Köşenizde 19.11.2001 tarihinde yayınlanan "Neden kendi branşımızda öğretmenlik yapamıyoruz?" ve "Atama bekleyen öğretmenlerin mağduriyeti" başlıklı okuyucu mektupları incelenmiştir. "Neden kendi branşımızda öğretmenlik yapamıyoruz?" başlıklı mektupta okuyucunuz rehberlik branşına geçmek istediğini iletmektedir. Öğretmenlik görevine atanacakların mezun olacakları yüksek öğretim programları branşlar itibariyle Talim ve Terbiye Kurulu'nun 1.6.200 tarih ve 340 sayılı kararıyla belirlenmiştir. Söz konusu kararda Rehber Öğretmenliğe, fakültelerin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü/ Anabilim dalı, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü/Anabilim dalı ve Psikoloji Bölümü kaynak gösterilmiştir. Bu karar çerçevesinde Eğitim Bilimleri Fakültelerinin Eğitim Programları ve Öğretim Bölümü mezunları, rehber öğretmen olarak atanamamaktadırlar. Ancak, rehber öğretmen açığının giderilmesi için, kaynak gösterilen bölümlerden mezun olan adaylar yanında, Eğitim ve Eğitim Bilimleri Fakültelerinin; Eğitim Programları ve Öğretim, Eğitim Yöneticiliği ve Denetçiliği, Eğitim Yönetimi ve Planlaması, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, Halk Eğitimi Bölümü veya Anabilim Dalı mezunu olup, sınıf öğretmenliğine atanmış ve okullarında norm kadro fazlası olan öğretmenlerden isteyenler de rehber öğretmen olarak görevlendirilmektedir. Bu şekilde görevlendirilenlerden 2000-2001 öğretim yılında başarılı olarak görev yaptıkları tesbit edilenler Bakanlıkça düzenlenecek hizmetiçi eğitim programına alınacaklar, bu programda da başarılı olmaları kaydıyla rehber öğretmen kadrosuna atanacaklardır. "Atama bekleyen öğretmenlerin mağduriyeti" başlıklı okuyucu mektubunda ise; Sınıf öğretmenliği sertifikası olan Fen ve Edebiyat Fakültesi mezunlarının atanmak için daha ne kadar bekleyecekleri sorulmaktadır. 2000 yılında Bakanlığımızın sınıf öğretmeni ihtiyacının Eğitim Fakültelerinin Sınıf Öğretmenliği Bölümü mezunlarından karşılanamaması üzerine geçici önlem olarak Talim ve Terbiye Kurulu'nun branşlara ilişkin kararı kapsamındaki yüksek öğretim programı mezunlarından Sınıf Öğretmenliği sertifikası bulunanların da 2000 yılı sonuna kadar başvuruları kabul edilmiş ve ayrılan kontenjan ölçüsünde atamaları yapılmıştır. Ancak 2001 yılında Eğitim Fakültelerinin Sınıf Öğretmenliği Bölümünden mezun olanlar, sınıf öğretmeni ihtiyacını karşıladığı için, Sınıf Öğretmenliği Sertifikası olanların başvuruları kabul edilmiş olmakla birlikte, atamaları yapılamamıştır. Bakanlığımızca yeni talep edilen kadroların sağlanması durumunda, sertifikalı adayların bir bölümünün de ataması yapılabilecektir. Beyaz eşyada fiyat indirimi mi oldu? Maliye Bakanı'nın bütçe görüşmelerinde "otomotiv ve beyaz eşyada %8 indirim yapıldığını, bu yüzden bütçeden 80 trilyonun uçtuğunu" belirten sözlerini hayretle dinledim. Beyaz eşyada %8 indirim mi yapıldı, yoksa %25 zam mı yapıldı? Yetkililerin biz halktan haberleri olmadığı için, fiatlar indi mi, çıktı mı bilmiyorlar. Ben iddia ediyorum; 3 ay içinde beyaz eşyada fiyatlar en az %50 zamlandı. Bir ay içinde de %25 zam yapıldı. Her zaman olduğu gibi, Hükümete sözünü geçiren beyler kazanıyor; vatandaşın çektiği çileyi ise anlayan yok... Fakir-fukara kan kusuyor, bunların anladıkları tek şey, zam... Beyler, eğer bu indirimi vatandaş için yaptıysanız, çıkın piyasaya fiyatları denetleyin, çıktı mı, indi mi? ¥ Sami Özün - M.K. Paşa- BURSA Dava açalım! Her gün, af sayesinde cezaevinden salınan kişilerce işlenen suçları ve bu sayede mağdur olan vatandaşlarımızı basından öğreniyoruz. Bunları okudukça hepimizin içi yanıyor. Bu af yüzünden çok sayıda masum vatandaşımız mağdur duruma düşürüldü. Bu mağdur olan vatandaşlarımızın, önce bu affın mimarlarına, sonra da bunun kabulü yönünde oy kullananlara yönelik beşer milyarlık maddi, onar milyarlık da manevi tazminat davaları açmalarını teklif ediyorum. Bu davalar kazanılırsa, benzer hatalara düşülmeyecek, milletvekillerimiz de parmaklarını kaldırırken bir daha düşünecekler. Böylece bu hataların bedelini de masum insanlarımız ödemeyecek... Vatandaşın canı, ciğeri yanmış, içi kan ağlıyor; devlet de vatandaşın hakkını arayacağına, vatandaşa sormadan af çıkarıyor. Devlet affedecekse, önce kendine karşı işlenmiş suçları affetsin. Sivil toplum örgütleri de vatandaşa öncülük etmeli, bu hataları işleyenlerden yasal yollardan hesap sorulmalı, kimsenin yaptığı yanında kâr kalmamalıdır... ¥ Hasan Çelik - İMRANLI