Lojman gereksiz midir israf mıdır, lüks müdür ?

A -
A +

"Türkiye'nin gerçek gündemi yolsuzluk, yoksulluk" deyip kolları sıvayan acar Hükümetimiz'in, program takdimini "inşallah"la kapayan Başbakan'ın temennisiyle bu savaşı kazanacağına güvenimiz tamdır. Hem tek tek, hem güç birliğiyle bizler de elbette ki fikren ve cismen kendilerine destek olacağız. Bu cümleden olarak, işte ben bir önemli uyarıda bulunarak borcumu eda ediyor ve diyorum ki memurun lojmanına, tatiline hemencecik "lüks, israf, gereksiz" gözü ve gözlüğü ile bakılmasın!.. Hükümet elbette ki yolsuzlukla, yoksullukla mücadeleyi, bürokratı ile yapacaktır. O halde, o bürokratın maddeten ve manen Hükümet'inden hoşnut olmasında faydalar ve zaruretler vardır. Küskün bir kadro ile beklenen başarı hiçbir zaman elde edilemez. Böyle bir kadrodan fedakarlık da beklenemez. Ancak; şurası da bir gerçektir ki, bu halk, özellikle rüşvet yüzünden bürokrasiden hiç de hoşnut değildir. Bürokrasiyi çalıştırmada, bürokratından umduğunu ve beklediğini almakta İngiltere'den öğreneceğimiz çok şey var. Bir doktora tezinde bunu bulmak mümkün. Bir aydınımız, "nasıl olmuş da şu İngilizler dünyanın dörtbir yanına ulaşmış ve egemen olmuşlar?" konusunu araştırmış. Vardığı sonuç şu: Afrika'nın çölünden Hindistan'ın bir ucuna kadar görevlendirdiği elemanına, orada Londra'da yaşayacağı bir hayat standardını da sağlamıştır. Hem de günlük gazetesini de okutarak... Sonra da katlanacağı 3-5 senelik mahrumiyete mukabil, 25 senelik refahına yetecek ücreti de esirgememek suretiyle. Böyle olunca da, hiçbir konuda, hiçbir yerde eleman sıkıntısı çekmemiş, elemanından beklediği verimi de bol bol almış. Şimdi sen, yolsuzlukla, yoksullukla mücadeleye memur ettiğin elemanının elindeki lojmana göz dikersen, ondan hem dürüstlük, hem de verimi nasıl beklersin? Böyle bir davranış, "benim memurum işini bilir"den başka bir sonuç doğurur mu? O takdirde halkı ıska geçen, rüşvetsiz kalem oynatmayan gidişata "dur!" diyemezsiniz... Elbette ki rüşvet her zaman barda sazda yemek için alınmıyor. Zaruretler de bunda bazen kendini gösteriyor. Bir emekli hakim anlatmıştı; bir tapu işi için günlerce gitmiş gelmiş, bir sonuç alamamış. Nihayet bir gün birisi yaklaşmış, "amca, bana şu kadar ver, yarın gel işini tamamlanmış olarak al" demiş. Ancak "şu kadarı" biraz yüklüceymiş. Duraksadığını görünce de,"amca, bunda ben yüzde şu kadar alırım, gerisi bu işi yapacak memurların. Zira onların maaşları ev kiralarına bile yetmiyor" demiş. Ben bürokrasinin hem yöneticiliğinde hem teftişinde çalışmış, hem de site kuruluşları yapmış bir devlet memuru olarak uyarıyor, vatandaş olarak destek borcumu yerine getiriyorum ve diyorum ki, "dokunma memurun lojmanına, tatiline". Sonra, rüşveti önleyeyim derken, rüşvete davetiye çıkarırsınız!.. > Kenan Ünaldı (Orman Mühendisi) - İSTANBUL Sicil affı istiyoruz Bizler, önceki Hükümet zamanında yok yere inceleme, soruşturma geçirmiş, ceza almış kişileriz. Mademki bu Hükümet adaletli davranacak, öncelikle yok yere ceza almış, inceleme-soruşturma geçirmiş memurları kurtarsın. Bu yüzden görevden atılanlar bile var. Onların çocukları ne yapacak? Zaten zor şartlar altında hayatını idame ettiren, bir kademe-derece alarak maaşına cüzi zamlar alabilen, emekliliğinde geçinebilmek için üst derecelerden emekli olma mücedelesi veren memur bir de ceza alırsa ne yapsın... Bu hususlarda temiz bir sayfa açılmasını, bunun için de sicil affının getirilmesini istiyoruz. Adaletli bir başlangıcın da bu şekilde sağlanacağına inanıyoruz... > Mağdur 657'liler "Hazırlık Dönemi" engeli bizi hayal kırıklığına uğrattı Açıköğretim Fakültesi yetkililerine; Önlisans programını bitirip, "Dikey Geçiş Hakkı" ile 3. sınıfa geçmek isteyen öğrencilere koyduğunuz "Hazırlık Dönemi" engeli bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi bu dönemde göreceğimiz dört dersten ikisini görmüş olmamız ve bunların tekrar bize dayatılması ayrı bir muamma. Bu uygulamanın en can alıcı tarafı ise bu "Hazırlık Dönemi"nde hiçbir "Öğrenci Hizmeti"nden yararlanamamamıza karşılık, diğer 3. sınıfa geçen öğrenciler gibi, bizim için astronomik tutar (200 milyon TL.) sayılan öğrenim harcı ödememiz. Mademki öyle ya da böyle ödeyeceğiz, en azından öğrenci kimliği ve paso hakkımızın bize geri iade edilmesini istiyoruz. Bu haklı serzenişimize kulak vereceğinizi umuyoruz. > Hüseyin Pektaş - GEBZE

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.