Manzara-yı umumiye

A -
A +

Türkiye'de neler olduğunu anlamak için bir günlük gazetelere bakmak bile yeter. "Kayseri'de iflas eden besici kendini ahırda asarak intihar etti"; ya da köprüde intihar ve diğer cinnet haberleri... Bu ortamı paraya çevirmek isteyenler de fırsatı değerlendiriyor: "Polatlı'da bazı kişiler kapı kapı dolaşarak, 'piyasanın yarısına köy tereyağını satıyoruz' diyerek, çok sayıda kişiye buz sattılar..." "Bir işadamının 'hayır' gözyaşları. Bursa'ya kazandırdığı 20 trilyon değerindeki hayır kurumlarından KDV istenmesine tepki gösteren Mustafa Dörtçelik, yapımı bitme aşamasına gelen 2 hastanenin inşaatını gözyaşlarıyla durdurdu..." Başka bir haber; okula alınmayan Kadıköy İmam Hatip Lisesi öğrencisi başörtülü kızların, okula en yakın otobüs durağında ders yapmaları ve bunu gösteren fotoğraf... Ayrıca, Baykal'ın başörtülülerin oylarına talip olduğunu belirten bir başka haber... İşadamı Rahmi Koç'un anlamlı sözü de yabana atılacak gibi değil; "zamanı gelince herkes gitmeyi bilmeli, bu yaştan sonra hiçbirimiz gençleşmiyoruz..." "Öğretmen cinneti 3 ölü", "Polis de banka soydu", daha neler neler... Bu arada Başbakan Bülent Ecevit hâlâ Yahudilerden özür dilemeye devam ediyor; diğer büyüklerimiz de Meclis bahçesinde kimlerin asılması gerektiği hususunu tartışıyordu... Avukatlar altın yılını yaşıyor! Bütün siyasi partiler ve Hükümet yetkililerinin dikkatine; Demeç verip verip evlerinize gitmeyin. Geceleri uyuyamayan biz esnafa kulak verin. Halk Bankası temerrüt faizlerini durdurun artık. Yedi yedi bitirdi bizi. Avukatlara altın yıllarını yaşattılar. İlgili Bakan geçenlerde, esnaf borçlarının temerrüt faizlerinin kalkacağını söyledi. Ama hâlâ bir uygulama yok. Bakanın bu sözü çocuklarımızı bile sevindirdi. Fakat artık icraat lazım. Onlar böyle durdukça, avukat bombardımanına maruz kalıyoruz. Bir hareketinizle piyasaya huzur ve hareket gelir. 1 peşin 10 aylık vade uygulansa, icralık olan bütün esnaf rahatlar, yeniden üretime geçer. Böyle bir uygulama ülkemizin ekonomisini de düze çıkarır. Hepimizi batırmakla elinize ne geçer? Vatanseverliğin gereğini yapın, kuru laf değil, hareket ve icraat zamanıdır... > Bir grup esnaf - ANKARA Büyük oyunlar oynanıyor Bütün yetkililere; Türkiye üzerinde oynanan büyük oyunları görmemek için biraz aptal olmak gerekiyor, sanırız. Ekonomik kriz, Avrupa Birliği'ne üyelik, terör, Irak'taki yakın savaş tehlikesi, Devlet Kurumlarındaki yozlaşma ve yolsuzluklar, gibi daha sayamadığımız birçok problem Türkiye'yi çepeçevre kuşatmış durumdadır. Fakat ne hikmetse, başımızdaki yetkililer günü kurtarma telaşı içerisinde, ülke menfaatlerine yönelik hiçbir ilerleme kaydetmemektedirler. Memleket tamamen dışa bağımlı bir hale getirilmiş, egemenlik hakları tartışılır hale gelmiştir. Yüce milletimiz bu durumu ibretle ve sabırla izlemektedir. Şunu unutmayın ki, bu ülke sahipsiz değildir ve asla da sahipsiz kalmayacaktır. Ya işinizi doğru-dürüst yapın, ya da bırakın yapabilecekler gelsin... > Ömer