Ben Emekli öğretmenim. Aynı zamanda da "KPSS'zede" bir gencin de babasıyım. Çocuklarımız, bu çarpık uygulamalar yüzünden, gözyaşları ile yaşamaya mahkum edildi... "Serbest Kürsü" adlı köşenizi takip ediyorum. Sesimizi medyada yeterince duyuramadığımızı sanıyordum. TV'lerin gündemi başka, bize sıra gelmiyor... Bizim gündemimizde olan KPSS gibi konularla ilgili okuyucu feryatlarını dile getirdiğiniz için teşekkürler. Öğretmen olmaktan, inanın ki bazen utanıyorum. Çünkü bu çarpık durumların müsebbiplerinin yetiştirilmesinde, öğretmen olarak bizlerin katkısı var. Demek ki vicdanlara kul hakkını, cüzdanlara ise Allah korkusunu verememişiz. Bu vicdansızların sebep olduğu kopyalı KPSS'nin mağdurları, bana göre ortada kaldı. İptalden önce, atanabilecek puanları bileğinin hakkıyla alan dürüst ve namuslu öğretmen adayları, ne acıdır ki atanamadılar. İkinci sınavda netlerini artırsalar bile, bu defa da puanları düştü (aritmetik ortalama ve standart sapmadan dolayı). Yani mağduriyet üstüne mağduriyet... Bunları günlük basında dile getirecek köşe yazıları ve TV'lerde bu konu ile ilgili programlar arıyorum. Ama ne yazık ki kimsenin umurunda değil. Gündemlerinde ne hırsızlık,ne de kul hakkı var. Hiç kimsenin, bu dürüst ve namuslu öğretmen adayı gençlerimize bunları yaşatmaya ne hadleri ne de hakları vardı? Sonuçta; Bu rezaletin giderilmesi ve mağdur olan öğretmen adaylarımızın mağduriyetlerinin hafifletilmesi için, hiç olmazsa ek sözleşmeli öğretmen ataması yapılamaz mıydı? Ama Sayın Bakanımızın, Şubat atamalarının eğitimi aksattığı yönünde beyanları var. Halbuki bundan önceki yılların, değişik aylarında öğretmen ataması yapılmıştı. Hatta Haziran 2010'da yapılmıştı. Üstelik, günümüzde sanırım öğretmen açığı ücretli öğretmenlikle giderilmeye çalışılıyor. Bunlar ek atama için yeterli mazeret değil mi? Sizlerden KPSS'zede aileler adına ricam, bu ailelerin feryadını yetkililere iletmeniz olacaktır. Benim gibi, tahminen yüz binlerin düşüncesi, Temmuz 2011'de yapılacak olan KPSS'den önce, en azından sözleşmeli öğretmen ataması yapılarak, mağduriyetlerin bir nebze olsun hafifletilmesi yönündedir. Dertli bir baba Krizin onuncu yılında bu halk onları tekrar getirir mi? 21 Şubat 2001'de, o zaman Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer'in, Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlatmasıyla patlak veren kriz, Türk halkını bir gecede yüzde 25 fakirleştirdi. Gecelik faizler 7500'lere çıkarak tavan yaptı. 650 Lira olan dolar 1100'lere çıktı, binlerce esnaf kapılarına kilit vurmak zorunda kaldı. Milyonlarca vatandaş işini kaybetti, çekler geri tepti. Ekonomik yönden mecali kalmamış Ahmet Çakmak isimli bir esnafın, Başbakanlık önünde yazar kasayı fırlatması ile, ekonomik ve sosyal çöküşün fotoğrafı gözler önüne serildi, Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Memur maaşları için IMF'nin kapısını aşındıran bir Hükümet, yüzde 9 oranında küçülmüş bir ekonomi, yüzde 66 enflasyon, iflas etmiş sosyal güvenlik sistemi, çekilmez hale getirilmiş günlük hayatı ile çaresiz bir halk kitlesi... O günkü siyaset aktörlerine soruyorum; o günleri bu halk ne zaman unuttu ki, 10 yıl sonra oy istiyorsunuz? Senaryo aynı, zihniyet aynı, mantık aynı; sadece bir-iki siyaset aktörü değişmiş. Türk halkı uyandı artık, o günden kalmış bayat ekmeği ısıtıp ısıtıp bu millete yediremezsiniz. Boşuna enerjinizi tüketmeyiniz. Allahım o günleri bir daha göstermesin bizlere... Güller ve Göller yöresinden Ali Koçer-ISPARTA Bu yanlışlık düzeltilsin Birçok esnaf zor durumda. Çek Kart fazla şey almıyor. Yazar kasanın değişmesi de çok zor. Barkotlu kasalar çok pahalı, bunların beyni değişiyor, bilgisayar programı değişiyor, teraziler değişiyor... Bakkallar Derneği, belediye işlemleri... 1260 gün doluyor, tekrar üstümüze alıyoruz. Lütfen küçük esnafı düşünerek, bu yanlışı düzeltin... Gürbüz Yıldırım-BAĞCILAR > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00