Her bayram, sevginin dalga dalga yayıldığı, kardeşlik duygularının ruhlara dolduğu, akrabalık bağlarının sağlamlaştırıldığı, fakirlerin gözetildiği ve şu su gibi akan zamana manevi anlam yüklendiği müstesna günlerdir. Bayramlar olmasa, Ramazanlar olmasa, Kandiller olmasa, hayat ne kadar anlamsız, zaman ne kadar tekdüze olurdu. Varın siz düşünün. Bugünler özeldir, bugünler güzeldir. İşte bu özel ve güzel günlerden Mübarek Kurban Bayramı'nı idrak ediyoruz. Biliyorsunuz, son yıllarda bayram denilince, yukarıda belirttiğim heyecanlar yanında, bazı kaygılar da akla gelmeye başladı. Bu kaygıların başında trafik kazaları gelmektedir. İnsanların sıla-ı rahim yapmak maksadıyla, bayramları vesile yaparak aynı anda, aynı günlerde yola çıkmaları, ister istemez, yollarda yoğunluk meydana getiriyor. Bu yoğunlukta -maalesef- trafik kazaları olabilmektedir. Bütün vatandaşlarımıza "aman dikkat, aman çevremizi gözetelim" diyorum. Allah, bütün mü'minleri, bütün insanları kazadan beladan korusun. Kurban Bayramı'nda, trafik kazalarından ayrı olarak, başka bir kaygı daha zihinleri meşgul etmektedir. Bu konu, kurban atıklarıyla çevrenin kirletilmesi konusudur, temizliğidir. Evet, şurası bir gerçek ki, Kurban Bayramı'nda çevre ve sağlık kurallarına, hijyenik şartlara pek fazla riayet etmeyen oldukça fazla vatandaşımız var. Kurbanını sokak ortasında kesen, kesilen hayvanın kanını yol boyunca akıtan, işkembesinden çıkan yemek kalıntılarını orta yere atan, bağırsaklarını ağaç dallarına asan ve bunun gibi kötü görüntülere yol açan, nahoş tablolar çizen vatandaşlarımız eskiden beri vardı. Şimdi de var. Ancak, nüfusumuz arttıkça bu tür tablolar yaygınlaştı ve basının gayretkeş tavırlarıyla bu tablolar gözler önüne daha fazla serilmeye başlandı. Bundan dolayı, son yıllarda Kurban Bayramı denilince çevre temizliği hemen akla gelmektedir. Konunun yoğun olarak bu şekilde gündeme getirilmesinden dolayı devletin çeşitli kurumlarının koordinasyon içinde iş birliğine girdiğini de belirtmeliyim. Bu husustaki Kurban Hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Yönetmelik'te de belirtildiği üzere, başta Belediyeler olmak üzere, İl Çevre ve Orman, Sağlık, Tarım Müdürlükleri Kurban Bayramlarında, çevre ve sağlık temizliği konularında özel olarak görev ve yetkilidir. Bu görev ve yetkililere yardımcı olmak ve çevre-sağlık ile hijyen kurallarına azami riayet etmek gerekir. Burada da, bütün vatandaşlarımıza "aman dikkat, aman çevremizi gözetelim" diyorum. Yukarıda 'çevre'yi gözetmek mânâsında, hem trafikte, hem de çevre temizliğinde dikkatli olmayı kastettim. Güzel Türkçe'mizin, "çevre" dediğimizde, bir inceliği daha var. Türkçe'mizde "çevre" denildiğinde bir başka anlam daha akla gelir ki, akraba, eş-dost, konu-komşu kastedilirken de "çevre" deriz. Bu noktada, Kurban Bayramları'nda özellikle fakir-fukara konu-komşu, fakir-fukara akraba, fakir-fukara eş-dost da gözetilmelidir. Bu durumda, "Kurban Bayramında çevremizi üç mânâda da gözetmeliyiz. Trafikte çevremizi gözetmeli, yani dikkatli olmalıyız. Çevremizi temiz tutmalı ve hijyen kurallarına riayet etmeliyiz. Akrabayı, dostları Bayram dolayısıyla daha fazla gözetmeli ve ziyaret etmeliyiz. Özellikle, çevremizdeki fakir ve gurebayı ziyaret ederek, onlara kurban etlerinden bol miktarda vermeliyiz. Fakirleri, garipleri sevindirelim, İnşallah. Bu yazı vesilesiyle, bütün vatandaşlarımızın Kurban Bayramlarını en kâlbi duygularımla tebrik eylerim. İnşallah Bayramımız gerçek bayram olsun, birliğe, dirliğe vesile olsun ve "çevremiz" her üç mânâda dikkate alınarak, gerekli şekilde gözetilsin ve korunsun. > Ahmet Sandal (Şair-Yazar)-KAHRAMANMARAŞ Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı kutluyorum Megakent İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İstanbul'a ayak bastığı andan itibaren şehirde ve İstanbul Emniyet Teşkilatı bünyesinde radikal değişimler başladı... İstanbullu vatandaşların huzur ve sükununu sağlayana kadar uyumayan bir Emniyet Müdürü portresi var karşımızda... Denizli maçında Beşiktaş tribünlerine dalıp taraftara saldıranları es geçmedi... Bundan sonra da tribün terörüne karşı kayıtsız kalmayacağı aşikâr... Hükümetin ve taraftarların desteğiyle, tribün terörünü, alacağı radikal polisiye tedbirlerle bitireceğine gönülden inanıyorum.. Bu ülkede bir şeyler düzelecekse; İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın gibi vakur, kararlı, reformcu cesur yürek bürokratlara çok ihtiyaç duyulacaktır.. Tepkilerden çekinmeden, yanlışların üzerine giden İstanbul'un cesur yürek Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı yürekten kutluyorum. Halis Kahraman - İSTANBUL