Mevzuata uygun şekilde öğretmen olduğum halde görevime son verildi

A -
A +

 Sayın Başbakan'ın ve Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine;

19.12.2012 tarihinde gelen bir tebliğ ile, atanmış olduğum  "Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği" görevime son verilmiştir. Gerekçe olarak, "80 sayılı TTK kararına göre, öğreniminiz, atanmış olduğunuz alana uygun olmadığından. 657 sayılı devlet memurları kanununun 18/A 5, 98 B mad." gösterilmiştir.
10.09.2012 tarihinde "Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni" olarak Şanlıurfa'ya atanmıştım. İstanbul'dan Şanlıurfa'ya giderek, 13.09.2012 tarihinde  işlemlerimi yaparak göreve başlamıştım.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Resim İş Öğretmenliği'nden öğretmen olarak mezun oldum.
Müracaatımı yapmadan önce, Eylül ayı atama kılavuzunu okudum. Elektronik Başvuru Formunu ve MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü'ne ait web sitesinde yer alan alanlara kaynak gösterilen programları inceledim. Bu şekilde müracaat formumu doldurdum ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giderek onayımı yaptırdım. Bu esnada hiçbir aksilikle karşılaşmadım. Atama kılavuzunda yer alan açıklama'da, "2006-2007 Öğretim Yılından itibaren uygulamadan kaldırılan "İş Eğitimi (İş ve Teknik Eğitimi, Ev Ekonomisi, Ticaret)" alan öğretmenliğine, 12.07.2004 tarihli ve 119 sayılı Kurul Kararı eki çizelgede kaynak gösterilen yükseköğretim programlarında 2009-2010 Öğretim Yılı ve daha önceki öğretim yıllarında öğrenim görmekte olup bu programlardan mezun olanların, 'Teknoloji ve Tasarım' alanı öğretmenliğine atanmalarına herhangi bir öncelik tanınmadan devam edilir" denmektedir.
Yukarıdaki açıklamaya uygun bir mezun olarak, başvurumu yapmış ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanları da mevzuata uygun olarak bunu onaylamıştır. Göreve başlamak için gittiğim Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürlüğü de bütün evraklarımı onaylamıştır.
MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü (ikgm.meb.gov.tr) internet adresinde "Alanlara kaynak gösterilen yüksek öğretim programları" sütununa baktığımızda, karşımıza çıkan kutucuk için Teknoloji ve Tasarım alanını seçip, başvuru yapabilecek üniversiteleri görebiliyoruz. Halen mevcut olan bu sistem incelenebilir. Ayrıca yine halen bu adreste , 2012 eylül ilk atama sorgulamasında, T.C. numaramla baktığımda atanmış olduğum kurum, başvurum aynen çıkmaktadır.  
Görevden alınmama gerekçe gösterilen açıklamada, 48 A5  maddesinde, "Türk Ceza Kanunu'nda, anayasal suçlar ve düzenin işleyişine karşı suçlar, sahtecilik, dolandırıcılık, hırsızlık, güveni kötüye kullanma, rüşvet, irtikap, kaçakçılık  vb. suçlardan mahkum olmamak" şeklinde bir ibare görülmektedir. 98.B maddesinde ise, "memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi hallerinde sona erer" hükmü yer almaktadır.
Bana sunulan bu gerekçelerle görevim sona ermiş, okuluma, öğrencilerime ve yeni kurduğum hayatıma veda etmiş oldum. Hem maddi hem manevi büyük bir eziyete maruz kaldım. Kimseyi dolandırmadım, sahtekârlık yapmadım. Diplomamı açık net sundum. Bile bile ya olursa diyerek, bir ihtimale dayanarak bir işe kalkışmadım. Bu mağduriyetimin psikolojik olarak açıklaması çok zor. 
Ben ve benim gibi diğer mağdur diğer öğretmen arkadaşlarımla, bu konunun aydınlanmasını bekliyoruz. Sayın Başbakanımıza sesimizin gitmesini ve bu  mağduriyetimizin duyurulmasını talep ediyorum. 
            Mağdur bir öğretmen


Bazı hassasiyetlere dikkat etmeniz gerekmez mi?
TRT 1 ve 80'ler dizisi yetkililerine;
Reklamlarınızda her şeyin en ince ayrıntısını dahi düşünen sizlerden bazı hassasiyetlere de dikkat etmenizi beklerdik. Susmuşu konuştururken, piyano başında şu söylettiğiniz "Hak bana bir ömür vermiş boşu boşuna..." sözünün manasını azıcık, minnacık da mı düşünmüyorsunuz?
Hak, yani Allahü teala, bir ömrü -haşa- boşu boşuna verir mi? Müslümanların hassasiyetini düşünerek, bu tür yanlışlara düşmemek gerekir, değil mi?
Sizlere birisi "ne boş işler ile uğraşıp duruyorsunuz?" dese, rahatsız olursunuz, hatta söylediği ortama ve duruma göre mahkemeye verirsiniz.
Bütün hakiki inananlar da bu sözden büyük rahatsızlık duyar.
O reklamda, noktalamaya, mizanpaja, yerleşime, görüntüye, neyin nerede olacağına; bakışların, duruşların, kaşın, gözün hareketleri dahil, en ince detaylara kadar her şeyi düşünmüş olan sizler; bu sözün Allahü tealaya hakaret olduğunu nasıl düşünmezsiniz?
           Mehmet Tiryaki
(Çorum Sosyal Sorumluluk Derneği Başkanı)


İkinci defa Şark görevine gönderilmekle emekli olmaya zorlanıyoruz
İçişleri Bakanlığı'na;
Emekliliğini hak etmiş bir Polis Memuru olarak, emekli olmaya korkuyorum. Çünkü emekli olduğumda alacağım maaş yarı yarıya düşecek. İkramiye desek o da devede kulak...
Emniyet Genel Müdürlüğü, idare ile sıkıntısı olan (idareye dava açan ve idarenin istemediği) branşlı personel ile ilgili, 2012 yılında (2. Şark) bir uygulama başlattı. Bu uygulama Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilktir. Bunun sonucu olarak, ben ve (kesin olmamakla birlikte) yaklaşık 500 branşlı Polis Memuru, 2. defa Şark'a gönderildik. (Kaçakçılık) Branşlı personel olmama rağmen, ben ve benim gibi birçok Polis Memuru şu anda branşlarında çalıştırılmamaktadır. Anlayacağınız bana ve benim gibi 2. defa gönderilen personele dolaylı olarak mobbing uygulanmakta, ayrılmaya (emekli olmaya) zorlanmaktayız.
          Polis memuru M.

Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.