Bugünlerde seçime girecek siyasi partilerin çoğunluğu, yıllardır ihmal edilen ve ülkemizin yaklaşık %35'ini oluşturan tarım ve hayvancılık kesimine yönelik vaatlerini belirlediler: "Mazot 1 YTL olacak!" Mazot 1 YTL olunca bütün sorunlar çözülecek, halkımız daha bol üretecek ve daha sağlıklı beslenecek. Kuş gribi olmayacak, keneler yok olacak, kuduz bitecek, süt ve süt ürünlerinden her yıl 18 bin kişinin yorgan döşek yattığı brusella (malta humması) olmayacak, verem bitecek, gıda zehirlenmesinden kurtulacağız! Ne mutlu bize... Ülkemizde yıllardır balıkçı teknelerine, gezi yatlarına ve uçaklara indirimli fiyattan akaryakıt verilirken, Türk çiftçisinin bu haktan yararlandırılmamasının çok büyük haksızlık olduğu bir gerçektir. Mazotun 1 YTL olması elbette çiftçimizin önemli ölçüde rahatlamasına neden olacaktır. Ancak yetmez. Bu yapıyla tarım ve hayvancılık kesimine para yağdırsanız da olmaz. Hayvan hastalıklarıyla etkin şekilde mücadele etmeden, hayvansal üretimin artırılamayacağı ve insan sağlığının korunamayacağı, son günlerde ortaya çıkan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ve Kuş Gribi hastalıklarıyla bir kez daha görülmüştür. Hayvan hastalıklarını önlemeden gıda güvenliğini sağlayamazsınız. Gıda güvenliğini sağlamadan sağlıklı bir insan nesli de yetiştiremezsiniz! Devlette Veteriner teşkilatı 1980'den sonra lağvedilmiş ve veteriner hekimler işlevsiz hale getirilmiştir. Temel gıda maddeleri başta olmak üzere sofralara konan birçok gıdanın içine insan sağlığına da zarar verecek nitelikte maddeler katıldığı, yiyeceklerin kimyasal işleme tabi tutulduğu, akla hayale gelmez çeşitli taklit-tağşiş işlemlerinin yapıldığı yetkili makamlar tarafından bile inkâr edilememektedir. Öncelikle; Veteriner Teşkilatı'nın AB ülkelerinde olduğu gibi il ve ilçe bazında yeniden örgütlenmesi, mera ve yaylalarımızın ıslahı, ev hayvancılığının terk edilmesi, bulaşıcı ve zoonoz hastalık taşıyan hayvanların (portörlerin) tespit edilerek imha edilmesi, mezbahalarda sıkı denetim yapılması, kaçak hayvan gelişinin önlenmesi, gıda yasasının AB mevzuatı çerçevesinde değiştirilmesi, veteriner ilaçlarının hekim kontrolünde kullanılması, belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlükleri'nin tekrar kurulması gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir. > AB Veteriner Hekim Platformu > Yangından kurtulan ağaçlarımız da ihmalden gidiyor Son zamanlardaki orman yangınları ciğerlerimizi de dağladı. Bir ağacın ne kadar uzun zamanda o seviyeye gelebileceği düşünülünce, üzüntümüz daha da artmaktadır. Ama yangından kurtulmuş ağaçlarımızı koruduğumuz da söylenemez. İhmalkarlığımız sonucu birçok ağaç kurumakta, tahrip olmaktadır. Binbir emekle dikilmiş, büyütülmüş ağaçlar, bazı sorumsuzluklar ve ihmalkarlıklar sonucu kurumaya terkediliyor. Bunda yangın afeti değil, çoğumuzda bulunan duyarsızlık afeti rol oynuyor. Yakın çevresine bakan herkes, bu belirttiğim sorumsuzluğun ve duyarsızlığın birçok örneğini görecektir. Ağacın, yeşilliğin önemini kavratmak, ağaç dikmekten önce gelmelidir. Ormanların tahrip olduğu, kuraklığa günden güne teslim olduğumuz bu zamanda; ağaç ve yeşillik hususunda biraz daha duyarlı olamaz mıyız? Çölleşmiş bir coğrafyada yaşama ihtimali, bizi hiç mi ürkütmüyor? > Reşat Çavuş > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00