Bir yıl önce, Cumhuriyet tarihinde ilk defa Ankara'da yapılan basın açıklamasından sonra, bu aralık ayında İstanbul'da "Mesleğin Sorunları" başlıklı toplantıda bir araya gelen Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcıları, şimdi de dilekçe hakkını kullanıyor. Kendileriyle ilgili problemlerin çözülmesi noktasında, Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nca gerekli adımların atılmadığı hususunu defalarca dile getiren Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcıları bu defa Maliye Bakanlığı'nı dilekçe yağmuruna tuttu. Türkiye genelindeki 1600 Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcısı, Başkanlık ve Defterdarlık kanalı ile Gelir İdaresi Başkanlığı'na dilekçeler gönderdi. Söz konusu dilekçelerde, 646 Sayılı KHK ile Vergi Müfettişlerine sağlanan iyileştirmeler ve 666 Sayılı KHK ile getirilen "eşit işe eşit ücret"le ilgili düzenlemelerde, Vergi Dairesi idarecilerinin yürüttüğü işlerle ilgili mali, idari sorumluluk derecelerinin gözetilmediği belirtildi. Maiyetinde çalışanlardan daha az maaş alan idarecinin olmaması gerektiği, bu durumun Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğu dile getirildi. Ancak bu gelişmeler yaşanırken, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarının, atama özlük işlerinden sorumlu olan Gelir İdaresi Daire Başkanı'nın görevinden alınması da dikkatlerden kaçmadı. Vergi Dairesi yöneticilerinin istekleri arasında yer alan, denetim elemanlarının asli görevlerine dönüşüyle beraber, kendilerine idari kadrolarda görevde yükselme imkânının tanınması isteklerine olumlu bakan Daire Başkanı'nın, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarından yana tavır koyması sebebiyle, en üst düzey Maliye bürokratlarınca görevden alındığı iddiasına inanılıyor. 2012 Bütçe görüşmelerinde de iktidar ve muhalefete mensup milletvekilleri, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarının yıllardır devam eden meselelerinin çözümü için sabırla beklediğini dile getirdiler, yaptıkları görevin önemini hatırlattılar ve vergi tahsilatında başarının anahtarı olan idarecilerin problemlerine bir an evvel eğilmek gerektiğini belirttiler. Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarının, isteklerinin çözümü için Maliye Bakanlığı'na verdiği dilekçelerden sonraki adımın, hukuki başvuru yolu olacağı ifade ediliyor. >> Haksızlığın giderilmesi için, "işçi" kadromuz "memur" yapılsın Bizler, Türkiye genelinde kamu kurumlarında çalışan üniversite mezunu işçileriz. En az 5 yıldır çalıştığımız kurumlarda, diplomamızın gerektirdiği işleri yapmaktayız. Üniversite mezunu olarak, her birimiz çeşitli meslek dallarından olmamıza rağmen, kamu kurumlarında işçi statüsünde çalışmaktayız. Kurumlarımızda yan yana çalıştığımız Memur ve Sözleşmeli Memur arkadaşlarımızla aynı üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olmamıza ve şu an aynı işleri yapmamıza rağmen, statümüz farklıdır. Yani eşit işe eşit haklar noktasından uzağız. Üniversite mezunu olmamıza rağmen, işçi statüsünde olduğumuzdan dolayı, çalıştığımız kurum bizi istediği yerde ve pozisyonda çalıştırmakta. Memur ve Sözleşmeli Memur arkadaşlarımız ise unvanlarını kullanmakta ve çalıştıkları yerlerde şef, müdür, müdür yardımcısı gibi makamlarda bulunabilmektedirler. İşçi statüsünde değerlendirilen biz üniversite mezunları ise terfi ve görevde yükselme gibi özlük haklarından faydalanamamaktayız. Üniversite mezunu işçiler olarak tayin, nakil, geçici görev gibi özlük haklarından faydalanamadığımız gibi mesleğimiz konusundaki toplantılara, seminerlere, eğitimlere işçi olduğumuzdan dolayı katılamamaktayız. Bu tip organizasyonlara katılma taleplerimiz, memur olmadığımızdan dolayı, kurumlarımız tarafından genellikle reddedilmektedir. İşçiler arasında, başka bir kuruma tayin ve atama durumu olmadığından, bazılarımız anne ve babalarından, eşlerinden ve çocuklarından ayrı bulunmaktadır. Aynı iş yerinde çalışıp da aynı işleri yapan personel arasında statü farkı olması ve bu statü farkından kaynaklı maddi manevi kayıpların söz konusu olması, iş barışını da zedelemektedir. Konu ile ilgili bir çok vekilimizle, Çalışma Bakanımızla, Genel Başkan Yardımcılarımızla görüşmeler yaptık. Bizim durumumuzla ilgili çalışma olacağını ve bu çalışmanın 5393'lü arkadaşlarımızla birlikte daha kolay olabileceğini belirttiler. Meclis çalışmalarını takip ettik, bizimle ilgili bir konunun gündeme gelmediğini görmekteyiz. "Sözleşmeli Memur arkadaşlarımızın memurluğa geçişi" müjdesini verdiğinizde, arkadaşlarımız adına çok sevindik. Çalıştığı kurumlara yıllarını vermiş birileri olarak, bu ciddi mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Sözleşmeli arkadaşlarımızla ilgili, Meclis gündemine gelecek olan yasa tasarısında, bizlerin de unutulmaması, ek bir madde ile meselelerimizin çözüme kavuşturulması, mevcut olan "işçi" kadromuzun, "memur" kadrosuna dönüştürülmesini istiyoruz. Kamuda Çalışan Üniversite Mezunu İşçiler >> 300 bin öğretmen adayı şubatta atama bekliyor Ataması yapılmayan öğretmenler olarak, en geç şubat ayında 30 bin ek öğretmen ataması istiyoruz. Yüz binlerce öğretmen ve onların aileleri, elleri bağrında Başbakanımızdan gelecek müjdeyi bekliyorlar. Şu gerekçelerle bu atamanın yapılması gerektiğini düşünüyoruz: 1. 127 bin öğretmen açığı bulunması. 2. Ücretli öğretmenlik ile kaliteli ve nitelikli bir eğitim sürdürülemez. 3. Sınavın geçerlilik süresi 2 yıldan 1 yıla düşürülmesi. Daha önceki atamalarda birkaç kez kullanılan KPSS puanlarının bu yıl sadece bir defa kullanılması. 4. Her yıl yapılan şubat atamasının bu yıl yapılmak istenmemesi. 5. 270 bin işsiz öğretmenin bekliyor olması ve birçoğunun 80 ve üzeri puanlara sahip olması. Atama Bekleyen Öğretmenler > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00