Asker ailelerinden muhtaç olanlara yardım hakkındaki 4109 Sayılı Kanun gereğince, gerekli şartları taşıyan ve istenilen belgeleri hazırlayan asker ailelerine Belediyeler gerekli yardımı yapmaktadır. 4109 Sayılı Kanunun 7. maddesine göre yardım yapabilmek için, mahalli rayice göre idare ve ihtiyaçlarını temin edecek ne kendilerinin, ne de askere gidenin geçim vasıta ve imkanları bulunmaması şarttır. Askerin eşi adına ikametgah ilmuhaberi, eşinin nüfus cüzdanı, varsa çocuğunun nüfus cüzdanı, Kirada oturuyor ise kira kontratının fotokopisi, tam kapaklı karton dosya ve evlenme cüzdanı (kendisi) gibi belgelerle müracaat edilir. Er ve eşi adlarına herhangi bir gelir yoksa, erin eşi herhangi özel veya sosyal kuruluşta çalışmıyor ise müracaat edilebilir. Anne, baba ve kardeşler için de; askerin babası sağ ise babası adına, ölü ise annesi adına muhtardan ikametgah ilmuhaberi, annesinin ve babasının nüfus cüzdanları, kardeşlerinin nüfus cüzdanları; kirada oturuyorsa kira kontratı, tam kapaklı karton dosya gibi belgelerle müracaat edilir. Anne, baba ve kardeşlerin herhangi bir kuruluşta çalışmaması ve emekli maaşı almaması gerekmektedir. Bilgilerin doğruluğu Asker Ailesi Şefliği tarafından ilgili kurumlardan resen araştırılacaktır. Yardım alacak kişilerin son 6 ay içinde bulunduğu belediye sınırları içinde oturması, bulunduğu ildeki bütün belediyelerden asker maaşı almadıklarına dair Asker Ailesi Şefliği'nin verdiği belgenin onaylanması ve Belediyenin Asker Ailesi servisinin vereceği formların doldurularak Askerlik Şubesi'ne ve Muhtara onaylatılması gerekmektedir. Bu belgeler tamamlandıktan sonra asker aileleri belediyeye müracaat ettiklerinde, uygun görülen ailelere asker yardımı yapılır. İlgili mevzuat bu şekilde iken; bazı belediyeler, silah altında bulunanların yakınlarına adeta maaş bağlamamak için encümen kararı adı altında kanunun saydığı şartların dışında şartlar göstererek, engel çıkartmaktadır. Kanunun saydığı şartlara ilave olarak, tam teşekküllü devlet hastanesinden aile reisi için sağlık raporu isteyen belediyeler var. Hatta asker babasının yaşına göre de karar veren belediye yetkilileri "encümen böyle istiyor" derken; asker yakınları, "hiçbir sağlık kuruluşundan faydalanmadığımızı, askerde olan eş ya da çocuklarımızın bize baktığını söylüyoruz. İlla sağlık raporu istiyorlar. Sağlıklı olmak fakirin suçu mu?" diyorlar. Çok sayıda müracaat olduğu, bazı belediyelerin buna yetişemediği, bu nedenle bu tür evraklar istenerek müracaatların azaltılmak istendiği ifade ediliyor. > Mehmet Ali Kızılay > Emekliler toplumun sigortasıdır Yurdumuzda gizli ve açık işsizler, çok büyük oranlardadır. Bu durumda, toplumu kısmen de olsa rahatlatan, emekliler ve hâlâ süren geleneksel yapıdır. Bir emeklinin yanında birkaç işsiz; çocuklar, torunlar, hatta muhtaç yakınları barınmaktadır. Aç kalmasını, sokağa düşmesini engellemektedirler. (Böylece kendisi de belki yalnız kalmaktan kurtulmuş olacaktır)... Ancak, emekliler üzerine bir olumsuz kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. İşsizlerin işe kavuşması ve pirim ödemesi ile sosyal güvenlik sistemi rahatlayacaktır, çözüm budur. Emeklilerin 5510 sayılı kanundaki "maaşlarının haczedilmesi imkanı", çalışmalarının zorlaştırılması, vb. nedenlerle, "çevresini koruyabilme" özelliği azaltılmaktadır... Köy, kasaba ve şehirlerin kenar semtlerinde, bir emekli geliri ile birkaç aile, yardımlaşabilmektedir. Günlük geçici işler, çiftçilikten gelen cüzi gelirler ile yaşayabilmektedir... Eğer emeklilerin şimdiki özellikleri zayıflatılırsa, Logaritmik artan bir işsizlik tepkisi sokaklara yansıyacaktır. Emekli maaşına haczedilebilirlik özelliği gelirse, "..