"Kredi kartı" problemi bitti mi?

A -
A +

Kredi kartları ile ilgili mevzuatta değişikliğe gidildi. Borç faizlerinde indirim yapıldı, kontrolsüz kart dağıtımına sınırlar getirildi. Bütün bunların problemi çözüp çözemeyeceğini zaman gösterecek. Ama geride kalmış birçok dram, yetkililerin ilgisini beklemekte. Telefonda ağlamaklı sesiyle, olanları anlatan, isminin verilmesini istemeyen bayan da bu sıkıntıyı hâlâ yaşayanlardan biri: Kızı A.G., stilistlik yapıyor, iyi bir maaşla çalışıyor iken, bir kişiyle tanışıyor. Ailesinin bütün itirazlarına rağmen o kişiyle evleniyor. Kocası daha ilk zamanlarda değişik bankalara götürerek, A.G. adına 5 adet kredi kartı aldırıyor. Limitleri yüksek olan kartların hepsini de A.G.'nin eşi kullanıyor. Evliliğinin ilk zamanlarında durumun vahametini anlayamayan A.G., sonradan eşinin profesyonel bir dolandırıcı olduğunu anlıyor, ama olan da olmuş; kartlarla yapılan harcamalar altından kalkılamayacak bir rakama yükselmiş. İtirazlar, çare aramalar feci dayaklarla susturulmaya çalışılmış. Daha fazla yürüyemeyen evlilik de 6 ay sonra bitmiş. Ama A.G. de tükenmiş; işini kaybetmiş, adına kayıtlı 5 kart hesabında 15-20 milyar borç yığılmış, sağlığı gitmiş, karaciğer hastalığına yakalanmış... Bankalar da sadece onun peşine takılıyor, eski kocasını arayan, soran olmuyor, yapılan harcamaların evlilikleri esnasında yapıldığını kimse aklına getirmiyor. Kocası, görünüşe göre bu vurgundan da sıyrılmayı başarmış; sağlığı iyice bozulmuş olan A.G. ise çareyi kaçışta bulmuş, bankacıların, haciz memurlarının bulamayacağı sakin bir köşeye sığınmakta!.. Oğlunu cinayetle kaybetmiş, kızının da tedavi olması gerekirken bu şekilde kaçması anneyi perişan etmiş. Emekli maaşıyla geçinen ailenin tek varlığı, yaşadıkları ev; ya bankacılar bu eve de haciz getirirse... Bu korku ve endişeyle nasıl yaşanır ki!.. Acılı anne yetkililere sesleniyor; "Dolandırıcının yakasına yapışılacağına, bütün bedelin kızıma ödetilmesi adaletle bağdaşır mı? Kızımın eski eşi ve evi biliniyor iken, neden sadece onun peşine düşülüyor? Bankalar bu suiistimalleri bile bile neden tedbir almadılar? Birçok kadının bu şekilde mağdur edildiğini ilgili kuruluşlar bilmiyor mu? Neden işin bu yönü için de çare bulunmuyor?" ------ >>> Telekom'dan açıklama Okuyucumuz Zülfü Şınık'tan gelen şikayet mektubunda, bütün telefon faturalarını düzenli bir şekilde ödediği halde, Telekom tarafından kendisine gönderilen yazıda, 1998 yılına ait ödenmemiş faturalarının bulunduğu iddia edilerek, yüksek miktarda ödemede bulunması istendiğini belirtmiş; Zülfü Şınık'ın şikayetine bu köşede yer verilmişti. Konu ile ilgili, Telekom'dan gelen açıklama şöyle: "Yapılan incelemede, 212 592 92 42 nolu telefonun, 1998 yılı Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım dönemine ait 4 dönem borcunun ödenmediği, 10.02.1999 ve 13.03.1999 tarihinde telefonun iptal edileceğine dair alma haberli 2 mektubun müşteriye gönderildiği ve müşterinin muhasebecisi ve bir çalışanı tarafından imza karşılığı alındığı, tebligatlara rağmen borçların ödenmediği anlaşıldığından, telefonun iptal edilip, borçların hukuk sistemine verildiği anlaşılmıştır. İlgili ünite tarafından müşteri ile yapılan görüşmede, alma haberli belgenin de muhasebeci tarafından imzalandığ ı ve borcun ödeneceğinin beyan edildiği, borcun ödenmesi hususunda borçlunun iyi niyetli olduğu göz önüne alınarak anılan telefonun faaliyetine devamına ve şirketimiz alacağının hukuk sistemine aktarıldığı şekilde tahsilinin sağlanmasına karar verilmiştir." ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.