. Artık sistemin komple değişmesinin gerektiğine inanıyorum. Son 10 yıldır ülkede gösterişten başka hiçbir şey yapıldığını görmedim. En büyük devlet dairelerinden tutun, en küçüğüne kadar, konfor, nizam süper. Bunun yanında Türkiye, dışardan gelecek bir kuruş borcu dahi almayı düşünen bir ülke! Yabancı yatırımcıları ülkemize çekmek, ve bu ülke insanına hizmet etmek amaç olmalı, ama bizde durum tam tersine, onlar kendi ülkelerine gitsinler bize borç versinler bu yeter... Şimdiye kadar bizdeki düşünce, "partiye hizmet" olmuş. Bu ne biçim bir düşünce, anlamıyorum... "Özelleştirme olmasın" diye il ve ilçelerde mitingler yapılıyor, neden olmasın? Öyle bir çerçeve içine almışlar ki, ne başkalarını bunun içine alıyorlar, ne de kendileri çıkıyor. Yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum; birkaç sene önce bir bay ve bayan, salon lambası spot almak için işyerimize geldiler. Onlara, bu lambaların çok enerji tükettiğini ve masraflı olacağını söyledim. Verdikleri cevap çok ilginçti; "önemli değil, biz Petkim'deyiz". Soruyorum, bunun için mi özelleşmesin, veya bu yurdu çok sevdiğimizden mi? Tamam, özelleşmeyecekse bile bu tür zihniyetin değişmesi gerekiyor. Bu ülkede çöplükte ekmek toplayan insanlar var... Devlet büyüklerimizin de ülkede yaptıkları gezilerinde ve ülkedeki hizmetlerinde, "partiye veya kişiye değil de, halka hizmet" düşüncenin bir numara olmasını arzu ediyorum. İnsanların faize, dolara değil de, üretime yatırım yapması için teşvik gerekiyor. İşsizliği de ancak bu şekilde yenebiliriz... Sevim Kaya - İZMİR / ------------------------------------------------------------------------------------ Yüksek lisans yapan öğretmenlere zorluk çıkartılıyor Devletimiz, öğretmenlerin yüksek lisans yapmasını kanunlarla özendiriyor, teşvik ediyor. Ama nedense, Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileri bu durumdaki öğretmenlere izin vermiyor. Zaten birçoğu, tayini yapılmadığı için, farklı illerde öğretmenlik ve yüksek lisans yapmak zorunda kalıyor, onlara da olumsuz muamele yapılması, ülkeyi nereye götürecek? > Yüksek lisans yapmaya çalışan bir grup öğretmen Film yoluyla halka hakaret ediyorlar Bir kanalımızda Şener Şen'in başrol oynadığı bir film seyrettim. Burada Şener Şen, bankanın paralarını ilgili yerlere götürürken soyulan bir banka memuru rolündeydi. Filmde, parayı Şener Şen'in aldığı düşünülerek herkes ona yalakalık yapmaktaydı. Bu filmde bütün Türk halkı yalaka olarak lanse edilmektedir. Bu, bütün Türk halkına hakarettir. Bir vatandaş - KEŞAN /