Altaş Bu defa kazananlara iş verecek misiniz? Daha önce açılıp da kazananlardan torpilsiz olan çok az miktarının işe yerleştirildiği DMS'nin tekrar açılacağı konusu gündemde, peki bu sefer kazananlar işe yerleştirilecek mi? Kanımca yine insanların parası toplanacak sınav yapılacak, fakat daha önceki yerleştirmelerde olduğu gibi şimdi de çok az sayıda insan işe yerleştirilecek. Bununla beraber daha önceki kazananların işe yerleştirilmeyerek, haklarının yenildiğine inanıyorum. İlk önce bu insanların hakları korunsun ve işe yerleştirilsin, ondan sonra yeni sınav açılsın. Yine ayrı bir konu olarak da, DMS'ye üniversite mezunu ve üniversite öğrencileri neden alınıyor? Bu ortamda lise mezunu ya da ilköğretim mezunlarının şansı azaltılmış olmuyor mu? Üniversite mezunu ya da öğrencisi olanlar, eğitim aldıkları alanlarda iş bulma şansları zaten varken niye düz memur olup da diğer insanların haklarını elinden alıyorlar ya da buna göz yumuluyor. Lise mezunu nasıl KMS'ye giremiyorsa, onların da DMS'ye girmemeleri gerekmektedir. İnsanların gerçekten üretime katılması ve yeni iş imkanlarının açılması için bir şeylerin yapılması, buna üretim yapan, ticaretle uğraşan, esnaf vs. gibi insanların sırtındaki yükün azaltılarak önünün açılması önemli bir çözüm olacaktır. Bunlar vergi oranlarının azaltılması, SSK primlerinin yüksek tutulmaması... Hatta insanların kriz nedeniyle ödeyemediği vergilerin (çoğu esnafın kapısına vergi dairesinin icra memurları dayandı bile) ceza affının gerçekleştirilip borçların taksitlendirilmesi, çarkların yeniden işlemesini sağlayacaktır. İnsanlar da devlette iş aramak yerine, kendi işlerini kendileri yaparak ve çevresindeki insanlara iş imkanı sağlayarak katkıda bulunacaktır. > İsmi mahfuz Nedir bu inat? Genç yavrularımızın dini duygu ve düşüncelerinin gereği olarak giyinmelerine bu denli müdahale ve hele en tabii hakları olan öğrenim haklarının ellerinden alınması karşısında infiale kapılmamak mümkün değil. Dinde zorlama yok, siz niye bazı zorlamalarda ısrar ediyorsunuz? Aynı hoşgörüyü bu kızlarımıza karşı gösterirseniz ne kaybınız olur? Annelerinizin de taktığı, ahlaka ve geleneklerimize aykırı olmayan bu örtü için nedir bu kadar inat? Bu gençlerimizin psikolojilerini nasıl bozduğunuzun farkında mısınız? Bunların aydın, okumuş kimseler olmalarının vatana ne zararı var? Siz okumaya, vatandaşlarımızın, kadınlarımızın aydın olmalarına karşı mısınız? Bu gençlerimizin cahil kalmaları halinde, oluşacak vebali taşıyabilir misiniz? Vatandaş olarak; böyle lüzumsuz işlerle uğraşacağınıza, işsizlik, istihdam, büyüme, sağlık, eğitim, iç-dış borçlar, milletlerarası ilişkilerimiz, bölgemizdeki ateş çemberi gibi hayati konularla ilgilenmenizi istiyoruz. Artık ağırımıza gidiyor, abesle iştigal etmeniz bitsin!.. Bunların niyetlerinden şüpheniz varsa, resmi kurum olan Diyanet'e sorun. Bizi daha fazla yaralayarak, ülkemize zarar veriyorsunuz! > Necdet Akman - İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.