Kutsal mekanlar kasten mi kirletiliyor?

A -
A +

Arkadaşım Hasan Bey aradı; dertliydi, öfkeliydi. Eminönü'ndeki Yeni Cami'ye ve Eyüp Sultan Camii'ne sık sık uğruyor, bu camilerin avluları ve çevrelerindeki kirlilikleri gördüğünde de çileden çıkıyormuş. Özellikle kuş pisliklerinin bu kutsal mekanlarda bulunmasına tahammül edemiyormuş. Hele yağmur yağdığında avluların vıcık vıcık olması, etrafa yayılan ağır kokular... Hatta bir seferinde Eyüp Sultan Camii'nde cenaze namazı kılarken üzerine sıçrayan pisliklerle namaza devam etmak mecburiyetinde kalmış. Cemaatin avluya taştığı zamanlarda çok kişinin başına da benzer şeyler geliyormuş. Üstelik buralar turistlerin en çok uğradıkları yerler. Türkiye'nin misafir odası adeta. İslamiyetin temizliğini, ecdadımızın titizliğini bu şekilde mi anlatacağız? O pislikleri gören insanlar, daha ilk adımlarında hangi hislere kapılır? Ülkemizi, İstanbul'umuzu, terihimizi bu şekilde mi anlatacağız? Hasan Bey bir yıl önce Hacca gitmiş. Medine'de, Eshab-ı Kiram efendilerimizin medfun bulundukları mezarlıkta da aynı kuşlar varmış, orada da yemciler bulunuyormuş. Bu mübarek mezarların üzerindeki kuş pislikleri de yüreğini burkmuş. Soruyor Hasan Bey; "Suudlar Vehhabi, inanışları gereği mezarlara düşmanlıkları var, kuşların orada bulunup kirletmeleri için kasten yemcileri orada bulunduruyorlar. Biz de mi kasten bu mekanları kirletiyoruz?" Kuşlar doydukları yere gider. Onlara nerede yem verirseniz oraya giderler. Cami avlusu yerine sahilde veya başka bir yerde yem verilse; yemcilere böyle yerlerde izin verilse kuşlar da o mübarek mekanlar yerine sahile veya başka bir alana gider. Camilerimiz de o pislikten kurtulur. Kuşlara yer mi yok? Bu sevimli hayvanları hepimiz seviyoruz; ama cami halılarını, namaz kılanları kirletemeyecekleri bir yerde beslenmeleri kaydıyla... Bununla İstanbul Belediyesi mi ilgilenir, Müftülük mü ilgilenir bilinmez; ama eminim Hasan Bey'in kaygılarını çoğumuz taşıyoruz. Bu mübarek mekanlara temizlik yakışır... 'Konut Edindirme Fonu'na kesilen paralar ne oldu? Başbakanlık Makamı'na; Ben 1994 yılında emekli olmuş bir polis memuruyum. Çalışma hayatımız süresince, bizlerden Konut Edindirme Fonu adı altında her ay para kesildi. Ben emekli olmadan hemen önce, babamım vefatı sonucu kız kardeşimle bana birer daire kaldı. Bu sebebten kesilen paralarımızın verilmeyeceğini söylediler, fakat bundan yaklaşık bir yıl önce, "paranız yedi emine verildi" diye bir yazı gönderildi. Bu paralarımızın akıbeti ne oldu, bize verilecek mi? ¥ Hazım Taşbilek - ANKARA Abonelere böyle mi hizmet ediliyor? Telekom Genel Müdürlüğü'ne; 1999 yılının Ocak ayında Bağcılar Telekom Müdürlüğü'ne yeni bir telefon almak için müracaat ettim. Bu telefon 11 ay boyunca bağlanmadı. Kiracı olarak Çobançeşme Mah. Bahadır Sok. No: 51 D. 5 Yenibosna-İstanbul adresinde 11 ay boyunca ikâmet ettim. Bu süre içinde müracaat ettiğim telefon bağlanmadı. 30.11.1999 tarihinde, Rami-G.O.Paşa'ya taşındım. G.O.Paşa Telekom Müdürlüğü'nden yeni bir telefon için müracaat ettim. Yeni telefonum 1 ay içinde bağlandı. Bana Bağcılar Telekom Müdürlüğünden ilk müracaat ettiğim telefon adına borç gelmiş. Bu neyin borcudur? Bana telefon bağlanmadı ki, borcu olsun. Bir tek kelime konuşulmayan telefonun borcu olur mu? Benim 651 85 54 numaralı telefonum olmadı. Bağlanmayan telefonun borcu olur mu? Acilen yetkililerden bir açıklama bekliyorum. Ayrıca Türk Telekom'un ilgili yerlerini aradım, herkes telefonu birbirine aktardı. Doğru, dürüst bilgi alamadım. Muhatap bulamadım. Yazılı bir dilekçeyi faks çekmek istedim. Bir faks numarası bile vermediler. Abonelere böyle mi hizmet ediliyor? ¥ Mehmet Sırrı Arvas İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.