Kurtarın şu kıyılarımızı!

A -
A +

Kıyılarımızdaki en büyük tahribatı devlet yapıyor. Buna inanın. Gidin gezin; en önemli yerlerde devlet tesisleri, dinlenme yerleri, eğitim tesisleri, şu bu adla kıyılara resmen kendileri yerleşmişler. Orman talanı, sahil yağması, kıyı talanı... Kaçak yapılaşma, çarpık kentleşme ve imara aykırı inşaatlar ülkemizin her yerinde aldı başını gitti. Sahiller acımasızca kirletildi. Deniz kenarına devasa çok katlı binalar yapıldı. Bugün ülkemizin her yanında kıyı talanı hızla devam ediyor. Üstelik devlet eliyle bu iş tam gaz ilerliyor. Oysa kıyı kanunu var ve kıyılar herkesin malı sözde. Ama öyle değil. Eğitim ve dinlenme tesisi adı altında birçok tesis deniz kenarında, sıfır noktada bulunmakta ve birçoğunun ruhsatı yok. Mersin-Anamur arasındaki devlet tesislerini, mokamp, eğitim ve dinlenme tesisi adı altındaki kampları tek tek inceleyin. Sıfır deniz ve ayrıcalıklı bölge halinde. Kim faydalanıyor ve devlete, millete, topluma getirisi ne? Birçoğu inşaat ruhsatı olmayan yerler. Devlet iyi örnek olacağı yerde hep kötü örnek olursa, sade vatandaş ve ticaret yapanlar talana devam etmez mi? Yurdun her yerinde iş çığırından çıkmış. Ve en çok da talanı devlet kuruluşları yapıyor. Mesela Hazar Gölü kıyısında bir sürü kamp var. Bunlar ruhsatlı mı acaba? Mersin kıyı bandında da bu türden birçok tesis mevcut. Ama yıkılmıyor ve ayakta. Devlete ait ise isimleri değişiyor faaliyete devam ediliyor. Söyleyince de milli servet, ne yapalım diyorlar. Artık yeter. Bu talana sebebiyet verenlerden cidden hesap sorulsun. Talan önlensin. Kıyılar halka açılsın. Devlet iyi örnek olsun. Kötü örnek değil. Ayrıca Mersin'in dibinde Mezitli gibi şirin bir beldemizde bile yıkılmayı bekleyen, kıyıyı işgal etmiş bir sürü tesis ve site bulunmakta. Mersin'den Anamur'a kadar giden sahil yolunda ise neler var neler. Ama işi ciddiye alıp, kamunun yararına hareket eden yetkililer çıkmıyor. Çıkanlar ise sindirilmek isteniyor. Lütfen artık işi sadece devlete ve yetkililere de havale etmeyelim. Toplum olarak doğamıza, çevremize, hayati değerlerimize sahip çıkalım. Yeşil alanların sayısını arttırmak bir yere dursun, mevcut olanları koruyalım. Yaylalarımız elden gidiyor. Ağaçların içine beton yığınlar dikiliyor. Deniz kenarı, akarsu kenarı, ırmak ve dere kanarlarını bitirdiler, şimdi ormanlık alanlarımız olan yaylalık yerleri talan etmeye başladılar. Bunların önüne hep birlikte geçmeliyiz. Mustafa Göktaş Ahıskalı Türkler yurtlarına dönmeli Ahıskalı Türkler, 14-16 Kasım 1944'den önce, sadece Gürcistan'ın Ahıska bölgesindeki anavatan topraklarında yaşarken, şimdi, tarihî vatanları Türkiye başta olmak üzere, ABD, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'da, yani dünyanın dokuz ülkesinde dağınık halde yaşamaktalar... Dünyanın üç kıtasındaki dokuz ülkede... Değişik ülke, iklim ve coğrafya şartlarında, bir birlerinden binlerce kilometre uzakta... Bunca acı, hasret ve kayıplara rağmen... Büyük özveri, cesaret ve fedakârlıkla, defalarca sürgün ve saldırılara maruz kalmalarına ve binlerce şehid vermelerine rağmen... Stalin imzasını taşıyan 31 Temmuz 1944 tarihli "Devlet Savunma Komitesi"nin gizli kaydıyla kaleme aldığı karar ile Gürcistan'dan, anavatan Ahıska'dan hayvan vagonlarında sürgün edilmelerine rağmen... Kendi dillerini, dinlerini, örf ve âdetlerini korudular. Müslüman Türk oldukları için katliamlara uğradılar. Anavatanları Gürcistan'ın Ahıska bölgesine veya atayurtları Türkiye'ye halen dönemedikleri için... 1990 yılından itibaren Türkiye'ye göç etmiş olan Ahıskalı Türklerin yaptıkları vatandaşlık müracaatları için yardımcı olunmalı ve 1990 yılından itibaren Türkiye'ye göç etmiş olan Ahıskalı Türklere, T.C. Vatandaşlığı ve Çifte Vatandaşlık hakkının ivedilikle verilmesi için, ABD, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Gürcistan Hükümetleri ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında koordinasyon sağlanmalı ve bir anlaşmaya varılmalıdır. Türkiye; Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, BM, AGİT ve diğer uluslararası kuruluşlarda, Ahıskalı Türklerin haklarının korunması ve problemlerinin halledilmesi için girişimlerde bulunmalıdır. Muhammet İzzetoğlu > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.