Selçuk Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü'nü bitirmiş bulunmaktayım. Öğretmen olmak ortaokuldan beri hayalimdi ve ben gecemi gündüzüme katarak, ailemin maddi imkansızlıklarına rağmen, iki sene dershaneye giderek bu hayalimi gerçekleştirdim.. Kazandığımı öğrendiğimde, ailemin ve benim sevincimizi tahmin edersiniz.. İkinci öğretim olması sıkıntılı oldu, çünkü ailem dönem başı 500 TL'yi karşılayacak güçte değildi ama yine de ailem ve ben elimizden geleni yaptık, 4 senede üniversiteyi bitirdim... Bitirmek zorundaydım, çünkü sonunda atanacak, öğretmen olacak, okuyan üç kardeşime yardım edecek, aileme olan maddi yükün karşılığını ödeyecektim.. Ama hiçbir şey göründüğü gibi olmadı.. Üniversitede son sene yine imkansızlıklara rağmen dershaneye gittim, atanıp, öğretmen olup, bütün bu sıkıntılarım bitecek sandım, yine olmadı.. 2010 KPSS sınavından atanacak kadar puan almıştım ama kopya olayı çıktı ve ben atanacakken, o stresle tekrar girdiğim sınavdan düşük bir puan aldım.. Aralık atamasında yetmedi, ağladım.. Haziran atamasında da yetmedi, yine ağladım.. Temmuz atamasında söz verildi, 15 bin diye, bu kadar alım olsa atanacaktım, olmadı, 6 bin aldılar. Önümde 40 kişi kalmıştı yine umutlarım yerle bir oldu, kahroldum.. İnançlı bir insan olarak, "vardır bir hayır" dedim, çalıştım, yine aileme yük oldum, yine çalıştım, üstelik uyku uyumadım, yemek yemedim sadece çalıştım.. Ve Bakanımızın sözü, "55 bin, Ağustosta tek atama" bu, sevincime sevinç kattı. Sınava girdim çok yüksek bir puan aldım. Benim aldığım puanı alanlar tatil beldelerinde görev yaparken, ben yine kaldım. Neden mi? Şu ana kadar yapılmış en az sayıda alım olması yüzünden.. Psikolojimi anlatamam. İnsanlara derdimi anlatamam; tek çarem ek alım.. Şimdi benden onlarca puan düşükler öğretmenken, az alım oldu diye evdeyim, psikolojim harap, atama bekliyorum... Belki bu benim hikâyem; daha vahim halde binlercesi olabilir. Peki bizim bu hakkımızı kim verecek? Allah'a sığınıyor, dua ediyorum.. Peki, bunlar bize neden reva görülür? Tek derdim atanmak ve kardeşlerime aileme maddi destek olmak. "Dershanede, özelde şansını dene" mi dediniz? Onu da yaptım, 200 TL teklif ettiler, bu şaka değildi, "binlercesi var, sen olmazsan başkası olur" gözüyle bakıyorlar. Mesleğimi verin bana n'olur.. Tek isteğim kalan 44 bin atama en kısa zamanda olsun. Tek derdim sesimi duyun.. Selcan Demir Belediye ve Özel İdare Sözleşmelileri, kadro için verilen sözün tutulmasını bekliyor Hükümetin, 4 Haziran 2011'de çıkardığı Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile, kamuda çalışan sözleşmelilerin 200 bine yakını kadroya geçirilmesine rağmen, KHK kapsamı dışında bırakılan, Belediye ve il Özel İdarelerinde 4b Sözleşmeli Statüsünde çalışan 16 bin 500 kişi Hükümetten yeni bir kararname bekliyor. 12 Haziran genel seçimleri öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kamuda ne kadar sözleşmeli varsa kadroya alacağız" sözüyle umutlu bir bekleyişe giren Belediye ve İl Özel İdaresi çalışanları, 4 Haziran'da yayınlanan KHK'de kapsam dışında bırakıldıklarını görünce büyük bir şok yaşadı. Kamuoyunda yükselen tepkiler üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlar, konunun yasal düzenleme gerektirdiğini, bunun da meclisin açılmasıyla birlikte yapılacağını açıklamıştı. Meclis'in yeni dönem çalışmalarına başlamasına rağmen, Belediye ve il Özel İdarelerinde 4b Sözleşmeli Statüsünde çalışanların kadroya alınmasıyla ilgili bir gelişme olmaması, yasayı bekleyen 16 bin 500 kişiyi tedirgin etti. Yaz boyunca meclisin açılmasını büyük bir umutla bekleyen sözleşmeliler, konunun Meclis gündemine halen gelmemesi sebebiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan binlerce 4b sözleşmeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten bu mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar. Başbakan'ın ve ilgili bakanların seçim döneminde belediye sözleşmelilerinin problemlerinin çözüleceği yönündeki sözleri gereği, konu ile ilgili bakanlıklar nezdinde bir çalışma bir an önce başlatılmalı. Belediye ve Özel İdarelerde çalışan mimar, mühendis, avukat, programcı gibi, çoğunluğu teknik personellerden oluşan yaklaşık 16.500 kişinin kulağı şimdi seçim öncesi "Meclis açıldığında yasal düzenleme yapılacak" diyen Başbakan Erdoğan'a çevrildi. Bir grup sözleşmeli Okul pansiyonlarından sorumlu idareciler Milli Eğitim Bakanlığı'na; Yatılı kız ve erkek okullarımız mevcut. Bu okullarda pansiyondan sorumlu idarecilerimiz (Md. Yardımcılarımız) görev yapmaktalar. Gece gündüz pansiyonlara gelerek, öğrencilerin problemleriyle ilgilenmekteler. Ancak, bir veli olarak, benim anlayamadığım ve garipsediğim bir konu var. Pansiyondan sorumlu Md. Yardımcılarının her an (gece-gündüz) pansiyona, hatta yatak odalarına kadar girip çıkmaları gerekmektedir. Buna göre, mantıken kız pansiyonlarında görev yapacak Md. Yardımcısının bayan, erkek pansiyonlar için erkek Md. Yardımcısı olması gerekmez mi? Lütfen bu durumu acilen düzeltiniz. Bir Veli Öğretmenler arasında çifte standart uygulanmasın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; İzmir Büyükşehir Belediyesi, bütün kurumlardaki öğretmen ve öğrencilere otobüslerde indirim uygularken, Diyanet'in resmi Kur'an-ı Kerim Kursu öğretmen ve öğrencilerine uygulamıyor. Bu çifte standart İzmir'imize yakışmıyor. Bu işin örgün/yaygın eğitimle de ilgisi yoktur. Zira aynı statüdeki yaygın eğitim kurumu olan Halk Eğitim Kurslarındaki öğretmenlere indirim uygulanmaktadır. Sayın Başkanımızın bu problemi çözmesini bekliyoruz. Hatice Karlıdağ Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00