Mesleki eğitimi bitirdiler

A -
A +

İmam Hatipliler ve bazı vehimlerden dolayı atılan adımların, Meslek Liselerini, dolayısıyla mesleki eğitimi ne hale getirdiğini defalarca dile getirdik. Bu işin müsebbibleri, her defasında, asıl amaçlarının bu gençleri kendi mesleklerine yönlendirmek ve alanlarıyla ilgili yüksek okullarda okumalarını sağlamak olduğunu belirttiler. Meslek Yüksek Okullarının halini de, o okullarda hocalık yapanların ifadelerinden anlayalım: "Bizler Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlileriz. Sınavsız geçiş yüzünden, Meslek Yüksek Okulundaki öğrencilerin bilgi seviyesi çok düşmüştür. Bugün ilköğretimde ve lisede kalma olmadığı için, Meslek Liselerinden gelen öğrencilerin seviyeleri çok düşük. Sınıfta ilkokul 2. sınıfta okuyan öğrenciden bile kötü okuyanlar var, çarpım tablosunu bilmiyorlar, başarı oldukça düşük. Tamam, bu öğrencilere iyi kötü diploma verilmesi mi amaç, daha çok diplomalı bilgisiz mi? Bunların ilerde Türkiye'de ileri mevkilere gelmesi durumunda, ülkemizin vah haline... Yine sınavsız geçişle, bu sene çoğu Meslek Yüksekokulunun kontenjanı dolmadı. Lütfen ÖSS'de sınavlı öğrencileri de alalım. YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve Milli Eğitim Bakanımızın bu konuya eğilmesi dileğiyle..." Meslek Liselerini ve Meslek Yüksek Okullarını bu hale getirip, ülkeyi diplomalı cahillerle doldurma çığırını açanlar bu vebalin altından nasıl kalkarlar, çok merak ediyorum... Hukukun gereği yapılsın Sağlık Bakanlığı'na; Sağlık Bakanlığı'nın talebi üzerine, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'na göre Öğretmenlik mesleği 4 yıl süreli Lisans eğitimi gerektiren özel bir ihtisas alanı olduğundan, 3 yıl süreli eğitim veren Sağlık Eğitim Enstitüleri kapatılarak, yerine 4 yıllık Lisans Eğitimi veren Sağlık Eğitim Fakülteleri 24/04/1994 tarih ve 94/6138 sayılı Bakanlar Kururlu Kararıyla kurulmuş ve 1996 yılında eğitim öğretim hizmetlerine başlamıştır. "Sağlık Eğitiminin Yeniden Yapılandırılması Projesi" kapsamında 23/05/1995 tarih ve 185/1 sayılı Yüksek Sağlık Şurası kararına istinaden, ilgililerin onay ve kararlarıyla Sağlık Eğitim Enstitüleri'nin faaliyetine son verilmiştir. Ancak, daha sonra dönemin Sağlık Bakanı (Sayın Osman Durmuş) tarafından Sağlık Eğitimi Enstitüleri'nin yeniden faaliyete geçirilmesinin gündeme getirilmesi üzerine, 13/08/1999 tarih ve 2781 sayılı yazı ile Milli Eğitim ve Maliye Bakanlıkları ile YÖK Başkanlığı'nın konuyla ilgili görüşleri istenmiştir. Fakat bu kurumların görüşleri henüz bakanlığa intikal etmeden, 17/08/1999 tarih ve 2546 makam onayı ile Sağlık Eğitim Enstitüleri yeniden faaliyete geçirilmiştir. Oysa; Milli Eğitim Bakanlığı'nın 01/09/1999 tarih ve 23646 sayılı yazılarında "Öğretmenliğin özel bir ihtisas mesleği olduğu ve Sağlık Eğitim Enstitüleri'nin 3 yıl eğitim süreli olmasından dolayı, Yüksek Öğretim Kanununda belirtilen akademik sınıflamanın dışında kalmasından bahisle, Sağlık Eğitim Enstitüleri'nin 555 sayılı yasa dahilinde yeniden faaliyete geçirilmesinin uygun olmayacağı; YÖK Başkanlığı'nın konuyla ilgili yazılarında ise "Konunun 31/08/1999 tarihli Yürütme kurulu toplantısında incelendiği ve Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca, yüksek öğretim veren birimlerin üniversite, ya da ileri Teknoloji Enstitüleri bünyesinde olması gerktiğinden bahisle, Sağlık Bakanlığı'nın teklifinin uygun olmadığına karar verildiği" belirtilmiştir. Tüm bunlara rağmen, söz konusu bu okulların halen fonksiyonunu sürdürmesi, Sağlıkk Eğitimi alanında akademik niteliğe sahip Sağlık Eğitimi Fakültesi mezunlarının kamu kurum ve kuruluşlarındaki istihdamını ciddi anlamda zorlaştrmaktadır. Nitekim, sözleşmeli sağlık personeli istihdamına yönelik, Ekim 2003 tarihinde yapılan sınavda Sağlık Eğitim Fakültesi mezunlarına yer verilmemiştir. Ayrıca, 2001 yılında Sağlık Eğitim Fakültesinden mezun olduktan sonra Sağlık Bakanlığına bağlı Sağlık Meslek Liselerinde öğretmen olarak atanmak için yaptığım başvurularda, "şu anda ihtiyaç yoktur" denerek olumsuz cevap verilirken, diğer yanda 2003 yılında Sağlık Eğitim Enstitülerinden mezun olanların öğretmenlik ataması yapılmıştır. Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde bu yapılanlara bir anlam verememekteyim. Bu konuda hakkımı aramak amacıyla yürütmenin durdurulması için İdari Mahkemeye başvuracağım. > Atakan Pala

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.