Sayın Devlet Bahçeli'nin dikkatine; Kamu şeker fabrikalaırna şeker pancarı üreten, teslim eden 6 milyon Türk çiftçisinin gözü, kulağı Hükümet'ten gelecek müjdeli bir haberde. Bilindiği gibi, 1994 yılından beri şeker pancarına kota uygulanmakta, bu uygulama sayesinde de üretici şaşkına dönmektedir. Verim iyi olursa bir dert, kötü olursa başka bir dert... Şeker fabrikalarının yetkilileri çiftçiye 100-50-40-10 ton gibi kotalar verir. Çiftçi de verilen kotaya göre pancar tohumu alır. Eğer kuraklık varsa çiftçi yandı, yağış bol olursa yine yandı. Verim bol olunca, haliyle verilen kotadan fazla ürün elde ediliyor. Bu fazla ürünün akıbetini düşünmekten çiftçinin uykuları kaçar. Çünkü, fabrikalar sadece verilen kota kadar alacaklarını söyler. Fazla ürünün parasının ne olacağını kimse söylemez, ne hikmetse. Yaz-kış, çoluk-çocuk bu iş için çırpınan çiftçinin yüzü 1994'ten beri gülmüyor. Allahın verdiği mahsulle perişan olan çiftçi ancak bizde bulunur!.. Çiftçinin, "kota fazlası ürünün parası ödenecek mi, yoksa bunu hayvan yemi olarak mı kullanalım?" sorusuna kimse cevap vermiyor. Aslında, devletimizin fazla pancardan hiçbir zararı olmuyor. Çünkü Şeker Fabrikalarının genç, dinamik Genel Müdürü Seyit Yücel, geçen yıl ihracat patlaması yapmıştı. Hatta satacak şeker bulamadıklarını belirtmişlerdi. Ama bazı lobiler, bu sektörü baltalamak, aileleriyle birlikte 15 milyonu bulan şeker pancarı üreticisini silmek ve aç bırakmak için yoğun çaba göstermekte, "bu sektörün zarar ettiği" yalanını sürekli tekrarlamaktadırlar. MHP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Sayın Devlet Bahçeli'den 15 milyon çiftçi müjde bekliyor. Pancar Taban Fiyatı ne zaman açıklanacak, kota fazlası pancar bedeli ödenecek mi? > Ekrem Hortu - KONYA Vekiller ve vekil olacaklar cevap versin! 1. Asil benim, vekil sen; ben sana dokunamıyorum, neden? 2. Emekliliğime çok az bir zaman kalmasına rağmen, bu hakkı elimden aldınız; ama iki yıl gibi kısa bir zamanda, ballı bir emekliliği kendinize hak görüyorsunuz; bu adil mi? 3. Katilleri, teröristleri, gaspçıları, hırsızları affettiniz, buna hakkınız var mı? 4. Ekonomimizin bel kemiği, işçimizin ekmek kapısı olan birçok kuruluşu imha ettiniz, bu uygulamalar vatanperverlikle bağdaşır mı? 5. Paramızı pul yaptınız, hâlâ yüzümüze nasıl bakabiliyorsunuz? 6. İkinci Dünya Savaşı'nda yerle bir olmuş ülkeler muazzam bir kalkınma gösterirken, bizi neden fekir Afrika ülkelerinin seviyesine indirdiniz? 7. Dünya tefecilerini neden bize musallat ettiniz? 8. Vatandaşın devlete karşı olan görevlerinde tavizsiz davranıyorsunuz da, devletin vatandaşa karşı olan görevlerinde neden bu kadar hassas değilsiniz? 9. İşinize gelmeyen işlerde "yasalar el vermiyor" diyorsunuz; peki, yasaları ben mi çıkarıyorum? 10. Dışarıdan o kadar kredi aldınız, bunlarla hangi yatırımı yaptınız, yoksa bu paralar da birilerinin cebine mi aktarıldı? 11. Her biriniz bir kutsal değerimizi istismar ediyorsunuz, ama hiçbiriniz samimi değilsiniz; bu aldatmaca daha ne kadar devam edecek? Aslında sorularım bitmez, ama bari bunlara mertçe, dürüstçe cevap verin! > Ali İhsan Çavuşoğlu - Beykoz - İSTANBUL Artık boş vaatlere kanmamamız lazım! Bilindiği gibi, 3 Kasım günü seçim yapılacaktır. Siyasi partiler yine bol keseden vaadlerde bulunup, 5 yıl için bir daha kendilerine oy vermemiz için çalışıyorlar. Ama hiçbiri noter tasdikli bir belge ile karşımıza gelmiyor. Geçmişte çokça aldatıldığımız için, bir teminat görmeden kimseyi vekilim olarak seçmek istemiyorum. Mesela, aşağıda sıraladığım hususlarda ne düşündüklerini merak ediyorum: 1. IMF ne zaman bu ülkenin kaynaklarından kotayı kaldıracak? 2. Yolsuzluklar, hortumlamalar sonucu alınan paralar ne zaman geri alınacak? 3. Dokunulmazlık kaldırılacak mı? Yolsuzluğa bulaşan vekil yargılanacak mı, yoksa birkaç dakikalık oylamalarla aklanacak mı? 4. Dış ülkelerden borç almak için daha ne kadar taviz vereceğiz? 5. Kurumlarını zarardan kurtaran bazı başarılı bürokratların yerleri neden değiştiriliyor? 6. Artık kendi paramızı kullanmak istiyoruz. Yabancı paralar sadece ilgili yerlerde kullanılsın, bunun için tedbir alınacak mı? 7. Seçilen bütün milletvekillerinin devamlı Ankara'da bulunmalarına ne gerek var? Neden seçildikleri ilde mesai harcamıyor, yönetime daha fazla katılmıyorlar? > Orhan Demir - ZONGULDAK