şuraya bi imza atar mısın?" diyen yakınlar ve başka nedenler ile emekli maaşları, bankalar ve sisteme yönlenecektir. Emeklilerin kötü tarafları şunlardır: Kredi kartı kullanmazlar, az deterjan harcarlar, marka tutkuları yoktur, cep telefonu harcamaları azdır, harcamalarının çoğu zaruri gıda vb. harcamalardır. Harcamalarından kısabildikleri ile sevdiklerine, çevresine katkıda bulunurlar. "Emeklinin üretime katkısı olmadığı" fikrini bir daha sorgular mısınız? Yurdumuzun geleneksel yapısı nedeni ile emekliler, birer sığınma evi, tam pansiyon, bedava koruma sağlamaktadır. Bu, topluma ve ülkemize yapılan bir hizmet üretimi değil midir? > Yavuz Yiğiter > Telekom grevi ve tüketici hakları Bilindiği gibi, epey bir zamandır Türk Telekom çalışanları grevdeler ve hizmetlerinde aksamalar/yavaşlamalar görülmektedir. Ben de devlet memuruyum, sendikal haklarımız yok denecek kadar azdır ama yine de sendikal üyeliğim var. Telekom çalışanları arkadaşlarımızın sendikal ve demokratik haklarını kullanmaları olumlu karşılanacak bir eylemdir. Fakat biz müşterilerin mağdur edilmeleri de ne derece haklı bir eylemdir, tartışılır. Diyeceğim odur ki, yaklaşık bir aydır ev telefonum arızalı ve arıza grev sebebiyle giderilmemektedir. Lakin adresimize fatura geldiğinde, hizmet karşılığı hizmet bedeli, abonman türü giderlerin tahsil edildiği görülmektedir. Sorum şu; peki öyleyse ya hizmetin verilmesi veya bedelinin tahsilinin durdurulması gerekmiyor mu? İşveren ile işçi arasındaki anlaşmazlıkların, hem işverenin hem de işçinin velinimeti olan tüketicilere yansıtılması ne derece haklı bir harekettir? Bu durumda biz tüketicilerin de yasal haklarımız doğmuyor mu? > M. Turgut > Tüketiciyi aldatanlarla kayıt dışı çalışanların yakasına yapışılmalı Devlet, şikayetleri beklemeden, tüketiciyi aldatanların ve kayıt dışı çalışanların yakasına yapışmalıdır. Bu sebeple tüketicinin ve rekabetin korunması kanunu ile kayıt dışı çalışanların vergi kaçırmasının önlenmesi hususunda yasal düzenlemeler şarttır. Ayrıca toptancı hal ve halk pazarlarının da bir an evvel elden geçmesi lazımdır. Özellikle halk pazarlarına çeki düzen verilmesi gerekir. Amaçları dışında satış yapan halk pazarları tüketiciyi yanıltmakta ve zarara uğratmaktadır. Serbest rekabet ve rekabetin korunması hususu ihlal ediliyor. Toptancı hallerine bakıyoruz, orada da sebze ve meyve piyasasında enteresan olaylar ile karşılaşıyoruz. Fiyatın yükselmesi veya düşmesine sebep olmak için stokçuluk yapılıyor ya da tek elde toplanması sağlanıyor veya imha ediliyor. Olan hep tüketiciye oluyor. Üretici ile tüketici arasındaki değişik komisyon ve aracıların artık kalkması lazımdır. Bu konuda denetimin arttırılması, yasal düzenlemenin bir an evvel yapılması gerekmektedir. > Mustafa Göktaş > KEY hesaplarımız ne zaman belirlenecek? KEY (Konut Edindirme Yardımı) Hesapları ile ilgili Kanun 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe girmiş ve hak sahiplerinin 6 ay içinde belirlenmesi hükme bağlanmıştı. Süre bitmek üzere olmasına rağmen, Ankara'da hizmet veren sağlık birimleri, çalışmalarını hâlâ tamamlayamadılar. Hak sahipleri tam olarak belirlenemedi. Birçok sağlık çalışanı mağdur duruma düşecek. Lütfen bu işin gereği yapılsın, kimse mağdur edilmesin. > Şenol Şahin (Sağlık-Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı) > Aralık atamasında 500 tarihçi alınsın Tarih Öğretmenliği mezunuyum. 2001 yılından beri branşımızdan çok çok az öğretmen alınmaktadır. Aralık ayında yapılacak öğretmen atamasında, branşımızdan 500 Tarih Öğretmeni alımının yapılmasını istiyoruz. > Ekrem Ayaydın