Kamu görevlilerinin mali haklarının düzenlenmesi amacıyla, 2 Kasım 2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 666 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile, bakanlıkların aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personeli arasındaki ücretlerin eşitlenmesi beklenirken, aksine ücretler arasındaki uçurum daha da derinleştirilmiştir. Eşitlik ile güdülen esas amaç, aynı şartlar içinde özdeş nitelikli olanların, kanunlarca aynı işleme tabi tutulması, başka bir deyişle eşitler arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Ancak bakanlık merkez ve taşra teşkilatında, aynı görevleri ifa eden uzmanlar arasında, taşrada çalışan uzmanlar aleyhine önemli bir fark oluşturulmuş, Maliye Uzmanları ile Defterdarlık Uzmanları, 657 sayılı Kanunda eşit mali haklara sahip iken, yeni düzenleme ile farklı ücret skalasına tâbi tutulmuşlardır. Kamu hizmetlerinin sunumunun iyileştirilmesi çalışmaları kapsamında, bu hizmetlerin ilk kademede ve vatandaşa en yakın yerde sunulması ve sonuçlandırılması ilkesi benimsenmiş. Bu yönde idarelere gerekli tedbirleri almaları hususunda görev verilmiş. Bu süreçte Maliye Bakanlığı da, görev ve yetkilerinin önemli bir kısmını taşra teşkilatına devretmiştir. Yetki devriyle; bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltılarak, kamu hizmetlerinin taşra birimlerince hızlı ve yerinden sunulması amaçlanmış. Bu kapsamda Maliye Bakanlığı'nın görev ve yetkileri kapsamında kalan iş ve işlemlerin büyük bir çoğunluğu, taşra teşkilatı tarafından yürütülür hale getirilmiştir. Örneğin, hükümetimizce büyük bir gelir getirmesi hedeflenen, kamuoyunda 2/B olarak bilinen ve çoğu vatandaşı doğrudan ilgilendiren orman vasfını kaybetmiş arazilerle ilgili iş ve işlemler büyük sorumluluk ve risk altında ağırlıklı olarak Defterdarlık Uzmanları tarafından yerine getirilmektedir. Ancak söz konusu düzenleme ile taşra teşkilatının ağır iş yükü görmezden geliniş ve Defterdarlık Uzmanlarının mağduriyetine sebebiyet verilmiştir. Anayasamızın 123'üncü maddesinde, idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu vurgulanmıştır. Ancak, 666 sayılı KHK ile Maliye Bakanlığı bünyesindeki uzmanlar arasında, merkez ve taşra ayırımına gidilerek, taşra uzmanları kapsam dışında bırakılmak suretiyle idarenin bütünlüğü bozulmuştur. Ayrıca, aynı gün yayımlanan 659 sayılı KHK ile 657 sayılı Kanunda yapılan değişiklik sonucunda, Maliye Bakanlığınca yapılan ortak (aynı) sınavlarla göreve başlayan ve Kanunun 36'ncı maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan kariyer meslek mensuplarından Maliye Uzmanlarının ek göstergeleri 2200'den 3600'e çıkartılmak ve 2000 makam tazminatı verilmek suretiyle, maaşlarında 1.500 liraya varan bir artış yapılırken, yine aynı sınavla göreve başlayan ve Bakanlık merkez veya taşra teşkilatında uzun yıllardır görev yapmakta olan Defterdarlık Uzmanları düzenleme kapsamına alınmadığından, emsallerine göre hak kaybına uğratılmışlardır. Maliye Bakanlığı'ndaki iş barışının bozulmaması ve verimliliğin düşürülmemesi için, 659 ve 666 sayılı KHK'lar ile Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan uzmanlar arasında oluşturulan maaş uçurumunun giderilmesi için gereken yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır. Maliye Bakanlığı Defterdarlık Uzmanları Maaşları elden vererek usulsüzlük yapan işletmeler var Kanunen yasak olmasına rağmen, hâlâ bazı firmalar personelin maaşlarını elden vermekte, az bir kısmınınkini ise bankaya yatırmaktadır. İlgili yasaya göre, maaş başta olmak üzere avans, ikramiye gibi işçiye her türlü ödemenin bankalar aracılığı ile yapılması gerekirken, bazı firma yetkilileri kafalarına göre hareket etmekte, isteyene elden isteyene bankadan maaşlarını ödemektedirler. Ayrıca, ilgili işletmelerin, işe başlayan işçilerden fazla bir evrak da istemediği, sigorta ve diğer yasal yükümlülükler konusunda da lakayt davrandığı tespit edilmiştir. Asgari ücreti de olması gerekenden daha düşük vermektedirler... İlgililerin, gereğini yapmaları gerekmektedir. İlker Olgun Her aileye 230 bin lira İçişleri Bakanlığı'na; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olan biz Polisler, meslek hayatımızda 5 yılımızı doldurmadan, herhangi bir sebeple malulen emekli olmamız halinde sosyal ve ekonomik yardımlardan yeteri kadar yararlanamamaktayız. Yine Emekli Sandığı Kanunu'na göre; 5 yılımızı doldurmadan, görev başında da olsa, vefat etmemiz halinde, ailemize maaş bağlanmamakta, sosyal ve ekonomik yardımlardan da yine yeteri kadar yararlanamamaktadır. Malulen emekli olmamız halinde kendimiz, vefat etmemiz halinde ise ailemizin ve yakınlarımızın mağdur olmamaları için; Türkiye genelinde çalışan her Polis memurunun maaşından, (Çalıştığı yıla bakılmaksızın, vefat eden veya malulen emekli olan her 1 personel için 1 TL) bir sefere mahsus olmak üzere 1 TL kesinti yapılarak, vefat eden veya malulen emekli olan meslektaşımızın ailelerine ulaştırılmasını istiyoruz. Bu uygulamanın, vefat edenin ailesinin veya malulen emekli olanın ayrıca müracaatı aranmaksızın, gerekli düzenlemeler yapılarak, otomatik olarak uygulanmasını istiyoruz. Böylelikle, her polis ailesine günümüz şartlarında 230.000 TL vefat ve malullük yardımı yapmış oluruz. Yine ağır ve zor şartlar altında görev yapan teşkilat mensuplarımız arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlamış olur, vefat eden meslektaşlarımızın geride kalan eş ve çocuklarının maddi mağduriyetlerini gidererek, acılarını bir nebze olsun dindirmiş, hayatlarını daha iyi bir ortamda sürdürebilmelerine katkıda bulunarak da, ailesinin yanında olduğumuzu hissettirmiş oluruz. H. Duran Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00