Yıllardır, Meslek Liselerinde okuyan öğrencilerin uğradıkları haksızlıkları, ellerinden alınan hakları, dramlarını bu köşeden dile getiriyoruz. Bu camianın yüzde 7-8'ini oluşturan İmam Hatip mensuplarının önünü kesmek için, bu okulların nasıl baltalandığını defalarca yazdık, bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini belirttik. Sizler de olayın bütün detaylarına vâkıfsınız. Ama bu uyarılara aldıran olmadı. Neticede gelinen nokta ortada: Türkiye'nin 12 ilinde toplam 67 okulda bir araştırma gerçekleştirildi. Erkek Teknik Okullarında 1006, Kız Teknik Okullarında 1004, Ticaret-Turizm Okullarında 974 ve Din Eğitimi Okullarında okuyan 977 son sınıf öğrencisi ile anket uygulaması gerçekleştirildi. Ayrıca Erkek Teknik Okullarında 90 yönetici ve öğretmene, Kız Teknik Okullarında 87 yönetici ve öğretmene, Ticaret-Turizm Okullarında 94 yönetici ve öğretmene, Din Eğitimi Okullarında 93 yönetici ve öğretmene anket uygulandı. Araştırmanın sonuçları, Meslek Lisesi öğrencilerinin gelecekleriyle ilgili oldukça karamsar olduklarını ortaya koydu.. Kendilerine yeni bir imkan tanınsa, Erkek Teknik Lisesi öğrencilerinin % 57.4'ü, Kız Teknik Lisesi öğrencilerinin % 57.7'si, Turizm ve Ticaret Lisesi öğrencilerinin % 58.6'sı, İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin % 18,6'sı bu okullarda okumayacaklarını belirttiler. Araştırmanın diğer bir dikkat çekici sonucu da, öğrencilerin devam ettikleri Meslek Liselerinin, kendilerine mesleklerini öğretmediğine, Üniversiteye hazırlamadığına, sosyalleştiremediğine ve yabancı dil öğretmediğine inanmaları. Araştırmanın en çok göze çarpan sonuçlarından biri de, öğrencilerin bu okullarda oldukları için haksızlığa uğradıklarına ve ayrımcılığa maruz kaldıklarına inanmaları. Meslek Lisesi öğrencilerinin büyük çoğunluğu (% 81) üniversiteye girişte kendilerine büyük haksızlık yapıldığına inanıyor. Öğrencilerin % 57.2'si üniversiteye girişte ayrıma tabi tutulmalarını en büyük problem olarak görüyor. Meslek Lisesi öğrencileri çok büyük oranlara varan bir çoğunlukla (% 86.9) üniversiteye girişte alan dışı tercihlerde düşük katsayı uygulamasını kendilerine yapılan büyük bir haksızlık olarak değerlendirirken, % 80'i de devletin Meslek Liselerini ihmal ettiğine inanıyor. Yıllardır bu büyük camianın feryatlarına kulaklarını tıkayanlar, ideolojik saplantıları yüzünden gençlerin hayallerini karartanlar vicdanen rahatlar mı? Ülkemizin istikbaliyle böylesine sorumsuzca oynamanın bir bedeli olmayacak mı? Hizmeti engelleyen kanun olur mu? Yüksekokul mezunu bir Sağlık Memuru, uzun yıllar koruyucu sağlık hizmetlerinde ve hastanelerde çalıştıktan sonra emekli olmuş. Boş gezmektense, bir sağlık kabini açıp, faydalı birşeyler yapmak istemiş. Evraklarını vererek kabini açmış, çalışmaya başlamış. Cüzi miktarda para kazanıyordu, bunun da vergisini, eğitime katkı parasını ödüyordu... Ticaretle uğraştığı gerekçe gösterilerek, Emekli Sandığı'na bağlı olduğu halde, Bağ-Kur'a ayda 50 milyon yatırması gerekiyormuş. Yılbaşında maaşına gelen zam zaten bu kadar... Şimdi bu kabini kapatacak, tasarladığı hizmetleri veremeyecek, boş boş gezecek. Hizmeti engelleyen kanun olur mu? Vatandaşa hizmet etmek suç mu? İlgililer bir araya gelip, bu tür kanunları bir an önce düzeltmeliler... Selahattin İnal-Kavak/SAMSUN