"MERNİS" ne yaptı?

A -
A +

Devletin birçok kurumunun bilgisayar ağlarıyla birbirlerine bağlandığı, birçok işlemin internet üzerinde hızlı bir şekilde yapıldığı, vatandaşın artık kuyruklarda çile çekmeyeceği, "bugün git, yarın gel" anlayışının tarihe karıştığı anlatıldı durdu. Büyük törenlerle "MERNİS" projesi tanıtıldı. Devlet kapısı vatandaş için artık çile kapısı olmaktan çıkacaktı... Mehmet Bey de bu gösterişli törenlere inanmıştı. İşlerin artık çok kolay olacağına adı gibi emindi. Sabah erkenden kalktı, çocuğunu da yanına alarak Büyük Çekmece Nüfus Müdürlüğü'ne doğru yola koyuldu. Zaten yapılacak olan basit bir işti; nüfus cüzdanları değişecekti. Yetkililer bu işlemin artık birkaç dakikada tamamlandığını defalarca anlatmıştı. Mehmet Bey de bu işini birkaç dakikada bitirip, her zamanki gibi ofisine gidecekti... Sabahın bu erken saatinde Büyükçekmece Nüfus Müdürlüğü'nün bulunduğu binadan taşan kuyruklara, izdihama ilk başlarda bir anlam veremedi. Sorunca konkunç gerçekle yüzleşti; bunlar "nüfus cüzdanlarını değiştirme kuyrukları" imiş. Mehmet Bey de bütün riskleri göze alarak kuyruğa girmeye yeltendi; ama bu da mümkün değilmiş. Çünkü Mehmet Bey 126. kişi imiş ve bir günde sadece 80 kişinin işi yapılabiliyormuş... Sabah saat 06'da orada bulunup kuyruğa girmek gerekiyormuş, 09'dan itibaren de numara veriliyormuş. Bunun başka yolu da yokmuş... Mehmet Bey durdu, düşündü; SSK Hastanelerinde, sabah numara almak için geceleyen, battaniyelerini yanlarında bulunduran vatandaşları düşündü; sonra randevu sistemiyle bu kuyrukların bittiğini, belki Nüfus Müdürlükleri için de randevu sisteminin gerekebileceği... Ama sonra da aylarca randevu alamayanları düşündü, kuyruk çilesinden kurtulan vatandaşların hastaneye gitme imkanlarının da bittiğini... Halbuki bu defa inanmıştı, işlerin kolaylaştığını, çilenin son bulduğunu sanmıştı... Meğer işler öyle değilmiş.... "Halbuki çözümü çok basit" diye düşündü; bu işi yapan memurlara birkaç kişi daha yardım etse, vatandaşa bu azap çektirilmese... "İçişleri Bakanı halk adamı, böyle olduğunu bilirse, kesin çözüm bulur, duyuramaz mısın" dedi; ben de yazdım. Sayın Bakan, vatandaş size inanıyor, lütfen hayal kırıklığına uğratmayın!... Kendinizi benim yerime koyun Sayın Başbakanım; Tokat'ta iş alanı çokmuş gibi, bizleri işsiz bırakacaksınız. Yine yarın işsiz kaldığımda bir şekilde ben, ya da ailemdem biri yanlış yaparsa, çevre ve toplum için olumsuz insan konumuna düşersek, yönetici olarak sizin sorumluluğunuz olmayacak mı acaba? Ben 17 yıllık SSK'lı ve 12 yıllık Tokat Tekel Sigara Fabrikası çalışanıyım. İş bulmak kolay mı, işsiz kaldığımda (inşallah kalmam) ailemin ve çocuklarımın sağlık, eğitim ve huzuru için ne yapabilirim? Çocuklarıma "liseyi, üniversiteyi unutun" mu diyeyim? Tamam, devlet birçok şeyden elini çekmeli, özelleştirme olmalı, ama birçok sorunlu aile ve insanlar oluşturarak mı? Sosyal deveti unutuyor muyuz? Diğer iktidarlar özelleştirmeleri yanlış yaptı diye, siz de yanlış yapmak zorunda mısınız? Sayın Başbakanım, bizim yerimize kendinizi, ailenizi koyun. İmkanlarım olsa idi zaten şu anlarda kamu çalışanı olmaz, iyi kötü bir iş kurar, birkaç kişiye iş imkanı sağlardım. Sayın Başbakanım, bizim gibilerin umudu siz ve ekibinizdir. Lütfen tekrar düşünün, yine olmazsa, rüyalarınızda, kâbuslarnızda bize yer ayırın. Başka kurumlara memur ya da işçi olarak geçme ihtimali vardı, sanırım onu da kaldırdınız. "Tazminatınızı alıyorsunuz ya" (verilirse) diyeceksiniz; 14-15 milyar ile nasıl ev alabilirim, nasıl iş kurabilirim, ailemin sağlık, eğitim ve huzurunu nasıl sağlayabilirim? 37 yaş, evli, iki çocuklu, kiracı bir aile.... > Bahattin Yılmaz - TOKAT

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.