Maden mühendisliği, özveri gerektiren, çok meşakkatli bir meslektir. İmkânsızlıklar sebebiyle, James Bond şeklinde pratik düşünme kabiliyeti gelişiyor. Tabiat ile, hayatımızı ortaya koyarak savaştığımız için, hafif mazoşistliği sevenler için karşı konulması güç bir hayat tarzıdır. Bütün bu zor şartlarla uğraşırken, eğitimsiz insanların en yakın yardımcımız olması ve en ufak olayda dahi savcıyla karşı karşıya kalabilme ihtimali, bir de özel sektörde "yok teknik nezaretçi, yok daimi nezaretçi, yok şunu da yap, bunu da yap, yoksa yerine çalışacak şu kadar mezun adam var " havası... Sektörde yerini edinmiş insanların, hata yapsalar bile, yıllarca yerinde saymaları ve kişilerin yükselen ego tatminlerinin doyumsuz noktalara yükselmesi, mesleğimizdeki mazoşistliği daha üst noktalara taşımakta ve bu şekilde yetişen yeni nesil mühendislerin de, eskilerin alışkanlıklarını devam ettirmesi söz konusu olmaktadır. Peki iş bulamayan bunca meslektaşa rağmen yeni okul açılsın mı? Tabii eğer birileri bu ülkenin düşünme kabiliyetinin olmasını isterse, her ne olursa olsun okul okuldur.. Lütfen okul açılacak ise; bırakın açsınlar, hatta alkışlayın.. Bizler, güzel ülkemizin güzel insanları, yarını düşünmek ve yarınlar için bugün savaşmak zorundayız.. K.B. (Maden Mühendisi) >> Gençler siyasete neden soğuk? Şu yerel seçim atmosferinde bir hususu çok açık fark ettim ki, "gençlerimizin çoğunluğu siyasete oldukça ilgisiz." Gençlerimiz, ülke meselelerine karşı oldukça bigane. Seçim meydanlarında toplanan kalabalığa baktığımızda çoğunluk neredeyse 40 yaşın üzerindeki kişilerden oluşmaktadır. Abuk-subuk filmler hakkında, TV'deki acaip yarışma programları üzerinde saatlerce kafa yoran, yorum yapan gençlerimiz, acaba, içte ve dıştaki önemli gelişmeler, AB, ekonomimizin gidişatı, dış politika hakkında bir saat bile düşünüyorlar mı? Ülke meselesine kafa yormak, geleceği müspet bir şekilde planlamak ve doğruyu bulmaktır siyaset. Ancak, bu ülkenin gençleri, kendilerinden yaşça büyüklerin darbelerin altında ezildiğini ve sağa-sola sürüldüğünü, fikir üreten insanların genelde zor durumda kaldığını gördükçe "siyasetten korkar oldular ve düşünmeme yolunu seçtiler." Üzülerek söylüyorum, gençlerin büyük kısmı düşünmüyor, düşünmekten korkuyor. Bir ülkenin gençleri, insanları siyasetten soğutulursa, hür düşünceye, serbest fikre açık değillerse, o ülkede gelişme ve ilerleme sağlanamaz. Umarım bu durum tersine döner ve gençlerimiz ülke meselelerine daha çok ilgili olurlar. Taha Nur >> Ateş düştüğü yeri yakar İşsizliği göreceli olarak azaltmak için kamu alımlarını artırdı. Pek çok genç kriz zamanı askerliğini yapmak için askere gitmeye çalışıyor, celp fazlalığı var, ama var demek istemiyorlar, çünkü liselerin 4 yıla çıkarılması gibi, bu da genç nüfusun ben de iş istiyorum yaygarasını ötelemek için uygun bir yöntem. Benim gibi binlerce iş sahibi insan da hem işsiz kalmamak, hem de işlerini kapatıp çalışanlarını işsiz bırakmamak ve ayrıca ekonomik zorluklara karşı küçük de olsa bir yardım yapmak amacıyla, askerlik hizmeti yükümlülüğümüzü bedelli yapmak için teklifte bulunuyoruz. Bedelli askerlik çıkmazsa, biz de işsiz kalır, işsiz bırakırız. Ancak unutmayalım ki işsiz, aç insanlar gasba, hırsızlığa yönelmek zorunda kalır ve işi olan sizler gibi milyonlar da huzursuz bir hayata, aileniz ve çocuklarınız için kaygılı günlere merhaba dersiniz. Çözüm bulma vaktidir. Ahmet Güven >> TV'lerden biraz dikkat bekliyoruz Ülkemizde, özellikle gençlerimize yönelik, manevi değerlerinden uzaklaştırma ve ahlaki yönden zaafa uğratılma çaba ve çalışmaları hız kesmeden devam etmektedir. Bunda öncelikli olarak TV'ler kullanılmaktadır. Bilindiği üzere TV'lerdeki birçok dizi ve eğlence programı ölçü tanımıyor. Bu dizilerin ve eğlence programlarının hangileri olduğunu bu millet çok iyi biliyor. Bazı TV'lerde, sanatçı adıyla sahneye sürülenlerin bir kısmının da milletimizin değerlerine yabancı oldukları çok iyi biliniyor. Hatta devlet'in TRT'sinde bile rastlıyoruz. TRT, vatandaşların vergisiyle kurulmuş bir kurumdur. Özel TV'lerden daha dikkatli olmalıdır. Ben bu ülkede vergi veriyorsam, TRT'de dansöz kılığıyla oynayan birinin, bilmem ne uluslararası yarışmaya katılacak diye milletin gözüne, kulağına, sabah-akşam denilmeden fütursuzca pompalamasına ve el üstünde tutulup da örnek gibi gösterilmesine karşıyım. Bu durum itibariyle, ülkemizdeki ahlaki bozulma ve çöküş herkes tarafından gözlemlenirken, bu çöküşe, bu bozulmaya TRT alet olmamalıdır. TRT, özel TV'ler gibi değildir ve olamaz da. Ahmet Hasan-YALOVA BİZE DAİR Daha iyi bir Türkiye için; okuyucularımızın da fikirlerine ihtiyacımız var... Gazetemizde görüp eleştirdiğiniz, beğenip övdüğünüz, düşünüp bize yol göstereceğini umduğunuz her şeyi paylaşın; behcet.fakihoglu@tg.com.tr Tel: (0212) 454 38 22 / Faks: (0212) 454 31 00 Adres: Türkiye Gazetesi-Yenibosna/İST.