Son günlerde bazı aydınlarımız(!) Ermeni lobiciliği yapıp, ülkemizi geçmişimizi, tarihten bihaber olarak kötülemeyi tutku haline getirmişlerdir. Kendi paylarına yaptıkları Özür kampanyalarını ne amaçla yaptıklarını doğrusu pek merak etmiyorum. Ancak, aşağıda bahsedeceğim yaşanmış örnek olaylar hakkında, bu kişiler kamuoyunu bilgilendirirlerse kendi payıma ve milletimiz adına sevinirim. 1. Ermenilerden özür dileyenler, Balkan Savaşlarından sonra 2.5 milyon Müslüman Türk'ün işkencelere maruz kaldıklarını, mallarına el konulup göçe zorlandıklarını ve hayatlarını kaybettiklerini biliyorlar mı? 2. Filistin cephesinde esir düşen 16.Tümen'in 48. Alayının İngilizlerce Mısır'ın İskenderiye yakınlarındaki Seydibeşir Usare Kampına götürülüp; Ermenilerin tercümanlığında, ilaçlı havuzlara sokulduktan sonra gözlerini kaybeden 15 bin askerimizi biliyorlar mı? 3. 20. yüzyılın başlarından itibaren, Ermeni Taşnak örgütünün, Anadolu'da binlerce köye baskınlar yapıp, Müslümanları camilere topladıktan sonra yaktıklarından haberleri var mı? 4. Yakın tarihte Asala Terör Örgütünün birçok diplomatımıza suikast düzenlediğini ve şehit ettiğini, Avrupa'nın buna seyirci kaldığını, ancak suikastlarda Avrupa vatandaşları zarar görünce Asala'nın faaliyetlerine son verilmesi istendiğini biliyorlar mı? 5. 1990'lı yılların başlangıcında, Ermenilerin Azeri kardeşlerimize uyguladıkları Hocalı katliamını biliyorlar mı? Ecdadımızın; din, dil farkı gözetmeksizin, Anadolu topraklarını birçok millete açtığını, Avrupa'nın zulmü altında bulunan Endülüs Yahudilerinin 2. Beyazıt zamanında gemilerle İstanbul'a getirilip soykırımdan kurtarıldığını, Lehlilerin Macar zulmünden kurtarıldıklarını, Rus zulmünden kaçan Kafkas halkına Anadolu topraklarının açıldığını, Hitler'in elinden 20 bin Yahudi'nin kurtarılıp Eskişehir'e getirildiklerini biliyorlar mı? Biliyorlarsa, milletimize ve tarihimize teşekkür etmeyi düşünüyorlar mı? Muharrem Demirhan (Sosyal Bilgiler Öğretmeni) Tarihî eserler ilgi bekliyor İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesinde emeği geçenlere teşekkür etmek isterim. İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti seçilmesinden dolayı restorasyonlar yapılıyor ve yapılacak. Benim rahatsızlığım, bu eserler daha önce ecdat yadigârı, değer verilmeye layık eserler değiller miydi? Mesela Süleymaniye Camii buna yerinde bir örnek. Bütün eserlerimiz, her türlü organizasyon için devamlı bakımlı ve hazır olmalı. Bu ecdada saygıdır. Torunları olarak, bizlere miras bırakılan bu güzel eserlere karşı üzerimize düşen görevleri yerine getirip, onların hatıralarını her zaman bakımlı olarak ayakta tutmalıyız. Temennim odur ki bu ilgi hep devam etsin. Tarihî eserlerimizin çevresi, eserin büyüklüğüne göre boş bırakılıp, yeşillendirilsin, yakın çevresine gökdelen, apartman, dükkan vs. yapılmasın. İstanbul'da bulunan bir camiden söz etmek istiyorum. Bu cami, denizin doldurulup üzerine tek minareli olarak inşa edilen, yanılmıyorsam Kılıç Ali Paşa Camii. Bu cami yola ve denize çok yakın olup, arabaların egzozlarından ve gemilerin bacalarından çıkan dumanlar yüzünden olacak, dışı sanki bir kurum haznesi gibi. Bu camiye gerçekten üzülüyorum. Yetkililerden ricam; bu caminin de bakımının yapılıp saydığım etkenlere karşı korunmaya alınması. Ümit Ünal İş bulabilmek için daha ne kadar okumalıyım? 25 yaşındayım. Ailemin geçim sıkıntısı yüzünden, zar zor okuyabildim. İki üniversite mezunuyum, (Muhasebe ve İşletme Fakültesi) askerliğimi yaptım ve hâlâ işsiz dolaşıyorum. Halbuki ne umutlarla okumuştum. Şu an kendi alanım dışında bir iş yerinde çaycı olarak çalışıyorum. Bir yabancı dil biliyorum, bilgisayar konusunda son derece bilgim var ve bu küçük şehirde nereye gitsem, hangi iş yerine gitsem, tanıdığın var mı diye soruyorlar... Taşı sıksam suyunu çıkaracak güçteyim. Çok şükür, halimden şikayetçi değilim. Ama bu düzen nereye kadar bu şekilde gidecek diye sormak istiyorum, ya da daha ne kadar okumalıyım ki iyi bir iş sahibi olayım?!. Benim gücüm bu kadar. Mehmet Fenci-KAHRAMANMARAŞ BİZE DAİR Daha iyi bir Türkiye için; okuyucularımızın da fikirlerine ihtiyacımız var... Gazetemizde görüp eleştirdiğiniz, beğenip övdüğünüz, düşünüp bize yol göstereceğini umduğunuz her şeyi paylaşın; behcet.fakihoglu@tg.com.tr Tel: (0212) 454 38 22 / Faks: (0212) 454 31 00 Adres: Türkiye Gazetesi-Yenibosna/İST.